Yavaş yavaş herkes geldi ve sırasına oturdu. Biraz zaman geçtikten sonra
fizik hocası sınıfa girdiğinde, düşüncelerimi bir kenara bırakıp ayağa kalktım. Bu gün fizik sınavı vardı, çalışmamıştım. Ama fizik notlarım her zaman yüksekti, ve düşürmeye de niyetim yoktu tabii.Hoca kağıtları dağıttı ve sürenin başladığını söyledi. Kağıtla uzun dakikalar bakıştık, ve başlamam gerektiğini düşündüğüm için kalemi elime aldım ve soruları teker teker okuyup çözdüm, böyle kolay bir sınava çalışmama gerek mi vardı ki zaten?
Elimdeki dolu kağıdı hocanın yani Bay Lee' nin önüne koydum, ve sırama geri döndüm. Bay Lee bana uzun süre baktıktan sonra, kağıdımda gezindi gözleri.
O sırada eve gitmek istemediğimi fark ettim. Ailem yoktu. Onlar benim ailem olmamıştı hiçbir zaman, hiçbir zaman bir ailenin yapması gereken şeyleri yapmadılar. İlk başta beni sevmeleri gerekirdi, beni hasta etmeleri değil, hastalıktan, insanlardan, karanlıktan, kötülükten, kabuslarımdan ve diğer her şeyden korumaları gerekirdi. Gördüğüm diğer aileleri her zaman imrenerek izlerdim, ve hayal kurardım. Ama içten içe böyle bir mutluluk yaşayamayacağımı biliyordum.
"Taehyung buraya gel."
Gözlerimden benden habersiz akan yaşlarımı silip Bay Lee'nin yanına doğru ilerlemek için ayaklandım. Bakışların üzerimde olduğunu biliyordum. Ama umrumda değildi. Sadece o çocuk...
O çocuk bana parlak gözlerle bakıyordu, o çocuğun bakışları hiç yaşayamadığım çocukluğumu hatırlattı. Ona bakmaktan vazgeçerek yürümeye devam ettim.Bay Lee'nin önünde hiçbir şey demeden durdum.
"100 aldın, aferin. Ve senden bir şey isteyeceğim, benim odamda beni bekleyebilir misin?"
"Hmhm."
Bay Lee'nin odasına doğru yürüdüm ve kapıyı açıp içeri girdim. Koltuğa oturup beklemeye başladım. Ne olmuştu şimdi?
Beni ağlarken mi gördü? Off!"Merhaba Taehyung. Nasılsın?"
Nasılım bilmiyorum.
"İyiyim Bay Lee siz nasılsınız?"
Bay Lee de kendi koltuğuna oturdu ve elindeki kağıdı bana uzattı.
"Teşekkürler, sana bir görev vermem gerek. Bu sınıfta bir sana bir de Jungkook'a güvenirim. Bu yüzden de bu dosyaları saklamanı ve haftaya pazartesiye kadar kimseye vermemeni istiyorum sadece sen ve Jungkook okuyun tamam mı?"
Uzattığı kağıtları aldım ve göz attım.
Kağıdın en üstünde 'OKUL BALOSU' yazıyordu. Ne yani balo mu olacaktı?
Tanrım..."Bay Lee ben tam olarak anlayamadım. Jungkook kim? Okul balosunu biz mi hazırlayacağız? Haftaya pazartesi mi?"
"Jungkook'u tanımıyor olmana şaşırdım. Sizin sınıftaki hani sessiz çocuk, herkes onu bilir, sen de biliyorsun diye ben çağırmadım, bekle çağırayım da konuşalım."
Yerinden kalktı ve kapıyı açıp gitti. Sessiz çocuk mu? Şu kapüşonlu siyah giysili ve ifadesiz çocuk mu? Onunla mi? Ahh! Gerçekten sadece normal dümdüz bir hayat istiyorum!
"Geç bakalım Jungkook. Sınıfta kimse kopya falan vermedi değil mi?"
Bay Lee'nin arkasından bir çocuk girdiğinde gerçekten o olduğunu anladım. Bana baktı ve kaşlarını kaldırdı.
Ne bu tavır yani? Ben çok mu mutluydum?!"Hayır, kimse çekmedi Bay Lee."
İlk defa sesini duydum. Sesi gerçekten bir melodi gibi, bu nasıl olabiliyor?
"Güzel, bu Taehyung. Sanırım birbirinizi tanımıyorsunuz. Taehyung bu da Jungkook. Gel otur bakalım Jungkook."
İkiside oturduğunda merakla Bay Lee'ye
baktım."Şimdi Taehyung. İlk sorunun yanıtı aldın sanırım, Jungkook burda diğer sorularına gelirsek. Okul balosunun planlayıcısı olarak siz ikinizi seçtim, ve evet haftaya pazartesi. Jungkook bir senin bir sorun var mı?"
Şaşırmıştım. Bunu kesinlikle yapamazdım, bunu yapan ben
olamazdım."Şey aslında Bay Lee ben yapma-"
"Bay Lee ben bunu yapamam!"
Birden Jungkook'un sözünü kestiğimde ikisi de bana döndü.
"Ne? Taehyung lütfen başka kimse sizin gibi yapamaz iyi iş çıkaracaksınız biliyorum. Balo okulun bahçesinde olacak yani aslında nerede isterseniz orada olabilir, buna siz karar verin."
Tanrım!!!
Taekook
❤️
🐰🐻
![](https://img.wattpad.com/cover/327795705-288-k627409.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay Alive
RomanceSevmek, yaşamak kadar zordu. Jungkook yaşamamı istiyordu, ben ise ölmek...