finalsiko 1

725 73 65
                                    

~ 🐢 ~

"Hyunjiiiin!! fantezi yaşamayacaksak neden gözlerimi bağlıyorsun!!" Hyunjin benden hazırlanmamı istemiş ardından gözlerimi bağlayıp arabaya bindirmişti. dediğine göre geçen ki günü telafi edecekti.

"sıkıldım bu durumdan çözer misin gözlerimi?" hala beni dinlemiyordu.

ardından radyodan gelen şarkı ile duraksadım hafif bir deja vu yaşıyordum. ama o zaman gözlerim bağlı değildi.

"Felix o gözündekini çözersen yemin ederim seni fena sikerim" sözleri üzerine bir çırpıda gözlerimdeki bağladığı şeyi çözmüştüm

"lütfen!!" ihtiyaç dolu gözlerle bakmıştım resmen.

"pekala Felix, sus" dediği ile göz devirip şerefsizce sırıtarak cevapladım, "sustursana" arabayı durdurup bana dönmüş ve çenemden tutarak kocağımda duran kurdelemsi siyah kumaşı alıp sıkı sıkıya bir daha bağlamıştı gözlerime.

"ya ama-"

"Felix ciddiyim sus." sert çıkan sesine karşı arkadan cam kırılma sesi gelmişti.

"aha kalbimin kırılma sesi" dedim. sonuçta karanlığı görüyordum sadece. şuna bak sip siyah!

"hay ben sizin" kapının açıldığını ve yanımın boşaldığını anlamıştım. arabanın camı mı kırılmıştı? hayır hayır kalbimin sesi olduğuna emindim.

Hyunjin çok sürmeden geri geldiğinde hemen ne olduğunu sormuştum.

"birileri cam atmış çıldıracağım!"

"sıçcam!" birden gülmeye başladığımda onunda güldüğünü o hoş tını ile anlamıştım. gözlerimi bağlamasaydı ne olurdu yani? şuan beni resmen cennetimin katlarından mahrum bırakıyordu.

birden arkadan 'Yes or Yes' çalmaya başladığında coşmuş ve yerimde zıplayarak eşlik etmeye başlamıştım.

"bugün de sana aynı soruyu soracağım"

"ne sorusu?"

"çok geçmeden öğreneceksin" az önce çalıştırdığı araba yine durduğunda yerimde sarsıldım.

"ne oldu?"

"geldik"

"e gözlerim!" birden diğer yanımda hareketlilik hissedince benim yanımdan kapıyı açtığını anlamıştım. ardından beni kucağına almıştı?! körlük zorda biz heart to heart yaşıyoruz arkadaşlar anlarım ne yaptığını.

"ay kendimi kokoş bella gibi hissediyorum!" Winx ananın gülüşüyle!

ardından beni sağlam bir yere otturduğunda havayı içime çekmiştim. Hyunjin'ib parfümü ile temiz hava kokuyordu açık alandaydık!

"gözlerimi açabilir miyim?" ben açmadan kendisi gözlerimi açtığında çok güzel biryerdeydik.

cam balkon mu denir ne denirse artık her tarafımız şeffaftı ve uçuyorduk! şaka hani olur ya şeffaf balkon işte ya ondan!

kimse yoktu ve sadece ikimiz vardık küçük bir birleşik taburenin üzerine oturtmuştu beni kendisi de arkamdaydı sanırsam.

"Hyunjin burası çok güzel!" ayağa kalkıp etrafımıza bakmaya başladığımda çok yüksekte olduğumuzu fark ettim. ne ara çıkmıştık lan biz buraya?

"aynı sen" yaptığı ufak iltifatla yanaklarım kızarırken şaşırdım. o kadar şey yapıyorduk buna mı utanıyordum??

"peki buraya niye geldik?"

"beklemeye"

"neyi?"

"zamanı" cidden anlamamıştım. zamanı mı bekleyecektik? zaman zaten akıp gidiyordu. o bizi beklemeden biz onu mu bekleyecektik?

"Hyunjin neden zamanı bekliyoruz"

"tam 3 yıl olmasına sadece 20 dakika kaldı bebeğim sabret" sabredemiyordum.

beni kaldırmış ve evden çıkarmıştı. şimdide ben romantik birşeyler beklerken beni manzaralı bir yere getirmişti.

tamam anlamlı gözüküyordu ama yani...

"kaç dakika var"

"19..." canım sıkılmıştı. telefonu da almama izin vermemişti. sıç şimdi Felix.

iki de bir ne kadar kaldığını soruyordum.

"daha ne kadar bekleyeceğiz?"

"18 dakika"

"ne zamana kadar bekleyeceğiz?"

"17 dakika kadar"

"off hyunjinn!"

"son 16 dakika" dakika başı soruyordum.

napim canım sıkıldı!

sonunda sabredemeyerek yanına oturdum.

biraz tatlılık yaparsam belki söylerdi?

"neden zamanını bekliyoruz?"

"zamanı gelince öğreneceksin"

"zamanı ne zaman gelecek"

"pfft Felix hiç sabredemiyorsun" uyarıcı bir şekilde belimi dürttüğünde sinir krizi geçirecektim.

ayağa kalkıp önünde dikildim.

"ya hyunjin ama canım sıkı-" belimden tutup beni tekrar yanına oturmamı sağladı.

oh shit!

" Felix...zamanı geldi" birden ayağa kalkıp benide beraberinde kaldırdığında ne olduğuna şaşmıştım.

ben biz yalnız sanarken birden sultan Ahmet köprüsü gibi omuzları olan koruma olduğunu düşündüğüm bir adam elindeki şık bir tepsiyle bize doğru gelmiş ve tepside olan ayrı bir şık olan siyah minik kutuyu iki parmağı ile tutup zarifçe açmıştı.

koruma hızla uzaklaşırken neyin zamanının geldiğini yeni yeni anlıyordum...

Orphelin - {HyunLix}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin