..................................
Saat gece yarısına geliyordu ve ben evin yolunu tutuyordum. Çocuklar gittikten sonra gitarın güzel melodisinin arasından çıkan nahoş ses sorununu çözmek adına pratik yaparken zamanın nasıl gectıgını farketmemiştim bile ve şimdi bi an önce eve gideyim diye ara sokakları kullanıyordum.
Yarın yine pratik yapacağımız için elektro gitarımı pratik odasında bırakmış yanıma aldığım şey sadece okul çantası olmak üzere ilerliyordum.
Karanlık sokakta bir hıçkırık ve burun çekme sesi ile duraksadım ve etrafıma baktığım sırada birini gördüm, lanet olası yardımsever kişiliğim sayesinde o kişiyi boşverip gitmek yerine sesin gediği kişiye yaklaşmıştım.
Sokağın loş ışığı sayesinde zar zor cocugun yüzünü görebilmiştim, yaşıtımdı sanırım, hayır benden küçüktü. Ona doğru eğilip güven verdiğini düşündüğüm bir nida ile konuştum,
-Hey, iyimisin sorun ne?
Çocuktan bir burun çekme sesi daha duyduktan sonra kafasını kaldırmış ve bana bakmıştı ve bende o sırada cocugun loş ışığın bile gizleyemediği olağanüstü güzelliği karsısında nutkum tutulmuş bir sekilde ona bakıyordum.
Ağladığından dolayı gözleri kızarmış ve şişmişti. Karsımdaki çocuktan birtakım kokular aldıktan sonra etrafındaki bira şişeleri ile kokunun kaynağını anlamıştım. Sarhoştu ve büyük ihtimal bilinci yerinde değildi. Kolundan destekleyip tekrar konuştum;
-Kalkabilir misin?
Çocuk ilk boş boş gözlerime baktıktan sonra kafasını onaylar sekilde sallayıp ona verdiğim destek ile kalkmıştı.
Bir kolunu omzuma attım ve ilerledim. Gecenin bu saatleri çok tehlikeli olduğundan onu bu halde bırakamazdım. Evime kadar yürüdüğümüz sırada ne benden ne de ondan herhangi bir ses çıkmadı kendisi büyük ihtimal ayakta uyukluyordu zaten.
Apartmanın önüne gelince onu bu halde merdivenlerden çıkaramayacağımı kanaat getirip çocuğu sırtladım ve o sekilde merdivenleri çıktım. Ben merdivenleri çıkarken kendisi ise kafasını boynuma gömmüş bir şekilde uyuklamaya devam ediyordu. Tanrım.. Başıma nasıl bir iş almıştım...
Evin kapısını açıp içeri girer girmez ara sıra bana uğrayan Felix için hazırladığım odaya götürmüştüm ve olabildiğince yavaş bir sekilde yatağa uzandırmıştım. Felix'in eğer burada olsaydı çoktan 50 tane soru sıralayacağı sebebi ile Hyunjinde kaldığı için tanrıya teşekkür ettim.
Soluklanırken taşıdığım çocuğu ister istemez incelerken yanağındakı kurumuş kan lekesi ve birkaç sıyrık görmem ile ilkyardım çantası almış ve yaralarına pansuman yapıp sarmıştım üstelik üzerindekiler ile rahat edemeyeceğini düşündüğümden bana olmayan kıyafeterimden giydirmiş ve üstünü örtmem ile odadan çıkışım bir olmuştu.
Suan evimde adını dahi bilmediğim bir çocuğa yardım ediyordum. Aklımı kaçırdım herhalde diye düşünürken aniden bastıran uyku ile ben de sıcak yatağıma yerleşip güzel bir uyku çekme umudu ile yatmıştım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yine her zamanki gibi erken kalkıp kahvaltı niyetine 15 kupa kahve ile güne başlamış, grubumuzun yakında çıkış yapacağı sarkının sözlerine çalışıyordum.
Dünkü çocuk ise hala uyanmamıştı ve uyanmaması da normaldı akşamdan kalmaydı sonuçta.
Şarkının sözlerine tekrar ve tekrar bakıp melodiyi mırıldanarak ilham perilerini bekliyordum fakat pek gelecekleri falan yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alcohol / Jeongchan
Teen FictionÇok şey var anlatacak. Bir sen anlarsın ama bir sana anlatamam.. Yan shipler: Samsung Minbin Seunglix