2.Bölüm: Olaylar Nasıl Başladı?
"Tamam anne kalkıyorum!"
Gözlerimi açıp telefonumdan saate baktığımda saat 06:17'di.
Annem neden beni bu kadar gec kaldırmıştı ki? Okul 9'da başlıyor. 3 saat erkenden kalktığıma bakmayın, hazırlanıp çıkmam 2 saat sürüyor zaten.Pazartesi gününden nefret ediyorum. Okulun ilk günü. Kalktım elimi yüzümü yıkadım. Duşa girmem lazımdı kahvaltıdan sonra girerim diye düşündüm. Aşağı indiğimde annem kahvaltı hazırlamıştı. Annemin yanağından öpüp sofraya oturdum.
"Günaydın annecim" dedim bir dilim ekmeğe yağ sürerken. "Günaydın kızım"
Size söylemeyi unuttum. Annemle babam ben ortaokuldayken boşandılar. Annem bir işe girdi. Bende okuyup anneme yardımcı oluyorum. Mesleğimi elime alırsam daha cok yardimim dokunur ona.
"Anne ben çıkıyorum"
"Tamam kızım dikkatli ol!"
"Tamam anne"Kulaklıklarımı takip yürümeye başladım. Ev ile okul arası 20 dk lık bir mesafe olduğu için otobüsle gitmiyorum. Hem sabah sporu oluyor.
Playlistimde dolanirken eskiden çok dinlediğim bir şarkıyı buldum.
"Daddy Issues", çocukluğumun şarkısı. Sözleri hala aklımda.
"Go ahead and cry, little girl
Nobody does it like you do
I know how much it matter to you
I know that you got daddy issues
And if you got were my little girl
I'd do whatever i could do
I'd run away and hide with you
I know that you got daddy issues..."Şarkının sözleri beynimde ve kulağımda yankılanırken gözümden bir damla yaş geldiğini fark ettim. Hayir, güçlü olmalıydım, zorundaydim. En azından bunu annem için yapacaktım..
...
Üniversite sonunda bitmişti. Dersten çıkıp kapının önünde Efeyi bekledim. Onunla tek görüşebildiğim yer okul ve eve giden yoldu. Derslerimiz yoğun oldugu için okul dışında buluşamiyorduk. Yoksa bende isterdim birlikte sinemaya gitmeyi birlikte dondurma yemeyi.
Efeyle eve doğru giderken siyah, camları açık olan bir arabanın buraya doğru geldiğini gördük. Araba yavaştı. Yavaş yavaş yanımıza doğru geldi. Bir dakika! O da ne? Arabanın içinde adam yok. Emin olmak için gözlerimi ovdum ama yok.
"Efe arabanın içinde biri yok!"
"Ece'ciğim iyi misin? Adam var işte görmüyor musun?"Ne, adam mi? Ben hiçbir şey göremiyorum ama.
"Efe, kimse yok. Adam falan yok. Benimle dalga mi geçiyorsun?"
Diye sorduğumda Efe'nin cevabı hem beni üzmüş hemde şoka sokmuştu."Ececigim hayatim iyi misin? Kafayi mi yedin sen?"
Ne gerçekten bunu söylemiş miydi? Ya da doğruyu mu söylüyordu, kafayi yemiş olabilir miydim?
"Alındıysan özür dilerim. Bence sen yoğunluktan dolayı halüsinasyon gördün, eve gidince yat dinlen"
Haklıydı galiba, neyse büyütmeye gerek yoktu.Eve geldigimde gerçekten yorulduğumu fark ettim. 2 haftalık bir ödevim vardı ama suan uyumaktan başka yapacak bir şeyim yoktu. Efe haklıydı. Baya yorgundum.
Odama çıktığımda heryeri dağınık olduğunu fark ettim. Doğru ya, evden çıkarken dağınık bırakmıştım. