pis sihirbaz!

1.7K 185 156
                                    

~ 🐢 ~

salonda oturmuş patlamış mısırım ile film izliyordum. bazen fazla heycanlanıp patlamış mısırlardan avucuma doldurup televizyona atıyordum.

cidden şu başrol kızlar çok salak oluyordu. naz yapmayın amına koyayım gül gibi adam kaçacak!

yok ben filmden zevk alamayacağımı anlayıp evde yalnız olmamdan yararlanarak telefondan Le sserafim açıp yerdeki attığım mısırlarla dans etmeye başlamıştım.

"antitititi fragile fragile,

antitititi fragile fragile"  helelele

gidlede güzel bu arada ama bias seçememe gibi bir sorunsalım vardı

aklıma g-idle'nin gelmesi ile fazla heycan yapıp Nude açmıştım.

dans ede ede Soyeon unnie'min rap partını ağzımda geveleyerek söylüyordum.

o kadar dalmışım ki kapının anahtar ile açılma sesini bile duymamıştım.

"SHH YES I'M NUDE DINDIDINDINN!"

"NEEE!?" birden arkamdaki bağırma sesi ile şarkıyı kapatıp arkama dönmüştüm.

o kadar sessiz sessiz girilir mi ya altıma sıçmıştım resmen.

"korktum!"

"sen öyle diyince çıplaksın sandım" göz devirip kollarımı birbirine bağlayıp tek kaşım havada ona bakmıştım.

"hı ve bunu duymana rağmen girip baktın" yan bir sırıtış sunup çantasını yere bırakması ile üzerime yürümeye başlamıştı.

dibime kadar gelip ellerini belime koymuş ve kendine biraz daha çekmişti.

"evet, böyle bir şansı neden kaybedeyeyim ki?" fısıldayarak nefesini yüzüme vura vura konuşmuş ve tüm tribimi iki dakikada sikmişti.

bağlandığım kollarımı çözüp omzuna onu ittirmek için yerleştirmiştim ama adam bir santim bile oynamadı yerinden.

omuzlarındaki ellerim ne ara boynuna dolanmıştı hiç bir fikrim yoktu ama şuan yüzlerimizin yakınlığı kadar dudaklarımızda yakındı.

aslında bakılırsa tribimin sebebi partiyi mahvetmiş olmasıydı. ve dün çocukları kovduktan sonrasını hatırlamıyordum ama şizofren gibi gözlerim şiş bir şekilde ağlayarak uyanmıştım. net şizofrenim.

"çekilir misin rica etsem" omuz silkip beni kendine daha çok çekmişti beni kendine. ah derdi neydi bu adamın?!

"çok isterdim" dudaklarıma bakarak konuşuyordu.

"neyi"

"çıplak olma- yani günün biri benimle gelmeni" tek kaşım havada ona bakarken oda bakışlarını dudaklarımdan ayırıp gözlerime dikmişti.

"nereye"

"şirkete" dediği ile gözlerim fal taşı gibi açılırken heyecanlı heyecanlı konuştum.

"cidden mi?!"

"evet"

"lütfen lütfen lütfen götür beni şirkete lütfen çok merak ediyorum!" kolları arasında zıplayarak konuşuyordum.

"sakin mi olsan" kafa sallayıp düzgün durmuş ve tekrar ellerimi değil kollarımı boynuna dolanmıştım.

"götüreceksin değil mi?" tekrar eski mesafemizi kazanınca sırıtmış ve yine dudaklarıma odaklanmıştı.

"istediğimi verirsen neden olmasın" ne bu adam götümü mü istiyordu?

"n-neymiş o?" hala dudaklarıma bakarken bende onun dudaklarına bakmamak için savaşıyordum.

savaştım.

kanıyorum.

kaybediyorum.

yanlışlıkla Hyunjin'i öpüyorum.

Tanrım... adam beni hipnoz altına almıştı resmen pis sihirbaz! cevabını herhalde söylemek yerine göstermek isteyip dudaklarınızı birleşti.

Tekrar bu yumuşaklığı hissettiğim için mutluydum bir yandan. diğer yandan ise ayağıma batan mısır tanelerine sövüyordum.

alt dudağımı ısırdığında dudaklarımı aralamış ve dudaklarını dilime bastırıp emmişti. susadım resmen! adam tüm tükürüğümü içti vallahi.

nefes alamayacak kadar ileri gidince ağzının içine çığlık attım.

nefes nefese "yavaş boğuluyordum!" dedim.

"tamam."

"ee gidiyor muyuz şirkete" kendimi onun kollarından kurtarıp masumca bakmıştım.

adam amele sümüğü gibi yapıştı resmen. bir daha kollarını belime sarıp kendine çekti ve dudaklarıma doğru konuştu.

"sen istersinde gitmezmiyiz" hanımcı çıktı bu. düşünüyordum da acaba biz neyiz? baba oğul? fantezili Hyunjin ve Hwang soyadsız Felix? kesinlikle ikinci seçenektik.

"tamam bende şimdi uzak durmanı istiyomuşum" kaşlarını çatıp geri çekildi.
ay alıngan bide kıyamam.

koltuğa geçtiğinde hala kaşlarını çattığı için kıyamamıştım ve kucağına yerleşmiştim.

"tamam şaka"

yüzü düzenlirken yan oturduğum kucağında ellerini belime koyup yanağıma bir öpücük bıraktı.

"hmm sen g-idle mi dinliyorsun?"

"evet"

"hmm bende oradan Minnie'ye bayılıyorum. güzel bence" kaşlarımı çatıp ona bakmıştım.

"hmm aynen hmm gösteririm sana hmmı elin idolünün güzelliğinden sanane? hem ben daha güzelim"

kıkırdayıp tekrar yanağımı öpmüş ve 'öylesin' demişti.

arkadaşlar eğer eş cinsi kendinize düşürürseniz başardınız demektir. ve bende eş cinsimin en haz en sexy adamını düşürmüştüm. işte soyadsız Felix farkı.

-

Daddy? - {HyunLix}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin