Sanki daha önce gördüğüm bir ruyanın devamını gormuscesine uyanıyorum sabah. Sorgulamalar başlıyor, su birikintilerinde gördüğüm siluetime diktiğim iki çift göz benim hapishanem oluyor. Yeniden başlıyor.
Arsızca çıkardıkları ikinci suratlarını gorunce midem bulanıyor. Herkes göz yaşları içinde, ama kimse samimi değil çığlıklarında. O kadar iyi oynuyorlar ki bir an ben bile kanıyorum.
Çok kötü bir gün bugün, bulutlar gri ağaçlar bükmüş boynunu. Herkes siyahlara boğulmuş, yol kenarlarında bana bakan kırmızı örümcek zambakları.
Yas günü bugün, herkes ciğerlerini yırtıyor, ben sessizim. Oyun oynuyorlarmış gibi toprağın bile arkasından konuşuyorlar yüzsüzce. İçimden ağlıyorum.
Yanıma yaklaşan biri, herkesin aksine siyah şalı yok.
Kulağıma bir şeyler fısıldıyor, büyülenmişcesine her şeyi onaylıyorum.
Ve o zaman kapandığını sandığım tüm defterler açılıyor.
Ve her şey daha da değişiyor.