Sevgili okur,
Simdi okuyacagin hikaye tek bolumluk bir hikayedir. Anisi oldugu ve olumsuzlestirmek icin buraya atmak istedim.
Yildizima basmayi ve hikaye hakkındaki dusuncelerinizi yazmayi unutmayin..
Seviliyorsunuzz💋
Yazim hatalari icin uzgunum..
~Birgun deniz kenarında yaşayan küçük bir kız varmış. Küçük kız denizi cok sever, yaz aylarında vaktininin çoğunu suda geçirir kış aylarında ise dedesinden yadigar kalan eski gemide geçirmiş. Küçük kızın babası da aynı kızı gibi denize aşıkmış. Denizde yönünü bulmasını sağlayan en yakın dostu olan kuzey yıldızının adını kızana vermiş. Küçük kızın adı Polaris' miş. Kızın babası ne kadar denizi seviyorsa ,anneside tam tersi ayaklarinin karaya basmasini, ormanları ve sakin hayatını severmiş. Babasi eskiden, annesi için hayallerinden vazgecip gemisini bırakmış. Küçük Polaris hiç öyle değilmiş, delidolu bir aşkın arkasından gidipte gemisini terk etmezmis. Günler,aylar, yıllar geçmiş küçük Polaris büyümüş. Hayatindaki ilk değişikliği yaparak dönüm noktası olan o gün gemisine gitmek yerine festivale gitmiş. Çok arkadasi yokmus Polarisin. Öylece yalnız başına dolasan Polaris birden tanıdık bir sima, hayır hayır tanıdık gözleri görmüş. Küçükken de yabani olan polaris, tabiatına ters olarak çocuk ile konuşmak istemiş. Göğüsde çırpınan kalbi ile kalakalmiş, çocuğun adını hatırlamiyormus! Çocuğun omzunu dürtmüş. - Sina arkasını ilk döndüğü anda Polarisi hatırlamış. Ayrıca nasil unutabilirmis ki?- Polaris çocuk arkasını döndüğü anda bir mezar kadar kasvetli,bal gibide açık olan renkli gözleri görür görmez hatırlamış.
Bu Sina 'nın ta kendisiymiş.Sina ilkokuldayken hareketli, enerjik ,dost canlısı olduğu kadar da tek başına dolasan sessiz biriymiş. Bu tek başına dolaştığı günler hep Polarisi izler, " çocukca" hayaller kurarmış. Polaris ise her zaman yalniz olur, kitap okurmuş. İlkokul yıllarından sonra gelen duyguları ile ortaokul yıllarında gizliden gizliye Sina'nin peşinden gidermiş. Bazen pişman olur gemisine dönermiş. Sina gökyüzüne inanirken, Polaris ise Atlantise inanirmis. Zevkler tercihler farkli iken, hisler aynıymış. Yillarini birlikte geçirmişler. Sina , Polarise evlenme teklifi etmiş fakat Polarisin sinaya olan aşkı yerine denize olan aşkı galip gelmiş. Sina karada kalmak istiyor ve yerleşik hayat istiyormuş. Sina Polarise cok kizip onu terk etmiş. Böylece ayrılmışlar. Polaris olay üzerine denize açılmış haftalar sonra kararini değiştirdigini soylemek icin karaya döndüğünde ise Sina'nin "trajik" ölüm haberini almış. Polaris acısına dayanamayip babasını da terk ederek denizlere açılmış. Sadece ihtiyacı icin ayda bir karaya uğrayan polaris bir yandan da Sina' nın hasreti ile yaniyor ve kendi suçluyormuş.
7 ekim evlilik yıldönümülerinde her zaman bir pasta alip kesmeyi
unutmamış17 ekim ölüm yıldönümünde ise herzamankinden daha fazla ve daha farkli bir efkara bürünürmuş.
Polaris her 22 aralikta mezarına gidermiş.
