sıradan bir iş günüydü tek fark bugün yeonjun gelmemişti nedense içimde hem bir endişe hemde sinir vardı
masa başına geçmiş vakayı baştan sona inceliyordum son bulduğumuz kaseti de yerleştirmiştim ama hala birşey anlaşılmıyordu kafayı yemek üzereydim zaten o gün yakaladığımız adam sorguda ağzını bile açmamıştı tek bildiğimiz onun bu işte bir alet olduğuydu
vaka ile ilgilenmeye çalışıyordum ama birşeyler aklımı meşgul ediyor odaklanmamı engelliyordu 'birşeyler'den kastımı her ne kadar kendime yediremesemde yeonjun olduğunu da biliyordum
öğle saatiydi herkes moladaydı boynumu bahane ederek bay kangtan izin almayı düşünüyordum eh pekte bahane sayılmazdı sızlıyor ve sargısının değişmesi gerekiyordu
masamın üzerini kaba taslak bir şekilde toplamış odamın kapısını kitlemiştim ne olur ne olmaz
kapıyı tıklattım ve ardından girdim "uhm bay kang?" yüzünde ki eksilmeyen gülümsemesiyle bana döndü "sizden birşey rica edecektim" dedim "hadi ama beomgyu bari baş başa iken bu kadar resmi olma"diye yakındı,evet bay kang yani taehyun hyungla önceden tanışıyorduk abi kardeş şeklinde büyümüştük
"pardon hyung "
"ee ne isteyecektin bakalım"
"yarım gün izin isteyecektim hem boynum hemde kafa toplamak için biliyorsun yeonj- öhm yani choi gelmeyince vakayla tek başıma uğraştım bu da biraz kafa yorucuydu"
"diyosun"
"diyorum"
"bir şartım var" kaşlarımı çattım şartlardan hoşlanmazdım bunu en iyi bilen kişi ise taehyun hyungtu
"hadi ama hyung" dedim mızmızlanarak evet yaptığım belki şımarıkca bir hareketti ama taehyun hyungla böyle anlaşıyordum
"bana dürüst olursan izni kaparsın"
zaten çatık olan kaşlarımı iyice çattım"choi yeonjun ile aranda ne var?"pat diye sorduğu soru karşısında afallamıştım
"ne demek istiyorsun hyung?"
"yeme beni beom ona karşı olan bakışlarını görebiliyorum"
"biliyorsun o soğuk ve sert birisi"
"kış gibi?"
"evet öyle benim yazı sevdiğimi de biliyorsun ama"
"ama ne"
"onun gözlerine bakınca bambaşka bir evrendeymiş gibi hissediyorum o, o bana farklı hissettiriyor"
"anlıyorum seni beomgyu,yeonjun ne kadar katı birisi olsa da zamanla senin sayende değişeceğine inanıyorum"
"nedense ben hiç inanmıyorum hyung"
elimle ensemi ovuyorken yanlışıkla elim boynumda ki kesiğe değince istemsiz bir siktir çektim
"siktirr" yüzümü acı bir ifadeyle buruşturdum
"hey hey iyi misin?" dedi taehyun hyung yanıma doğru adımlarken
"aniden değince oldu hyung önemli değil ama şimdi çıkabilir miyim?"
"ah tabi eve geçince aramayı unutma ama"dedi sanki çocuk tembihliyorda
"tamam görüşürüz kendini fazla yorma öptüm"diyerek kendimi oda dan dışarıya attım
asıl şimdi düşüncelerimle tek başıma kalmıştım
♡♡♡♡♡
biliyorum beomgyu taehyundan büyük ama tam tersi şekilde yazdım çünkü öyle olması gerwkiyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we lost the summer [beomjun]
Fanfictionkış gibi soğuk olan yeonjun ve yazı seven beomgyu ukegyu/semejun angst minific 230210-230213