3-tanışma

0 1 0
                                    

kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığım da hafif hafif yağmurun çiselediğini farketmiştim kapının uzerin de yağmurun gelmesini engelleyen tahta parçasının altından yola doğru adım atmak istemiyordum. Gerçekten de şuan yalnızdım kimsem yoktu şuan nereye gidecektim ne yapacaktım bunları düşünmek kafamın içinde kıyametin kopmasına sebep oluyordu. Yola doğru ilerlediğim de kahküllerime damlayan yağmur damlaları bir bir süzülüyordu adımlarım dan pek emin olmasam da yürümeye devam ettim yola çıktığım da etraf çok sessiz ve sakindi ana yola kadar yürümem gerekiyordu yola yansıyan arabanın farıyla kısık olan gözlerimi açıp kendime geldim arkamı dönerek kim olduğunu anlamaya çalıştım ama görememiştim araba yan tarafıma yaklaşarak benimle birlikte ilerlemeye başladı camı indirerek "Zeynep" diye seslendi bu ses bir yerden tanıdık geliyordu kafamı sese doğru çevirdiğim de şoka girmiştim mert bu inanamıyorum ne işi var bunun burada gerçi neden şaşırıyorsam it gibi geziniyor ortalıkta

- ne var mert
- Zeynep binmeyecek misin? Üşütürsün bak yağmur da yağıyor gel bin inat etme
- gerek yok mert gider misin
- güzelim bak hasta olursun gel bin şş yavrum hasta olursan kim bakacak sana annen de yok gel bin şu arabaya
- mert binmek istemiyorum diyorum ne anlıyorsun biraz daha ısrar edersen polisi arayacağım
- tamam tamam önce bir sakin ol şimdi bu vakitler burlar da köpekler kurtular olur izin ver ana yola kadar bırakayım
Sonra gideceğin yere kendin gidersin

Binmekten başka çarem yoktu arka kapıyı açmaya çalıştığım da kilitliydi

- ön tarafa gel arkası bozuk

Diye bağırdı oflayarak ön tarafa geçtim bindiğim de direk kapıyı kilitleyerek pis pis gülmeye başladı ne yapmaya çalışıyor bu mal gerçekten anlamaya çalışıyordum Allah'ım ne olur şu araba dan sağa salim inebileyim

- eee nasılsın zeynep
- nasıl iyi olabilirim acaba
- teşekkür ederim bende iyiyim

İğrenç iğrenç gülmeye başlamıştı içmiş gibiydi nefesi pis pis kokuyordu midem bulanmaya da başlamıştı biran önce inmek istiyordum şu herifin arabasından

- biraz hızlı olur musun?
- sıkıldıysan şu kenarda biraz hava alabiliriz hayır diyeceksin ama yine de söylemek istedim
- Mert hızlı git dedim sinirlendirme beni
- tamam Zeynep hanım bunu sen istedin

Sonra biran da hızlandı kafamı arka koltuğa çarpınca sinirle konuştum

- mert mal mısın hızlı dediysek uç demedik bak yavaşla midem bulanmaya başladı ya kime diyorum mert!
- bunu sen istedin küçük hanım
- durdurur musun inmek istiyorum kusucam durudur şu arabayı geri zekalı

Ağaçlıkların kenarın da bir yere durmuştuk gerçekten midem ağzıma gelmişti ağacın kenarına giderek derin derin nefes almaya başladım gözümün ucuyla baktığım da arabanın kenarında durmuş beni izlediğini gördüm

- ya sen nereden çıktın karşıma ya alt tarafı bir anayola bırakacaktın biz daha ana yola bile gelememişiz yemin ederim çıldıracağım sizi sayıyla falan mı gönderiyorlar?
- yani ben sadece sana yardım etmek istemiştim

Yanıma daha fazla yaklaşarak gözlerimin içine bakmaya başladı ve bir anda ellerini saçlarımda hissettim yavaş yavaş yüzüme yaklaşmaya başladı korkmaya başlamıştım onu ellerimle iterek kendimden uzaklaştırdım

- ne yapıyorsun çek Şu ellerini
- birşey yaptığım yok sadece biraz tadına bakmak istedim

Israrla tekrar yaklaşıp okşamaya devam etmişti bu sefer vurmaya başladım o sırada eliyle belimden tutup kendine daha fazla yaklaştırdı gerçekten artık korkmaya başlamıştım daha fazla yakınlaşmıştık tam öpecekti ki çığlık attım "yardım edin lütfen yardım edin!"
Yoldan gelen araba farının gözüme çarpasıyla "durun" diye bağırmam bir oldu Mert'in gözü dönmüş gibiydi ne yaptığının farkında değildi arabadan inen çocuk direk merte doğru yürüdü tam o sırada mert cebinde ki bıçağı çıkartarak boğazıma tuttu elimle kolunu tutarak konuştum

- Mert çıldırdın mı? Ne yapıyorsun bırak beni
- çıldırdım evet çıldırttınız beni hepiniz herkes çıldırttı beni
- mert misin nesin bırak kızı gece gece kimsenin başı belaya girmesin hadi kardeşim ver onu bana

Yavaş adımlarla bize doğru yaklaştı bıçak heran boğazımı kesecek gibi hissediyordum çocuk bize yaklaştıkça mert daha da sinirleniyordu

- YAKLAŞMA!
- bak o kızın kılına zarar gelsin seni yaşatmam!

Mert hafifce elini indirdi kolumdan tutarak beni yere iteledi diz kapaklarımın üzerine düşmüştüm acısıyla gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı bir yandan da sinirden küfür ediyordum mert ise çoktan arabasına binip gitmişti az önce beni kurtaran çocuk ise yanıma çökerek eliyle yüzümü kaldırdı koyu kahverengi olan gözleri soğuktan rengi atmış dudakları hafif dağılmış saçları ve çatık duran kaşları ve bu yüzden kısılmış gözleri ile biraz sinirli gözükse de iyi birine benziyordu...

- eee şey iyi misin diye sormayacağım çünkü iyi görünmüyorsun ben en iyisi seni evine bırakayım
- ben ben gerçekten size çok teşekkür ederim belki de siz olmasaydınız o geri zekalı
- tamam bak böyle konuşma daha fazla burada böyle kalırsak hem sen hasta olacaksın hem bende senin gözlerine bu denli bakmaya devam edersem aşık olacağım
- a- anlayamadım iltifat mı ettiniz

Yanağın da hafif bir gülümseme belirmişti bir şey demesini bekler gibi yüzüne bakıyordum

- şaka yapıyorum ya sen takma beni hadi kalk evine bırakayım seni

Yerden yavaşça kalkarak arabaya doğru ilerledim aklıma henüz benim bir evimin olmadığı kalacak bir yerimin olmadı gelmişti telefonumu çıkartarak buseye evde olup olmadığını sordum ve bir ton mesaj yazıp telefonu kapattım. Çocuk çoktan arabaya binmişti camı indirip kaşlarını çatarak konuştu

- eee küçük hanım gelecek misiniz yoksa ben gideyim mi?
- yani geleceğim tabi ama eğer size yük olacaksam kendim de gidebilirim
- peki ozaman sen kendin git

Camı tekrar kaldırarak arabayla ilerlemeye başladı gerçekten inanamıyordum arkasından hızlı adımlarla ilerledim

- ya ben binmeyeceğim demedim ki keşke biraz bekleseydin offf kime diyorum gecenin bir yarısı beni burada bırakacak değilsin herhalde

Söylediklerimi duymuş gibi arabayı durdurmuştu hızlıca kapıyı açarak arabaya bindim ona göz devirerek konuştum

- ya keşke biraz bekleseydiniz ben size binmeyeceğim demedim ki
- gerçekten de seni orada bırakıp gideceğimi mi düşündün
- yani bilemiyorumm
- neyse nereye gidiyoruz

Telefonu açtığım da busenin yazdığı mesajları görünce biraz da olsa mutlu olmuştum busenin adresini söyledikten sonra kafamı cama yaslayarak boş yolu izlemeye başladım bugünlük buse de kalacaktım ama bu hep böyle devam edemezdi acilen herşeyi yoluna koymam gerekiyordu gözlerim ısrarla kapanıyordu açmaya çalışsam da engel olamamıştım...

- şş kime diyorum alooo

Koluma birinin dokunmasıyla gözlerimi aralayıp yan tarafıma baktım ismini henüz bilmediğim çocuk bana sesleniyordu biran önce kendime gelerek  konuştum

- ayy pardon uyuya kalmışım geldik mi
- evet geldik baya oldu geleli iki saattir seni uyandırmaya çalışıyorum ismini de bilmediğim için biraz zor oldu
- Zeynep
- Berk memnun oldum
- bende memnun oldum teşekkür ederim tekrardan

Elini uzatarak gözlerimin içine baktı bende elini sıkarak karışıklık verdim

- benden sana tavsiye kızlara karşı biraz daha nazik ve kibar ol emin ol senin için herşey daha güzel olur
- mmm bu neydi şimdi yani benim seni orada öyle bir başına bırakacağımı düşündüysen ya-

Onun Konuşmasına izin vermeden ben konuştum

- ama bir de şöyle düşünüyorum kötü biri olsan gelip de sarhoş bıçaklı birinin elinden beni kurtarmazdın
- neyse hadi geç oldu gir artık içeriye gözümle göreceğim girdiğini
- tamam görüşürüz herşey için tekrardan teşekkür ederim
- rica ederim belki birgün sende beni bir kızın kucağında kurtarırsın ha
- hiç sanmıyorum

Diyerek ona göz devirdim gözleri sanki gitme der gibi bakıyordu hafif gülümseyerek konuştum

- görüşürüz Berk
- görüşürüz Zeynep

Arabadan indiğimde soğuk içime işlemiş gibiydi hızlı adımlarla arabanın önünden geçerek kapıya doğru ilerledim tam girecektim ki arkamı dönerek Berke baktım hala gitmemişti girmemi bekliyordu göz göze geldiğimiz de el sallayarak biran önce içeriye girdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARMAŞIK DUYGULAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin