-3-

19 0 0
                                    

Eve geldiğimde kapıyı Cemile açtı. Yüzünde hafif bir şaşkınlık oluşurken gülümsedim. Şaşkınlık yerini ciddiyete verirken eliyle içerisini göstererek içeri buyur etti. Girdiğimde evin kasvetini içimde hissettim. Bir an nefesim kesildiğinde alnım kırıştı, sonra bu görkemli ve tanıdık eve bakıp biraz olsun rahatladım. Evde kimse yoktu. Gerçi olsalar bile yok gibiydiler ya neyse. Evin boş olduğunu anladığımda etrafıma bakmaya kesip hızlıca merdivenlere yöneldim.

Ahh! Lanet olası babaetler ayağımı delip geçmişti sanki. Neden bu kadar sıkmıştı ki?? Halbuki sen babetsin, rahat olman gerekmiyor mu senin? CIK CIK CIK!


Odama girdiğim gibi çantamı komidine kendimi de yatağımın huzurlu kollarına bıraktım.Aptal bir gülümseme eşliğinde gözlerimi yumdum. Oh be! Dünya varmış! Ha teselliyi huzurlu kollarda aramadan hemen önce babetlerden de kurtuldum tabii ki. Bir iki dakika rahat yatağımda yattıktan sonra doğrulup yatağımdan kalktım. Yatağımın ağladığını hissedebiliyordum. Yani bizimkisi tek taraflı bir ilişki olamazdı. O da beni seviyordu. (Farkındaydım:) Ben ne diyorum yine ya neyse. Pileli eteğim ve yeleğimden de bir an önce kurtulup beyaz şortumla su yeşili bol tişörtümü üzerime geçirdim. Saçlarımı da dağınık bir topuz yapıp bandanayla taçlandırdım. -sanki kraliçeyim pehh- Eveet işte benim ev halim. Velcam to may haus!


Banyoya girip makyajımı özenle temizledikten sonra yüzümü sirkeli suyla güzelce yıkadım ve ardından sabunla. İnanmıyoruum! Size pamuksu cildimin sırrını verdim! Yüzümün temizlendiğinden emin olduktan sonra havluyla ağzımı yüzümü kuruladım. Telefonumun sesiyle apar topar banyodan çıktım. Komidinin üzerindeki çantamı hızlıca alıp kapanmasın diye bakmadan açtım. Açmayaydım eyiydi de açtım açmaz olaydım. Telefonu açtığım gibi duyduğum sesle kendime kendimin dahi bilmediği ibretlik küfürler savurdum ama artık çok geçti telefonu açmış ve "Alo?" demiştim bi kere. Geri dönüşü yoktu. Dönememiştim de.


Arayan Taha'ydı.


'Merhaba' demesi kalbimin ağzımda atmasına vücudumun bütün hücrelerinin isyan bayraklarını göklere çekip beni yüzüstü bırakmasına -şaka değil cidden yüzüstü bırakmasına yani bacaklarımı hissetmeyip az daha yere kapaklanacak olmamdan bahsediyorum. Neyseki kolum hala bana itaat ediyordu da zor bela duvara tutunabilmiştim. Bunun için koluma övgüler yağdırdım. Tabii ki içimden!- neden olmuştu.


Uzun süre ses gelmeyince devam etti :


"Uzun zaman oldu"


"Ee..evet" bir iki saniye tereddüt edip "Nasılsın" diye sordu. Boş bakışlarımı yatağın ucundan ayırıp aynadaki kendime sabitlerken,


"İyiyim ya.. sen?" diyebildim. Kelimeler ağzımdan çıkıvermişti. Oysa şuan düşünemiyordum bile! Derin bir nefesle gözlerimi sıkıca yumdum. Olaya kendimi veremiyordum bir türlü.


"Daha iyiyim" dedi. Sesiyle kendime geldim. Ahh! cidden neden hep böyle olmak zorundaydı ki?! Vicdanıma tecavüz de etseler yumuşamamalıydım! Bizi bu hale getiren oydu. Tamam ben de sütten çıktım demiyorum ama ilişkimize zarar vermelerine izin vermedim hiçbir zaman hemde hiç.


"Neden aradın?" diye sorduğumda bir an sesimin fazla sert ve acımasız çıktığını düşündüm ve dudağımı kemirmeye başladım. Yanaklarım uyuşma derecesindeydi gözlerimi yine aynayla buluşturduğumda yüzümün domatesten hallice bir renk aldığını gördüm. Komik görünüyordum biri beni dehşet tokatlamış gibiydi. Alnım çakıllı kumsal gibi kırış kırıştı. 17'imde yaşlanmıştım. Ah, Lanet olsun! Sevdiklerime karşı ne kadar da gaddar oluyordum bazen-çoğu zaman-. Hele hele bu boncuk gözlüye karşı fazla acımasızdım sanki. Ağzımdan çıkanlara kendim şaşırırken sanki o bunu bekliyor gibiydi. Tereddüt bile etmeden,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kar GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin