-Morax-
Liyue için her zaman ki gibi güzel bir gündü. Archon savaşı sonlanmış, barış içerisinde insanlar bu tatlı rüzgarın keyifini çıkarıyorlardı. Çok geçmeden hava karardı, Ağaçları bile devirebilecek bir rüzgar Liyue sınırlarına girdi fakat bu rüzgarın nereye ait olduğunu tanıması kolaydı. Mondstadt olduğu çok belliydi. Sanırım Mondstadt'a yeni birisi hüküm etmeye başlamıştı ? Gidip bakmaya karar verdim.
Birisi vardı... Orta boylu ancak benden kısa, Örgülü saçları vardı siyah ama uçlara doğru mavimsi bir renk alıyor, fazlasıyla açık bir kıyafet giyiyordu, sapık falan mı bu, tüm tevyatı gezebileceği büyük kanatları vardı.
Liyue-Mondstadt arasında Mondstadt'daki karları kaldırıyordu."Kim var orada" dedi, bu bilinmeyen varlık. Sanırım fark edilmiştim, ağacın arkasından çıkıp kendimi gösterdim "Aynı soruyu size soracaktım" dedim kendisine, bu sözümle beraber savunma pozisyonu aldı.
"Ben Barbatos! Hava hükümdarı. Siz kimsiniz!?"
"Ben Morax. Tanıştığıma memnun oldum Barbatos."
"Ah, kusura bakmayın benim aptallığım hehe! Normalde böyle biri değilimdir, sadece hazırlıksız yakalandım" dedi sıcak bir gülümsemeyle. Ona sadece ismimi söyledim, bana güvenmesini değil. Ne kadar aptal biriydi böyle. Büyük ihtimalle 100 yıl ancak yaşar."Tanımadığın birisine kadar hızlı güvenmemelisin."
"Eh, neden? Kötü birisine benzemiyorsun!"
"İsteseydim seni orada öldürebilirdim biliyorsun değil mi"
"Ama öldürmedin değil mi ? Demek ki iyi birisin!"
"Aptal." dedim ve arkamı dönüp uzaklaşmaya başladım"Pekala, sonra görüşürüz Moraaaaaax!"
Hala nasıl bu kadar yakın davranabiliyordu? Ona daha az önce aptal dedim ama umrunda değil gibi. Arkamı dönüp ona baktım ve gülümseyerek el sallıyordu. Cidden aptal.Bir süre sonra Celestia'da
Büyük bir toplantı için çağırılmıştım Celestia'ya. Ne kadar hoşlanmasam bile gitmek zorundaydım. İlk önce 7 ile sonra Tevyat ile ilgilenen tanrılar ile bir toplantı yapacaktım. Toplantı yapacağımız odanın kapısını yavaşça açtım. Herkes çoktan gelmişti. Genelde ilk gelen ben olurdum oysaki. Yavaşça odadakileri selamladım ve yerime oturdum. Ateş tanrısı konuşmaya başladı ;
"Artık tamamlandığımıza göre resmi bir toplantının zamanı gelmişti. Aramıza hoş geldin Barbatos!"
"Hoş buldum! Ayrıca biraz şarap getirdim, içmek isteyen var mı?"
Bu sözün ardından biraz sessizlik oldu, ilk ağzını açan Makoto idi.
"Şarap içmeye geldiğimizi sanmıyorum, yinede teşekkürler. Toplantıya başlasak iyi olur."
Toplantıda biraz konuştuktan sonra bir ara vermeye karar verdik. O sırada Barbatos yanıma geldi
"Hey, Morax! Toplantıdan sonra buluşalım mı? Diğerleri benden pek hoşlanmış gibi durmuyor, fazla mı garip davrandım acaba?"
"Toplantıdan sonra işlerim var ancak akşama doğru işim biter. Sana uygunsa o zaman buluşabiliriz."
"Peki, beni Windrise'taki büyük ağaçta bulabilirsin!"
Tamam anlamında kafamı sallayıp toplantı odasına geri döndüm. Toplantı bitmişti, diğer toplantıya geçecektim ki iki kişinin sessizce konuştuğunu duydum.
"Ciddi misin? Nasıl böyle bir şey yapabilir! Gidip şikayet etmeliyiz."
"Mal mısın sen! Nasıl böyle bir şey söyleyebiliriz, ayrıca bize ne eğer gidip onunla yatmışsa!"
"Biliyorsun onlar evli değil! Celestia bunu duyarsa çok sinirlenecektir."Saçma bir konuşmaydı. Neden evlenmediğin birisiyle yatarsın ki. Duyduklarımı görmezden gelip toplantıya gittim.
Merhaba biraz kısa oldu biliyorum! Devam etmesi için yorumlarınız çok önemli! İlk türk zhongven hikayesi<3333 İlerde ağır smut olacak haberiniz olsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cant take it anymore
Short Story"Yeni bir tanrı, hayatımı nasıl değiştirebilirdi ki?" a zhongven story