Hazal:
Sabaha konaktaki bağırışlar'dan uyanarak hazırlandım üstüme beyaz bir tişört altıma siyah bir kumaş pantolon giydim ayağıma beyaz sporlarımı giyerek sade bir makyaj yaptım ve uzun dalgalı saçlarımı açık bırakarak aşağıya indimMutfağa gidip
-Günaydın hanımlar
-günaydın küçük hanım
Dedikten sonra çalışanlara yardım etmeye başladım ve kahvaltı sofrasını hazırladık tam çalışana konakta neden bu kadar bağırış olduğunu sorucakken babam geldi ve
-Hazal salona gel kızım dedi Yılmaz ağa
Hemen yanına gittim ve oturdum babam konuşmaya başladı
Eminim bu bağırışları ve telaşı merak ediyorsun diye sordu bende evet anlamında kafamı salladım
Elimi tutarak
Kızım en kısa zamanda evleniyorsun diyince hemen ne diye bağırdı
Yılmaz ağa:sakin ol kızım sadece kuma gidiceksin diyince hazal daha da şaşırmıştı ve ayağa kalkarak
Birde kuma olarak mı gidicem baba benden beklemeyin bunu evli bir kadının üstüne kuma gitmem kendi hayatıma ve onun hayatına kötülük etmem dedi
Yılmaz ağa kızını oturtup sözüne başladı.Karan aşiretinin bir torunu yok ve gelinleri kısır seni görmüş ve beğenmişler uygun bir zamanda sizleri evlendiriceğiz Hazal bitanem seni çok seviyoruz diyen annesine gözü kaydı genç kızın
-anne sende mi?
Rabia hanım:Malesef kızım biliyorsun Karan aşireti ve bizim aşiretimiz çok yakın dostlar seni uygun görmüşler beğenmişler bize de kabul etmek düşer Barış ağa senin için güzel bir eş olacaktır eminiz dedi
Yılmaz ağa:istesende istemesende evleneceksin güzel kızım sen ve Serhat benim değerlimsiniz asla kötülüğünüzü istemem unutma orada sana kötü bir şey yapsalar hemen haberim olucak arkanda her daim ben annen ve ikizin var diyip kızına sarılmıştı Hazal babasına karşılık verip oda sarılmıştı Rabia hanım bu anları gözleri dolu izlemişti mutlu bir yuvası vardı ama kızı gidiyordu Rabia hanım ben neyim burda diyerek surat asmıştı Hazal ve babası gülerek kollarını açmıştı bu mutlu anların hep olması dileğiyle içinden dua etmişti Rabia hanım
Hazal hemen odasına çıktı ve düşünmeye başladı
bir tek kendini düşünmüyordu üstüne kuma gideceği kadın kim bilir ne kadar üzülmüş,ağlamıştı çok zalimceydi bu töre'den nefret ediyordu genç kadın istemediği halde kuma gidicekti
Göz yaşlarını silip banyoya girdi yüzüne çarptığı soğuk su ile kendine gelip aynaya baktı genç kız odasına geçip yatağına oturdu kapının çalması ile gözleri kapıyı buldu içeri çalışanlardan sevim abla girmişti küçük hanım babanız kahvaltıya çağırıyor dedi
Hazal tamam sevim abla geliyorum deyip kahvaltıya indi Yılmaz ağa her ne olursa olsun bu sofrada her kes olucaktı.Kahvaltı bitince Hazal da çalışanlara yardım edip sofrayı toplamıştı şimdi ise odasında düşünüyordu
Kabul etmekten başka şansı yoktu zaten kabul etsede etmese de Barış ağa ile evlenecekti.Karan konağında Barış ağa dün olan 30. Yaş gününden sonra eve sarhoş gelmişti sabah uyanınca yanında ki sevdiği kadına kaydı gözleri karısının yanağına bir öpücük bırakıp banyoya gidip hazırlandı üstüne bir takım giyip aşağıya indi babası onu yanına çekti ve konuşmaya başladı.
Ali ağa:bak oğul karın bize torun veremiyor bizde kuma gelmesini bildirdik en kısa zamanda kuma gelicek ve düğün olucak Barış babasına karşı çıkarak