Dark Shadow/Bucky Barnes

3

Elim belimde duran silahtayken yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıyordum. Olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum ve bu konuda başarılıydım. Çocukluğumdan beri bunun için eğitiliyordum. Gerek Hydra'nın bana verdiği gizli görevler olsun gerek Hydra'dan kaçtıktan sonra Avengers ile içinde bulunduğumuz görevler olsun bu konuda tecrübeliydim. Eğer gizli bir görevdeyseniz sessiz olmanız ve hiç kimsenin gözüne batmamanız gerekiyordu. Sakin kalmak çok önemliydi. Yakalanmış dahi olsanız sakin kalmanız ve mantıklı düşünmeniz gerekiyordu.

Bu görev için ise her zamankinden daha uzun ve daha detaylı düşünmüştüm. Hydra özgürlük adı altında fırlatacağı gemilerle milyonlarca insanın ölümüne sebep olacaktı. İnsanların masum olmadığının, dünyada milyonlarca kötü ve gereksiz insanın olduğunun ben de farkındaydım. Fakat bu kadar insanın bir anda ölmesi dengeleri bozardı. Hydra'nın amacına ulaşıp daha da güçlenmesine ve durdurulamaz olmasına müsaade edemezdim.

Gemileri durdurmak için sızacağımız yapının her tarafında Hydra ajanları olduğu için hepimize farklı bir görev düşüyordu. Steve ve Sam geminin çevresindeki Hydra ajanlarını etkisiz hale getirip gemiye ulaşacaklardı. Natasha ve Fury Hydra'nın sırlarını internete yayıp Alexander Pierce'in icabına bakacaklardı. Ajan Hill kamera odasında olacak ve bize gelecek tehlikeleri bildirecekti. Ben ise Hydra'ya ait tüm dosya ve kamera kayıtlarını flaşa aktaracaktım.

Steve dosya ve kamera kayıtlarını da diğer tüm bilgilerle birlikte internete yaymamız gerektiğini düşünse de, Fury ve ben bu bilgilerin ileride işimize yarayabileceğini düşünüyorduk. Çünkü Hydra sadece bu binadakilerden ibaret değildi. Bu binayı ve içindeki ajanları yok etsek bile kolay kolay durmayacaklardı.

Merdivenin son basamağına geldiğimde Steve binanın hoparlör sistemine ulaşmış olacak ki binadaki herkesi uyarmak için konuşma yapmaya başlamıştı.

''Tüm SHIELD ajanlarının dikkatine. Ben Steve Rogers.''

Steve'in Hydra'nın, SHIELD'ı ele geçirdiğiyle ilgili yaptığı konuşmanın sonlarına doğru elimdeki gaz bombasını koridordaki iki askerin önüne attım. Onlar daha neler olduğunu anlayamadan yanlarına koştum ve ikisinin de telsizini kaptığım gibi duvarın arkasına saklandım. Bu planımın bir parçasıydı. Böylelikle hem onlar neler olduğu hakkında bilgi alamayacak hem de ben dosya ve kamera kayıtlarının olduğu odanın önündeki ajanları yanlış yere yönlendirecektim.

Merdivenlerden koşar adım çıkarken aynı zamanda telsize doğru konuşuyordum. Kendimi tüm Hydra ajanlarının tanıdığı ve sözüne güvendiği bir ajan olarak tanıtmıştım. Böylelikle hepsi tuzağa düşecekti. Kendimi tanıttığım Hydra ajanının gelip işleri berbat etme ihtimalini ise Ajan Hill ile ortadan kaldırmıştık. Büyük ihtimalle kendisi şu an Ajan Hill'in yanında ve savunmasızdı.

Dosya ve kamera kayıtlarının olduğu kata geldiğimde ajanların tuzağa düştüğünü, aralarından bir kısmının onları yönlendirdiğim kata gittiğini gördüm. Sayıları bayağı azalmıştı, çok mu inandırıcı konuşmuştum ne?

Daha fazla zaman kaybetmeden elimdeki telsizlerden birini yere atıp diğerini suit'imdeki cebe yerleştirdim. Silahımı elime aldığım gibi de ileriye doğru atılıp odayı koruyan ajanlardan ikisini kafasından vurdum. Diğerleri silahlarına yöneldiklerinde ise onlara doğru koşup birinin eline sert bir tekme atarak silahını düşürdüm. Yerdeki silaha tekme atıp merdivenlerden düşmesine sebep olurken arkamdaki ajanlardan biri beni kollarımdan yakalamıştı, kollarımı sıkıca tutmasıyla birlikte benim silahım da yere düşmüştü.

Az önce silahını düşürdüğüm ajan üzerime doğru gelirken kendimi havaya doğru kaldırıp ayaklarımla onu göğsünden ittirdim. Ardından hızla yere kuvvet uygulayıp beni omuzlarımdan tutan ajanı sırtımdan yere fırlattım.