Günler haftalari ,haftalari aylari ,aylar yillari kovalamış.
Polaris Sina'siz cok yaz geçirmişte ,kalbindeki fırtınayı gecirememiş. Her ay yaptığı gibi karaya dönmüş. Küçük bir kasabanin şirin pazarında dolaşırken, birden biri çarpmış. Ammada kaba biri oldugunu düşünürken burnuna gelen tanidik koku onu mahfetmis. Ama mantiksizmis o ölmüş, nasıl onun kokusu burnuna gelebilirmiş ki? Aklı başından gitmiş. Polaris o gün denize açılmamış, acilamamis. Beklemis,beklemis ve beklemis. Neyi bekledigini bilmiyormuş sadece bekliyormuş. Zaten en başından i gözlere neden aşık olduğunu bilmeyen Polaris bunu mu bilecekmiş?
Günlerden 7 ekimmis ilk defa evlilik yıldönümülerini unutmuş. Acele ile pazardan almadigi seyleri almis, pastaneye uğrayıp kucuk bir pasta almayida ihmal etmemis. Acelesinden onunu gormeyen polaris bir cocuga çarpmış. Hemen çocuğu yerden kaldirip ağlamasın diye cebinden naneli şeker çıkartıp cocuga uzatırken gözlerini görmüş. Kalakalmis. Cocuk saskinlik ile elini çekip annesinin yanina gitmiş. Polaris bir daha oraya gitmeye cesaret edememis . Günlerce denizlerde kalan Polaris düşünmüş. Tanidik kokuyu ve gozleri... Yakistiramamis, red etmis . Yıllarca duymamis ,hissetmemis sevmemis. Birgun yolu dusmus o kasabaya. Oturmuş bir banka gokyuzunu seyretmiş, cocuklari izlemiş, bir denize bir karaya bakmış, düşünmüş ve ağlamış. Denize tekrar baktiginda her su tanesine sinayi anlatmaya calistigi zamani aklina gelmis. Uzun sure oturmuş orada taki kosturarak onunden hizla gecen cocuga kadar. Basini kaldirmis çocuga bakmis ,hemen tanımış . Nasil tanimasin unutabilirmiymis o gözleri? Ardindan annesini ve yillar once gozlerine asik oldugu adami gormus, cocugun babasini.. Sina, Polarisi hatirlamamis. Sina, adinin anlami bile yon bulmak olan kızın,kalbinin,aklinin yonunu calmis fakat hayir hatirlamamis o küçük kizi, Polarisi. Polaris öldü sandığı adami gordugu için şoka girmiş. Kalbinde bu sırada fırtınalar kopuyormus.İlk mutlu olmuş sevdiği adam yaşıyormuş.
Sonra cocuga bakmis, gülüşünu izlemis
Birden hayal kırıklığı hissetmis
Esine sarildigini görmüş.
Simdi ise sadece ofke varmis
Hinci ile orayi terk etmiş. Çekip gitmiş dunyanin baska bir yerine. Polaris her zerresinin sinayi anlattığı denizede küsmüş.
Gemisine demir atmış
Küçük bir ev almis
Denize ve ona dair herseyi silmis
Birtek mavi mendili ve yillar once o festivalde cektikleri fotoğraf kalmışYillar yillar sonra evinde olu bulunmuş Polaris ,bir elinde mavi mendil bir elinde fotoğraf ile ..
İnsanlar "alkolikti,deliydi,catlak biriydi o yuzden olmustur " demisler
Arkalardan bir cocuk kadinin buzkesmis bedenine bakarken
" Belkide en durust gozler bile ona yalan soyledikten sonra kalbine tekrar rahatca yazi getirmesini, kendine yedirememistir"demis
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yönü Çalınmış Yıldız
Novela Juvenilacemice bir yazi -Dildâde gönül vermiş, aşık -Dilhun İçi kan ağlayan -Perestiş delecesine sevmek