Herşey Nasıl başladı

20 2 2
                                    

  Lisede ilk yılımdı, korona yüzünden dersler çevrimiçi işleniyordu ama bir ara okul açılmıştı. Kalabalık olmaması için sınıflar yarıya bölünmüştü, sınıfımız 24 kişilikken sadece 12 kişi vardı, maskeyle okula gittim.

  Tenefüste herkes gezerken ikinci katta olan sınıf penceresinden dışarı baktım, gözüme o takıldı. Sarı renkli saçları kahküllü ve hafif uzundu, boyu da uzun duruyordu, öylece ona baktım. Yanında bizim sınıftaki çocuk vardı yukarı geldiğinde yanına gidip hemen sordum

  Tatlım:"yanında bir çocuk vardı o kimdi? "
  Akın:"bizim sınıfın diğer yarısından"

  Zil çaldı bizde yerimize oturduk ama aklıma çocuk geliyordu, keşke bizim şimdi bizim sınıfta olsaydı diye düşünmeye başladım.

  Eve gittiğimde okulların korona yüzünden yine kapandığını öğrenince içimi hüzün kapladı.

  Yaz tatili olup bitti ama ben hâlâ o bir kere gördüğüm çocuğu düşünüyordum, canlı derslerde hep o var mı diye bakıyordum, o olmayınca dersten çıkıyordum. Hayatımda ilk defa okul açılsın diye dua edip gün sayıyordum.

   Sonunda Lise 2 de okula gitmeye başladık, sürekli maske takacaktık ama olsun, yinede hem ders görecem hem de onu görecektim.

  Okula gidip duvar kenarına oturdum, onun gelmesini bekledim. Geldiği zaman gülümseyen gözlerle ona doğru baktım. Kahküllü saçlarından tanımıştım onu, tahmin ettiğim gibi çok uzundu. Gözleri çok güzeldi, kahvenin en güzel tonuydu, insan onun gözüne bakıp kahve içerse kahveyi hüpürdeterek keyifle içesi gelirdi.

  Yanımdan geçip duvar kenarında en arkaya oturuşunu izledim, aramızda iki sıra vardı, derslerde onu görebilmek için hep yan oturuyordum, en küçük konuşma, gülme olduğunda direk ona bakıyordum. Gözleri benim gibi kısık olduğu için gülünce onunda gözleri benim gibi kısılıyor hatta yok oluyordu.

  O sınıftakilerle kaynaşmış hatta kanka olmuştu, bu yüzden her tenefüs dışarı çıkıyordu, bense sınıfta tek başıma oturuyordum çünkü korktuğum gibi herkes çoktan gruplaşmıştı.

  Onun adını soyadını öğrendiğim gibi instagram hesabı var mı diye baktım, sınıftakilerin takip ettiği bir hesap vardı ama hesap gizliydi ve profil resmi yoktu, bende utancımdan istek atamadım, ama yüz yüze konuşamıyorum diye instagramdan konuşmaya çalışıyordum ama konuşmayı hemen bitiriyordu.

  Futbolla çok ilgilendiğini farkettim, kendi de futbolcu olmak için eğitim alıyordu. O koyu Galatasaraylıydı, bende maç izlemezdim ama Beşiktaş'ı çok severdim. Sırf onla konuşacak konum olsun diye maç izlemeye başladım ve maç izlerken Galatasaray'lı oldum. O Galatasaray'lı olduğu için mi yoksa Galatasaray'ı sevdiğim için mi takım değiştirdim emin değilim.

  1 ay boyunca hep aynı şeyler yaşandı, sınıfımız şimdiden kenetlenmişti, kimse kimseyi satmazdı ama birbirinden nefret edenler vardı. Bana sorarsanız ben yapmacık davranan, tüm erkeklerle sevgili olmaya çalışan kızlardan ve kendini artis sanan erkeklerden nefret ederim.

