2 Yıl Önce
"Gidiyorum artık bu lanet yerden!" diye bağırdım. Buradaki son gecemdi. Artık her şeyden kurtulacaktım. Hayatımı en başından kuracaktım. Çocukluk hayalimi gerçekleştirecektim. O kadar yorulmuştum ki bu evden, bu insanlardan. Aklım ermeye başladığından beri tek dileğim buradan kurtulmaktı. Bu evden, bu insanlardan çoktan vazgeçmiştim ben. Annem hala vazgeçmemişti. Hala beni durdurmak için bir şeyler yapıyordu. Ama ben bu kararı 4 sene önce almıştım.
Aslında iki sene önce reşit olmamla gidecektim buradan. Ama tek başıma yeni bir hayata başlayacak kadar ne param vardı ne de ruhsal gücüm. 18 yaşıma depresyon ile girmiştim. Depresyon beni öyle bir mimlemisti ki bu eve bırak buradan kurtulmayı, dışarıya kisa bir süre için bile çıkamıyordum. Bu evden kurtulmak için çalıştığım sınava, verdiğim emeğe yazık olmuştu. Çünkü ben o sene yaşadığım ruhsal çöküşle tüm çabalarımı bosa çıkartmıştim. Depresyon hafıza kaybı, kendine zarar verme eylemleri gibi çeşitli şeyler getirmişti beraberinde.
Şimdi durumlar değişti. Ben ayağa kalktım. Küllerimden doğdum. Ben öyle bir doğdum ki bu evden gitmrk icin her güce sahiptim doğduğumda.
Bir haftadir eve gelmiyordum. Zaten gece gündüz çalıştığım için pek uğramıyordum. Ama son bir haftadır artık burayı yatmak için bile kullanmıyordum. Sadece planlarima odaklanmıştım. İlk önce kendi hayatımı kuracağım yeri hazırladım. Tüm bir haftamı orası için harcadım. Annem çantalarımı taşıyıp gittiğimde sürekli sorular sormuştu. Hiçbirisini umursamadan taşımıştım kendimi yeni hayatıma.
Ortadaki hazırlıklarim bitince yeni hayatıma başlayacağımı aileme haber vermek icin son kez döndüm bu eve. Aslında hiç evim olmayan bu eve döndüm.
Ve yine annemle tartışıyordum. Babam bir köşeye sinmiş 'nankörsün sen' bakışını atıyordu. Bense anneme bağırıyordum.
"Kabul et artık. Gelmeyeceğim bir daha. Kurtuluyorum sizden." diye tekrar bağırdım. Annem daha da abartarak ayaklarıma kapanmaya başladı. Şimdi bu şova ne gerek vardı?
Onu omuzlarından tutup kaldırdım. Yüzümü onun yüzüne eğdim. "Bu son gecem. Sana bana veda etmen için bir şans veriyorum. Boşuna yalvararak, ayaklarıma kapanarak vaktini harcayacağına benimle vedalaş." dedim. Artık kararımdan dönmeyeceğimi anlamalıydı. Sözlerimle son kez içini çekti. Ve yaşlarını sildi. Arkasından yenileri eklense de eskisi kadar hiddetli ağlamıyordu. O sakinleşince babama nefret dolu bir bakış atarak odama gittim. Hayalet oda gibiydi. Tüm bana ait eşyalarımı almıştım. Yalnızca yatağım, dolabım ve masam kalmıştı. Camı sonuna kadar açtım. Bir hafta sonra doğum günümdü. Ve ben 20. yaşıma yepyeni bir Mey olarak girecektim.
Cebimden çıkardığım paketimden bir sigara yaktım. İçime çekerek bu odanın camından son kez baktım. Hislerim garipti. Hem huzur doluydum. Hem de sıkıntılı bir his vardı içimde.
Buraya gelirken yanıma sigara paketim ve telefonumdan başka bir şey getirmemiştim. Buradan ayrılmam hafif olsun istiyordum. Her şeyimi ardımda bırakmak istiyordum.
Buradan çıkınca babamin aldığı bu telefonu da atacaktım. İki yıllık birikimimle kendime güzel bir ev kiralamıştım. Evime az sayilabilecek ama şimdilik yeterli olan temel eşyaları almıştım. Ve yeni bir telefon. Bu yüzden eskisine ihtiyacım yoktu.Sigaram bittikten sonra camı üstten açarak yatağa yattım. Gözlerimi kapattım. Buradaki son gecemde içimdeki garip hislerle uyudum. Sonunda buradan kurtuluyordum.
*
Gözlerimi korkunç bir sarsıntı ile açtım. Başta neler olduğunu anlayamadım. Neredeydim? Neler oluyordu? Bilincim yerine geldikçe bir depremin ortasında olduğumu yeni anlamıştım. Korkuyla yattığım yerden kalktım.