Episode 2: Water Is A Heaven

53 9 33
                                    

~25.05.2015~


"Minho lütfen!"

Hyunjin tuttuğu eli daha çok sıktı. Karşısındaki çocuktan ikna olduğuna dair bir işaret bekliyordu.

"Hyunjin yüzmeyi sevmediğimi biliyorsun."

"Ama bir insan nasıl sahilde takılmayı sevmez? Yüzmek zorunda değilsin, sadece orada bulunsak bile yeter bana."

"Sahili neden bu kadar seviyorsun?"

"Ha? Nasıl yani?"

"Ne zaman boş olsak ya da bir şey yapmak istesek sahile gitmek istiyorsun."

"Bilmiyorum bir sebebi yok galiba. Sadece deniz beni iyi hissettiriyor. Suyu seviyorum, suyun bende yarattığı hissi seviyorum. Toprağın aksine daha kucaklayıcı ve yumuşak. Toprak fazla sert ama su...Su yumuşacık, tıpkı cennet gibi. Seni anında içine alıp sıkı sıkı sarılır. Topraktansa suda yaşamayı tercih ederdim."

"Deniz kızlarına inanıyor musun?"

"Hmm...Komik bir şey duymak ister misin? Küçükken denize o kadar takıntılıydım ki annemler bana doğum günümde bir balık kuyruğu kostümü almıştı."

Minho bunu duyar duymaz kendini tutamayıp kahkaha atmaya başlamıştı.

"Hey gülme, ciddiyim. Anaokulunda doldurtulan gelecekteki mesleğim formuna 'deniz kızı' yazmışlığım bile var."

"Peki öğretmenin ne söyledi?"

"Annemleri çağırıp 'oğlunuz kendini kız sanıyor' demişti ve yaklaşık 2 ay cinsiyetleri tanıma konusunda ders almıştım. Annemi erkek olduğumu bildiğime ikna etmek zor oldu."

Minho bu duyduğunun üzerine öncekine kıyasla daha büyük bir kahkaha atmıştı. Hyunjin önce sahte bir sinirle ona bakmış, daha sonra kendisi de gülmeye başlamıştı.

"Hyunjin, annenler o kuyruğu alarak pek iyi bir şey yapmamış galiba."

"Ya hayır, eğer öyle olmasaydı dalgıç olmak istemezdim belkide."

"Dalgıç mı? Birlikte senarist olacağımızı sanıyordum?"

"Bu da bir diğer 'Hyunjin'in çocukluğu hikayesi' belki daha sonra dinlersin."

Hyunjin tuttuğu eli bırakarak oturduğu çimenlerin üzerinden kalktı. Ancak tuttuğu el onu bırakmamıştı. Hızlıca kalktığı yere tekrar oturdu, daha doğrusu düştü. Ve düşer düşmez acı bir çığlık attı.

"Ya! Neden çekiştiriyorsun popom acıdı."

"Abartma toprak altı üstü, yumuşak gayet."

"Ne kadar yumuşak olsa da canımı acıttı, kemiğim sızlıyor. Galiba kalça kemiğimi kırdım.

"Hyunjin ne drama queen insansın ya, bak kaç yıllık arkadaşız hala 'daha ne olabilir' diyorum ve dahasını görüyorum."

"Şikayetçi misin? İyi gideyim bari, kal sen burada yalnız başına."

Hyunjin ayaklanacağı sırada Minho kolundan tekrar tutup çekmişti. Bu sefer yine mızmızlanmasın diye sırtından eliyle destek sağlamıştı. Hyunjin tekrar ağzını açacağı sırada, hızla atılıp sözünü kesmişti Minho.

"Bak acımadı, tuttum seni. Şimdi anlat, dalgıç mı olmak istiyordun? Ayrıca ne zamandır arkadaşız şuan mı söylüyorsun bunları?"

"Sormadın ki söyleyeyim."

Minho buna önce göz devirmiş daha sonra yerden aldığı bir avuç toprağı Hyunjin'in üzerine doğru fırlatmıştı. Neye uğradığını şaşıran Hyunjin hızlıca geri çekilmiş ve eliyle yüzünü kapatmıştı. Minhonun hedefi yüzü değildi zaten, sadece üstüne dökülen toprakla irkilmesini istemişti.

The Beach \\ HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin