Bir süre sonra ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Omuzlarından itip yatağa düşmesini sağladım.
"Sen de, ben de... bu gece burada yatıyoruz. Anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı, Bay Gece Yarısı Yağmuru."
Siktir, bu çok hoşuma gitmişti. Kendimi daha fazla tutamadan üzerine eğildim.
_______________________________________________(Bu kısımda smut olacak. Okumak istemezseniz atlayabilirsiniz. Bittiğinde haber vereceğim.)
Dudaklarına tekrar bir öpücük kondurup boynuna yöneldim. Boynunu sol tarafa yatırınca açıkta kalan kısmını öpmeye başladım. Teninin sıcaklığı dudaklarımı eritiyor gibi hissediyordum. Dudaklarım ise bu hisse bağımlı olmuştu bile.
Elim tişörtünün altına kaydığında ellerimin soğukluğuna mı yoksa aniden olduğu için mi bilmiyorum ama vücudu titremişti.
"B-bay Hyunjin, sarhoşsunuz. Bunu yapmamız sizin için uygun olmayabilir."
"Sarhoş hissetmiyorum Lix. Bana Bay Hyunjin deme."
"Peki H-hyunjin. Daha ileri gitmemiz doğru mu?"
"İçindeki his sana ne diyorsa onu yapmalıyız. Şu an içimdeki his seninle birleşmek için can atıyor."
"Benim de Hyun..."
Doğrulup tişörtümü kaldırdığında vücudum onu etkilemiş olmalı ki gözleri patlamıştı. Ben de vakit kaybetmeden onun tişörtünden kurtulmasını sağlamıştım.
"Siktir, vücudun cidden... Çok çekici." dedim
"Sizinki kadar olmasa da Bay Gece Yarısı Yağmuru."
"Bu hitabın beni ne kadar gaza getirdiğini biliyor musun? Kendin kaşındın."
Yüzümü boynuna eğdim. Yavaşça nefesler veriyordum ve bu onun her seferinde içinin titremesine sebep oluyordu.
Boynuna bir öpücük kondurup köprücük kemiğine geçtim. Dudaklarımla resmen resim çiziyordum vücudunda. Ben sanatçıydım, onun vücudundaki kızarıklıklar ise benim sanat eserimdi.
Şu an tamamen ayıktım. Ne yaptığımızın, bunun neye sebep olacağının farkındaydım. O da bunun farkındaydı. Yüzünden anlayabiliyordum.
Öpücüklerimi tekrar boynuna, oradan da dudaklarına çıkardım. Durmadan öpüyordum. O da buna karşılık veriyordu.
Ben aşağıya indikçe inlemeleri artıyordu. Ah, bu beni cidden daha fazlasını yapmam için zorluyordu.
"İçine... girebilir miyim?" dedim.
Başıyla onayladı. Hiç vakit kaybetmeden kemerimden ve kumaş pantolonumdan kurtuldum.
Onun da pantolonundan kurtulmasını sağladım. İkimiz de çoktan sertleşmiştik. Boxerından belli oluyordu.
En kısa sürede her şeyimizden kurtulup tüm çıplaklığımızla birbirimize şehvetle bakıyorduk.
İki parmağımı ağzına götürdüm.
"Bu, içine daha kolay girmemi sağlayacak. Çok sürmez."
Parmaklarımı ağzından çıkarıp deliğine götürdüğümde titreyip ağzından bir inleme kaçırdı.
"B-bu kadar yeterli Hyunjin. Senin girmeni istiyorum."
"Ben de artık dayanabileceğimi düşünmüyorum Lix."
Yavaşça içine girip hareket etmeye başladım. O sırada dudağına takılmıştı gözüm. Öpüşmekten kıpkırmızı olmuştu. Daha fazla öpmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
He Was Sunshine I Was Midnight Rain - Hyunlix
Fanfic"O günışığıydı ben ise gece yarısı yağmuru."