Denize düşen akan su damlaları kadar çaresizdim. Ben farklıydım bunu hissediyordum ama kimseye anlatamıyordum ya da anlamıyorlardı. Sadece ben vardım kendimi bilen, bide aynalar. Onlarda sadece dışardan yansımamdı.
İçimden sökülen duygular anlamsızca etrafa dağıldı. Toplanmamak üzere. Geçmişimi hatırladım tekrar ve tekrar. Tek istediğim geçmişteki, küçüklüğümdeki denize düşen yansımamdı. Tam arkamı dönüp gidecektim yağmur damlaları kal der gibi daha hızlı düştü. Oturdum. Dinledim su damlalarını sanki dertlenmişlerdi. O kadar çaresizlerdi ki benden fazla dertliydiler sanki. Yağmur damlalarının sesi melodi oluşturdu kulağımda. Gözümün önünde canlandı anılar silik silik gidip gelen görüntüler. Küçüktüm, insanların zorbalıklarına maruz kaldığım zamanlarda. O zamanlar daha güçlüyüm belki de, en azından üzülmezdim çünkü onların küçük düştüğü noktalarını bulurdum. Ama şimdi o kadar ilgisizim ki tüm olanlara.
Derinleşti duygular boğuldular suyun altında. Ben sadece izledim. Bazen okuduğum kitaptaki karakterler gibi hissederdim kendimi. Genelde onlar kadar çaresizdim. Ama onlar hep bir yol bulurlardı. Ben sadece beklerdim o acının dinmesini, azalmasını. Ama daha da arttılar. Sanki istemiyordu zihnim bu olanları. Kabul edemiyordu olup biteni. Sanki kalmıştım karanlıkta kimse gelince ışığı açmamıştı. Bu sefer karanlığa gömüldü duygularım. Zihnim bütün bu olanları yalanlıyordu şimdi ama asıl suçlu bendim. Çünkü hep birileri vardı yanımda ya da öyle sandım. Hep birinin o sudan kurtaracağına inandım. Hep karanlık odanın ışığını birinin açmasını bekledim. Ama o suda da yaşayabilirmişim gibi geliyor belki sizi boğan sular dışarıdan korur. Belki sizin korktuğunuz o karanlık sizin kusur sandıklarınızı örter korur bir baba gibi.
Benim hiç yakınım olmadı. O yüzden karanlıkta yaşamayı da öğrendim ben. O suda sessizce beklemeyi de. Hiç bitmezdi kimsenin derdi, kederi gene de yorulmazdı insanlar, gene geldi aklıma yaşananlar. Her şey bitecek derken yeni başladığımı fark ettim. Belki gerçekten yok olmaktan var olmuştuk. Ağlamak çare miydi yoksa sessizlik mi? Var olmak mıydı hata yoksa ölmek mi? Sevmek miydi hata yoksa sevilmemek miydi? Af dilenecek şeyler yapmak mıydı hata yoksa affedip yapmasına tekrar izin vermek miydi? Herkes yaşar mıydı hayatı yoksa yalandan mıydı yaşananlar? Birini sahiplenmek sevmek miydi yoksa zorunluluk mu? Söz ve müzik gibi midir insanlar? Bir araya gelince anlanmaz mı her şey?
İnsanlar beni anlar mı diye düşündüm önce. Bazı şeyleri düşünmek yaşamasanız da daha çok yakar canınızı. Zaman birini siler miydi unutturur muydu? Acılar silinir miydi anılar gibi?
Yağmur daha da şiddetlendi anında boğazımdan kopan hıçkırıkla ağladım. Anlatmadıklarımın dışarı çıkmadan bile bütün gerçeklerimi mahvedeceğini düşünmezdim. Duygularım bir çocuktu önceden sonradan büyüdü gençleşti sonra yetişkin oldular ardından yaşlandılar ve şimdi ölüyorlardı.
Herkes tek midir bu hayata? Gözümden yaşları silmedim aktılar sadece, ben durdurmadım. Hep böyle yetiştim, birin yatarken üstümü örtmesini beklerdim hep oysa gene ben örterdim üstümü. Sevilmek nasıl bir şeydi keşke azıcık tatsaydım o duyguyu. Sevmek nasıl bir duyguydu peki. Biri sizin ruhunuzu bilir miydi? Biri sizi tanır mıydı sevince? Bence tanımazdı ya da tanıtamazdı.
Satırlara anlatsam onlar bıkar mıydı benden peki? Acı çekilmeye değer miydi? Peki bir insan unutulur muydu? Bir insanı kendinizden çok sever miydiniz? Kelimelerin anlatamayacağı bir şey var mıydı peki? Bile bile yanar mıydı insan yoksa bilerek yanmaya giderdi? Bir insan geriye döner miydi? Aşk olmadan yaşanır mıydı?
Bazı yaralar basmadan kanamazdı. Ama ben şimdi bilerek yarama basıyordum. Çok zor durumlar var mıydı insanların içinde olduğu? Yalnız kalır mıydı insan? Bence kalmazdı onları bırakmayan düşünceleri vardır. Beni düşüncelerim büyüttü. İnsanların arzuları hep sevdikleri kişiden yana mıdır? Sevmeyi bilmeyen insan var mıdır? Bir insanın gözleri her şeyi anlatır mı? İnsanlar sevdiklerinden vazgeçer mi?
Bir insan ölümden korkmasa ne olur? Bence bu insan zaten ölmüştür sadece bedeni ayaktadır. Bir insan olanlar için çok geç kalsa ne yapardı? Bir insan kaç kere ölürdü? İnsanları hayat mı unuttururdu zaman mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİRENA'NIN SEÇİMLERİ
FantasyHerkes seçim yapmak zorundadır, iyi veya kötü yaptığımız seçimler hayatımızı yönetir. Sahip olduklarınızı seçimlerle yönetirsiniz. Denizlerin hükümdarı Nigel ve eşi Violet denizleri koruyacak sadık kişiler bulup onlara denizi emanet edip derin bir u...