my brother's friend || heesun

portakal çocuk

john

nerdesin sen

yine saklambac oynuyoruz da haberim mi yok

yarim saattir evde yokum ve yeni mi fark ettin gercekten

saka gibisin

oyundaydim

fark etmemisim

nerdesin

markete geldim

arkadasim yatiya gelecek ya abur cubur almaya geldim

ha arkadasin geliyodu dimi

annemler yokken iyi karistirdin araya

beni basiniza dikmeseler iyiydi

cin gibisin amk

anneme ss mi atayim ne istiyosun

of tamam demedik bisey

bana da ramyeon alsana

stogun mu bitti

evet bitiyo

al hadi

duzgunce sor

alir misin bebisim canim kardesim

parasini vercek misin

vercem tamam ya

anlastigimiz gibi kurye parami da alirim

deccal misin nesin

tamam vercem of

canim hyungum ya

bi kulagin kapida olsun arkadasim ben eve gelmeden gelebilir

cocugu bekletme kapida

hadi bai
✓

---

Tekrar oyuna girmek için beklerken zil çaldı. "Jungwon anahtarını niye almıyorsun? Aptal velet..." Kulaklığımı boynumdan çıkarıp sandalyeden kalktım. Sinirle gidip apartman kapısını açan anahtara bastım. Merdivenlerden çıktığını gösteren ayak seslerini duyduğumda söylenmeye başladım.

"Anahtarını alsana! Uğraştırıyorsun beni! Şanslısın ki daha oyuna girmemiştim! Yoksa kapıda kalırdın..." Görüş açıma giren, Jungwon'a ait olmadığına kesinlikle emin olduğum, turuncu saçlarla sesimi alçaltmış ve dona kalmıştım.

Bir yabancıya bağırıp rezil olmuştum. Harika.

Son basamağı çıkıp karşı karşıya geldiğimizde onun da şok içinde bana baktığını gördüm. Neye uğradığını şaşırmıştı. "Özür dilerim?.." deyip kıkırdadığında ben de güldüm. Kim olduğunu bilmiyordum ama onu içeri almak istiyordum. O çok... güzeldi.

"Ben Jungwon'un arkadaşıyım. Geleceğimden haberinin olduğunu söylemişti." Hızla başımı salladım. Tanrıya şükür zaten buraya gelmişti. Ve anlaşılan beni de tanıyordu. En azından Jungwon'un abisi olduğumu biliyordu.