  Birgün Ayaz okula gelmedi, hastalandımı diye çok merak edip mesaj attım (atmaz olaydım)

  Tatlım:" Ayaz iyi misin, bugün niye okula gelmedin?" 2 dakika sonra cevap verdi.
  Ayaz:"iyiyim de niye merak ettin?"
  Tatlım:"hiç öylesine"
  Ayaz:"bana karşı birşey hissediyorsan direk söyle, bu ne böyle ergenler gibi"

Böyle demesini beklemiyordum, çünkü daha ben bile ne hissettiğimden emin değildim, o an direk söyledim

  Tatlım:"sevdiğimi söylersem belki o iki konuşmamızda olmayacak"
  Ayaz:"Tatlım üzülmeni, kırılmanı istemem ama ben seni sevmiyorum"
  Tatlım:"tamam seni rahatsız etmeyecem"

  Telefonu yanıma koyup yorganı üstüme çektim, gözlerim istemsizce doldu, kırmamak için çabalamış ama kırılmayacağım birşey dememişti. Bu hissi ilk defa yaşamanın acısı bir başkaymış, insanın hayat enerjisi emiliyormuş.

  Sonraki gün okula gittiğinde hayalet gibiydim ama kimse farketmedi, sormadı bile çünkü kimsenin umrunda değildim, herkesin önemli meseleleri vardı.

  Eve gittim kuzenim Selin gile gittik, yaşadığım hisleri ona anlattığım için biliyordu, ona bana yazdıklarını gösterdim ve ağlamaya başladım.

  Tatlım:"hiç böyle birşey yaşayacağımı tahmin etmiyordum, dizilerdeki gibi o da bana aşık olur sanıyordum" Selin omuzumu pışpışladı
  Selin:"üzülme canım benim, biri gider biri gelir, daha 1 aydır gördüğün biri seni ne kadar kendine aşık edebilir. Hem sen daha onun yüzünü bile görmedin, yakında unutursun onu"
  Tatlım: kafamı kaldırıp ona baktım "gerçekten unuturum değil mi?"
  Selin:"tabiki de unutursun, hem sen o kadar güzelsin, sana erkek mi yok boşver onu"
  Tatlım:"ben mi güzelim Selin, Allah aşkına ya bir bak bakana kiloluyum, kilolu olduğum için hep dalga geçiliyorum"
  Selin:"sadece kilolu olman bişey olmaz, kilonu verirsin, senin yüzün güzel, senin için güzel, bırak onu, önün açılır senin"
  Tatlım: biraz düşündüm "hakılısın ya, belki de çirkindir değil mi, zaten nasıl bir insan onu bile bilmiyorum daha"
  Selin:"hı işte böyle, takma kafana"

  Biraz daha oturup konuştuk sonra Selin'in erkek kardeşi Uray ve ablam Şeyda geldi birlikte okey oynadık.

  Kendimi daha iyi hissederek eve geldim ama birden gözüm gitti, gözümü açtığımda annem gil başımdaydı, bişey yoktur heralde diyip uyuduk.

  Sonraki gün okula gittim sınafa girdiğimde direk onun oturduğu yere gözüm kaydı, maskesini çıkarmış şu içiyordu, donup kaldım. Kedinin burnuna benzeyen o küçük burnu, kocaman gülümsemesi olan büyük ağzı ve ince üst kalın alt dudağı. Yüzünün tamamına bakınca tam bir şirin kediyi andırıyordu istemsizce gülümseyerek bakmaya devam ettim.

  Ben ona bakarken yanına Ece oturdu, birden yüzündeki gülümseme söndü. Ece onla bişeyler konuştu gülmeye başladılar. Onlara bakarken sinirle tırnağımı sol elime bastırmaya başladım.

  Hira: yanımdan geçerken durdu "Tatlım elin kanıyor" eğilip elime baktım "git bi elini yıka"
  Tatlım:"tamam giderim ben"

  Onlara doğru baktım, Ayaz'la göz göze geldik, iç çekerek başka tarafa baktım, sonra yerime gidip çantamı vurarak yerine koydum ve lavaboya gittim. Elimi ve yüzümü yıkadım, durup aynaya bakmaya başladım, ne kadar boş boş aynaya baktım bilmiyorum, bir kere daha yüzümü yıkayıp sınıfa döndüm, hoca vardı sınıfta, yerime geçerken ona baktım yine göz göze geldik, başka tarafa baktım.

  Okul bitince babamı aradım iş yeri yakında olduğu için beni almaya geldi, eve gittim, herşey normal televizyon izlerken yine gözüm karardı

İLKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin