TÜM AŞKLAR KAVGAYLA BAŞLAR'IN 2. KİTABIDIR
"açıklanmış, açıklanmış!"
odaya öylece dalan yachi, kageyama'yı üzerimde görünce kapıyı olduğu gibi kapattı. boğazını temizlediğini duyduk. ve kapıyı sertçe çaldı. "müsait misiniz?"
kageyama sesli güldü. "evet." ve omuzlarıma masaj yapmayı sürdürdü. odamı tek başıma düzenleme gibi bir hata yapmış, her yerimi incitmiştim. bu sebeple kageyama da bana masaj yapıyordu.
yachi oyun sandalyemi yatağa yaklaştırıp oturdu ve heyecanlı heyecanlı telefonunu gösterdi. "sınav sonuçları açıklanmış kız."
"benimkine baksana yachi." zaten iyi bir yer bekliyordum. bu sebeple olacak ki rahattım. yachi söylediğimi yapıp hızla sisteme girdi bilgilerimle. "ohaaaaa. kyoto üniversitesi eğitim gelmiş. ne yaptın oğlum sen?" gülerek omzuma vurdu. gözlerimi yumup tebessüm ettim.
"biliyordum iyi geleceğini. çalıştım zaten ben."
kageyama ağrıyan bir yerime baskı uyguladığında istemsizce inledim. yüzümü yastığa gömdüm. "orası," dedim. "çok acıyor."
"salak bebe ya. kendini iyi sakatlasaydın. ne güne varım ben? çağırsaydın ya işte." bana kızarken yachi'ye bilgilerini söylüyordu bir yandan da. onun sonucuna da bakacaklardı. sınavının iyi geçtiğini söylese de puanını söylememişti bana. bu da biraz endişelendiriyordu beni.
yachi nefes almadan üniversite planlarını anlatırken aniden sustu. yüzümü yastıktan ayırıp ona baktım. kaşlarını kaldırmış, telefon ekranına bakıyordu. "kageyama-kun," dedi yavaşça. "kaydırma mı yaptın acaba..?"
kaşlarımı çattım. "neresi gelmiş? bana puanını söylemeden tercih yapmıştı."
"neden söylemediğini anlıyorum..." yachi telefonu kageyama'ya uzattı doğruca. sesli söylemek istememişti benim yüzümden. ama telefonu kageyama'dan önce ben aldım. kageyama'yı da üzerimden ittirip yatakta oturur pozisyona geçmiştim.
"ne? yüzde sıfır bursla ritsumeikan mı? delirdin mi kageyama sen? ailenin tüm servetini bu üniversiteye mi vereceksin?"
"sen hep kyoto yazdığın için ben de kyoto yazdım..." diye mırıldandı. "para dert değil ki zaten, zenginiz biz."
derin nefes verip başımı hafifçe omzuma yatırdım. "farklı şehirlerde okuyunca ne olacaktı sanki, ayrılacak mıydık? benim yüzümden yapıyorsan ek tercihlerle falan düzelt bunu. böyle bir şey yapmanı istemiyorum."
"ya hayır. istediğim bölüm oradaydı. o yüzden yani..."
"turizm mi? sadece orada mı vardı turizm?"
kaşlarını bir çocuk gibi çattı ve savunmaya hazırlandı. "sen yoksa benimle aynı şehirde okumak istemiyor musun?"
"konuyu değiştirme, bununla alakası olmadığını biliyorsun. benim yüzümden saçma sapan şeyler yap istemiyorum sadece."
yachi boğazını temizledi ve ilgimizi üzerine çekti. "biraz sakinleşin diye size şimdi de kendimden bahsedeyim..." kaşlarım havalandı çünkü fazla heyecanlıydı. "ben türkiye'ye gidiyorum!"
"hadi canım." bedenimi tamamen ona döndürüp bağdaş kurdum yatakta. "gerçekten mi? hangi üniversite? türkiye'nin ODTÜ'sü aşırı iyi."
"belki bir ODTÜ değil ama bilkent de iyi yani." sandalye ile döndü etrafında. "japon dili ve edebiyatı kazandım. çok heyecanlıyım. kiyoko'ya henüz söylemedim ama eminim o da çok heyecanlanacak."
"nasıl yapacaksınız o kadar uzakta?" kageyama'nın sorduğu soru sanki durumu kendisi yaşıyormuş gibi endişe barındırıyordu. empati yaptığını hayal edebiliyordum. benden uzak kalmamak için aynı şehirdeki özel bir üniversiteyi yazmıştı. türkiye kadar uzağa gitmiş olduğunu hayal etmek onun için zor olmalıydı elbette.
"yani... elbette özleyeceğim onu. ama dayanabilirim diye düşünüyorum." sonra durdu ve kucağına baktı bir müddet. "aynı şeyi o yapsa ben çok üzülürdüm ya..." diye mırıldandı.
"kiyoko-san elbette senden uzak kalacağı için çok üzülecek," dedim. ardından tebessüm edip bacağına dokundum. "ama emin ol senden daha mutlu olacak bu habere."
gülümsedi. "değil mi? bence de çok mutlu olur. zaten şu an da çok yakın bir ilişki içerisinde değiliz." başını arkaya atıp tavana baktı. "offf, bebeğim çok yoğun şu sıralar. tokyo üniversitesi bambaşka bir seviye sanırım. çok zorluyorlar onu."
yachi bir şeyler daha söyleyip eve gitmek için kalktı. beni öpüp kageyama'ya da el salladı. o gittiğinde kageyama'ya döndüm. suratını bilinçli olarak asıp yatağa uzandı ve bana sırtını döndü.
derin bir nefes alıp verdim. ona yaklaşıp arkasına yattım. ensesindeki saçları çekiştirerek ona masaj yaparken omuzlarının biraz da olsa gevşediğini fark edip rahatladım. "yanlış anlamanı istemiyorum kageyama. en çok istediğim şeylerden biri liseyi birlikte geçirdiğimiz gibi üniversiteyi de birlikte geçirmek. ama gerçekten sırf benimle aynı şehirde okumak için böyle bir delilik yapıp asıl hedeflerini görmezden geliyorsan sana çok kırılırım. bir daha da konuşmam."
dayanamayıp bana döndü ve sarıldı bana. "istediğim bir şey yoktu ki benim shoyo. puanıma göre karar verecektim ben. ama puanım o kadar kötü geldi ki çok üzüldüm. o kadar çalıştırdın beni, hatta belki de daha iyi bir yer kazanabilecekken benim yüzümden kazanamadın. kendine çok az zaman ayırdın benim yüzümden. tekrar hazırlanacaktım başta. ama biliyorum kendimi. yapamam ben. babam gelip özel üniversite fikrini önüme koyunca da direkt olur dedim. yani ailemi zora soktuğumu düşünme. dedim ya oğlum, zenginiz biz." sesli güldüm.
"spor arabaları ile üniversiteye giren, pahalı kıyafetleriyle kızların ilgisini çekip kulüplerden çıkmayan o üniversitelilerden olmayacaksın öyle değil mi?"
güldü ve yüzüme bakıp saçlarımı arkaya taradı. "daha çok spor arabası ile sevgilisini üniversiteden alan, pahalı hediyelerle onu şımartan ve kendisini tamamen ona adayan bir üniversiteli olacağım. söz veriyorum sana."
hızla doğruldum ve gözlerine baktım. "aynı eve çıkabiliriz!"
"e zaten." dedi gülerek. ben hızla ayaklanıp valizimi hazırlamaya başladığımda da yatakta yatmayı sürdürüp söylenmeye başladı. "o değil de, nasıl seninle aynı üniversiteyi kazanamam ben ya. kaydırma yaptım kesin. iyi geçmişti yani."
"sus kageyama, sus. o puanın hesabını ahirette veremezsin sus."
-
SELAM YAĞMUR
SÖZÜMÜ BÖYLE TUTARIM İŞTE BİZDE TERSİ OLMAZ
umuyorum sizi eğlendirir ve kafanızı dağıtmanızda yardımcı olur. sizi seviyorum kendinize iyi bakın ve çoook dikkat edin öptüm kocamaaan <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kavgayla başlayan büyük aşklar # kagehina
Fanfictiontüm aşklar kavgayla mı başlardı bilinmez ama hinata ve kageyama'nın tutkulu aşkı öyle başlamıştı. birbirlerine nefret dışında bir duygu beslemezken aşık oluvermişlerdi birden. şimdi ise ikisi de liseden mezun oldu. üniversiteye geçtiler. belki hayal...