ღ- Yandere takıntılı aşk durumudur. sözlük anlamı Yandere, Japon pop kültürü içinde geçen karakter tiplerinden biridir. "Yandere" terimi; hasta olmak anlamına gelen "yanderu" ve sevgi dolu, aşık anlamına gelen "deredere" kelimelerinin birleşimi ile...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şarkı: Zayn, Sia-Dusk Till Dawn
Uyarılar:Küfür/Argo Dil, Yaralama, Manipülasyon, Öldürmeden Bahsetme, Kaçırmadan Bahsetme, Tehdit, Kan, Hikaye içi spoiler, Şiddet (Eğer bu tür konulara dair hassasiyetiniz varsa ve yaşınız küçük ise bu bölümü atlamanızı tavsiye ediyorum)
Yukarıdaki güneş, ölü ve cansız Savanna'yı acımasızca dövdü. Her ileri adım attığında şıngırdayan ağır zırhlı üç figürü vurguladı. Netherite zırhlarının parıltısı sayesinde herkes onların yaklaştığını bir mil öteden görebilirdi. Seyahat ettikleri toprakları boyayan kahverengi ve yeşilin çirkin tonlarından ağrılı parmaklar gibi dışarı fırladılar.
Savan sessizdi. Neredeyse çok sessiz. Alanı ölü bir aurayla kapladı ve biyomu boğdu. Boş arazide görülebilen tek yaşam formları olmaları yardımcı olmadı.
Üç kişilik grubun en uzun boylu olanı, gözlerini kör edici güneş ışığından korurken, iki genç arkadaşına ara sıra bakarak gözlerini onlardan ayırmadı. Teni terden ve sıcaktan gelen terden parlıyordu. Kılıcını bir elinde kemik kıran bir kabzayla tutuyordu, parmak boğumları hamur gibi beyazdı. Havaların ısınmasıyla yanakları hafifçe kızarmıştı.
Boştaki eliyle alnındaki teri aceleyle sildi. Hafifçe sindi ve hemen elinin arkasındaki nemi zırhına sildi. Zırhın ne kadar sıcak olduğunu görünce irkildi. Yine de mantıklıydı. Zırh koyu renkliydi ve ışığı kolayca daha iyi emiyordu. Havasız göğüs plakasını ve miğferi çıkarıp serinleyebilmeyi diledi.
Herhangi bir tehdit için araziyi tararken dudakları endişeli ve kafası karışmış bir şekilde kaşlarını çattı. Başka bir kara parçasına atılmadan önce gözleri asla uzun süre aynı yerde kalmadı. Gergindi ve hiçbir şeyin üçüne gizlice yaklaşmayacağından emin olmak istedi. "Pazarlık" etmeye gittikleri adam aptalca dalga geçilecek biri değildi. Önlerine çıkan her şeye karşı dikkatli ve hazır olmaları gerekiyordu.
"Tommy... bunu yapmamız gerektiğinden emin misin? Bu maça yeterince hazır olduğumuzu düşünmüyorum. Şimdi geri dönmek için çok geç değil," devam etmeden önce nefesini tutmak için durakladı, "Sanırım daha fazla erzak getirmeliydik..." Sesi belirsizlikle hafifçe titredi ve bu da yanındaki iki çocuğun ona bakmasına neden oldu.
Duruşunun ne kadar katı olduğunu ve kılıcını ne kadar sıkı tuttuğunu fark ettiler. Tommy yüzüne düşen birkaç tutam sarı saçı geriye attı ve huzursuzlukla dudağını ısırdı. Ortamı yumuşatmak için birkaç şaka yapmak istedi, ama aklı boş geldi. O da en az onun kadar huzursuzdu.
Tipik olarak (E/n) odaklanmış ve aklı başında biriydi. Her zaman hazırlıklı olan ve önceden plan yapan oydu, bu yüzden onu bu durumda görmek tuhaftı. Ayrıca suskun davranmış, sadece kısa cevaplar vermiş ve buraya gelirken onların konuşmalarından uzak durmayı seçmişti. Onu kendileriyle konuşturmaya yönelik birkaç sonuçsuz girişimin ardından, çabucak pes etmişler ve onu kendi haline bırakmışlardı.
