1. Bölüm - Kanlı Düğün

14 1 1
                                    

Merhaba, öncelikle kalemime şiirde güveniyor olsam bile bir dünya yaratmayı da denemek istedim.
Okumaya başladığınız tarih ve saati buraya yazabilirsiniz.
Umuyorum ki ilginizi çeker ve devamını istersiniz .
Ben Buse ve bu kapılarını size açtığım dünyam.

&&&

  Planlı, düzenli yaşayıp buyrulan her şeyi yaparsam mutlu olurum hatta belki de eskiden çok sevdiğim gamzelerimi görürüm sanmıştım.
  Ancak aynada gördüğüm benliğim kirin, tozun anlamını bilmeden bu bembeyaz elbisenin içinde parlamıyordu. Halbuki rengini özellikle muhafız etmemiş miydik; solgun, yorgun tenimi kapatsın diye?

"Dik dur. Sonuna kadar gelmişken düşük omuzların yüzünden rezil olamayız." diyerek bakışlarımı kendine çeken annemin ikazıyla sırtımı dikleştirdim.

"Ayrıca gelinliğinle çok uğraşma, kırıştıracaksın. " üst üste gelen istekleriyle gerildiğimi fark eden annem 2 adımda yanıma gelerek omuzlarımdan tuttu. Bakışlarımı tekrar aynaya çevirdi ve bizi görmemi sağladı.

"Ah, ışığım. Çok az kaldı güzel Tanay'ım. Eskiden sahip olduğumuz her şeye geri kavuşacağız. Sen sadece beni dinle." dedi aynada bana bir kez bile bakmayarak.

  Annem. Tamay Sezgi. Bana tamamen zıt, inanılmaz kuralcı ve fazla güçlü bir kadındı. İsimlerimizin anlamı bile düşmandı birbirine. O dolunaydı, karanlığın içinde yaşardı. Ben Tanay; aydınlık, şafak kadar aydınlık olan. Belki de doğduğum anda bilmiyordu özünün kendi kanının bu kadar farklı olacağını ama ismimi tanrılara haykırırken hissetmemiş miydi?

  Arkamızdaki büyük kapı beni bir cevap vermekten kurtararak gıcırdadı, ve içeri bir adım atıldı. Yaşıtlarımdaki her kadının ilgisine sahip, parmağındaki yüzükle ise benim imzaladığım en büyük antlaşma olan Çağdaş Esen yüzünde kocaman gülümsemesiyle bize yaklaştı.

"Tamay Hanım herkes hazır sizi de içeri bekliyorlar. Ben baş başa güzel gelinimle konuşmak istiyorum." diyerek annemi nazikçe içeri postaladı.

Annemde aynı şekilde gülümseyerek Çağdaş'a tabii anlamında kafa eğdi ve kulağıma yaklaştı. "Son şansımız Tanay, ışığım. Unutma."

  Annem benimkine çok yakın beyazlıkta ancak insanlara dedikodu vermeyecek kadar bej olan elbisesini toplayarak kapıya doğru ilerledi ve zehir karası gözlerini kısarak 'yanlış davranma' bakışıyla beni son kez uyardı.

  Onun çıkmasıyla kocaman odada Çağdaş'la yalnız kalmıştık. Kapı kapanır kapanmaz yüzündeki gülümsemeyi silip hızla yanıma geldi. "Tanay hayatımız birlikte geçti. Bu sarayda beraber doğduk beraber büyüdük. Baban öldüğünde sizi burda tutmak için bana güvenmeni istemiştim. Aradan seneler geçti hiç sorun olmadan bitirdik ama artık zamanı geldi. Seni tutamam." Çağdaş'ın nefes almadan söylediği şeyleri sadece bir yere kadar takip edebilmiştim.

Karışmış kafam ve şaşkınlıktan kırışan yüzümle ona baktım. "Çağdaş evet minnettarım yaptığın her şey için ancak ne sorunu ne tutamaması anlamıyorum."

"Bak fıstığım sen bu dünyada en yakın arkadaşımsın. Bilmediğin, vaktimizin anlatmaya yetmeyeceği çok şey var. Sadece babandan sonra bana güvendiğin gibi tekrar güven. Bu kapıdan kol kola çıkacağız evet ama bir bahane bulup odana dönmeni istiyorum. Yanında yardımcıların gelecektir ancak onları sorun etme. Sen sadece annenin gelmesini önle." Az öncekileri anlamışım gibi durmadan devam etti.

"Şimdi söyle, güveniyor musun bana?"

Çağdaş. Berrak bir hava, tanıdık bir koku, rahat bir sığınak... Çağdaş. Kralımızın gözde oğlu, benim çocukluk arkadaşım gelecekti eşim, annemin biricik asil damadı ve en önemlisi babamın giderken beni emanet ettiği kişi. Bunca etkenin arasında mavilerine bakarak verilecek tek cevabı fısıldadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 13, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ruh Kanseri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin