IV. BÖLÜM VAROLUŞ

125 10 5
                                    

Raito deftere isim yazmaya devam ederken ülke çapındaki denemeden birkez daha birincilikle ayrılmıştı. O başarıya and içmiş birisiydi. Ve karar verdiği zaman önünde hiçbir şeyin durabileceğine inanmıyordu. Kıskanmamak elde değil. Gerçekten kusursuz bir karakter. Böyle piçler harbiden hep vardır. Ve onlara imrenerek bakarsınız. Light'ta böyle bir karakter işte.

Ve gerçekleşen her şey Light'ın lehineydi. Bu ölümleri farkedenlerin sayısı artmaya başlamıştı. Öyleki internette insanlar bunu konuşuyordu. Memnun olanlar vardı olmayanlarda. Ama azımsanmayacak çokluktaydılar. Hatta bir tanrının duruma el attığını düşünenler de vardı. Bunu gerçekleştirene dair bir isim bile vermişlerdi insanlar.

"Kira" ... Evet kira, yeni tanrının ismi çoktan yayılmaya başlamıştı. Kira isminde internet siteleri, forum sayfaları açılıyordu. İnsanlar buralarda bu çözülmesi güç durumu tartışa koysun polis de işe el atmıştı. ICPO ülkeler arası polis işbirliği teşkilatı toplantı yapmaya karar vermiş ve bu konuyu masaya yatırmışlardır. İşte Raito istediklerine yavaşça ulaşmaya başlamıştı. İsmi yayılmaya başlamış insanlar bu gücü kabul etmişlerdi. Hatta polisin olaya müdahalesi Raito'yu fazlasıyla heyecanlandırmış, kazanma hırsı ve arzusu pekişmişti. Raito kaybetmekten nefret ediyordu. Ve meydan okuması gerekiyorsa karşısına herkesi alabilirdi. Çünkü dünyanın gelmiş geçmiş en büyük silahı belki de ondaydı. İhtiyacı olan bir isim ve fotoğraftı.

Ryuk gözlerini açmış merakla, heyecanla Raito'yu ve olanları takip ediyordu. İnsan dünyasına defter düşürmek eğlenceli olabilirdi evet ama bu kadar hızlı olabileceğini tahmin etmemişti.

ICPO polis toplantısı başlamıştı. Dünyanın her yerinden ülkeler emniyet temsilcilerini yollamıştı. ABD, Japonya, İngiltere .... Konunun ciddiyeti fazlaydı. Çünkü bambaşka bir şekilde bir hafta içinde 52 suçlu - idam cezası almış olanlar, ya da yakalama kararı çıkarılanlar - ölmüştür. Hemde kalp krizinden. Bu normal bir vaka değildi. Bir suçlu bile suikasta uğramamış kalp krizinden ölmüştü. Bunun açıklamasını yapmak zordu. Toplantı da her birimin polisleri farklı yorumlar yapıyorlardı. Ama ortak sonuca ulaşamadılar. Çünkü hem anlamsız hem de imkansızdı. Tesadüf olamazdı. Suçluların bir anda kalp krizinden ölmeleri açıklanması güç bir durumdu. Bunu savunanlar bile olmuştu. "Daha ne olsun, suçlular ölüyor, hepsi temizleniyor" sesleri azımsanacak kadar değildi. Tabi ki karşı çıkanlar vardı. Ne olursa olun ölümle cezalandırmaktanbir suçtu ve kabul edilemezdi.

Bir karara varamadıklarında Japon polisi mensupları bir öneride bulunmak istediler. Söz aldılar ve "bu davaya ne olursa olsun L'yi çağırmalıyız" teklifini sundular. L'de kimdi, aralarında yeni polis olanlar ilk defa duyuyordu ve şaşkındılar. "Ama L'yi her davada göremeyiz. O kendisinin dikkatini çeken davalara bakar. Onu ikna etmek zor olur ." Kimdi bu esrarengiz adam. L adında biri. Polis miydi ya da dedektif ?

Salon da bir sessizlik oluşmuştu. Toplantının başkanı telefon görüşmesinden sonra polislere "arkadaşlar Watari aramızda biz L'ye gitmeden o bize gelmiş olmalı" dedi. Uzun pelerinli, şapkalı, gözlüklü birisiydi. Yüzünü seçmek zordu. Elindeki çantayı önüne geldiği masaya koydu. İçinden laptopu çıkardı. Açtı ve birkaç işlem yaptıktan sonra ekranda beyaz bir tema üzerinde L yazısı belirdi. Watari dedikleri adam "hazırız L seni bekliyoruz" dedi.

Herkes de bir sükunet oluşmuştu. Meraklı gözlerle laptopa bakıyorlardı. Acaba ne diyecekti. Bekledikleri konuşma başlamıştı. "Arkadaşlar ben L. Dünyanın en iyi birinci, ikinci ve üçüncü dedektifiyim. Şaşırmayın hepsi farklı isimde. Bu ölümler gerçekten çok ilginç. Çözülmesi çok ama çok zor. Ben çalışmalarıma başladım bile. Bunu yapanın tek biri olduğunu düşünüyorum. Bence uzaktan öldürebilme gibi bir yeteneği var. Kesinlikle suikast değil. Ve ben bu şeytanı yakalayacağım. ICPO'daki herkese soruyorum. Bu olayı çözmeye var mısınız ?"


Death NoteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin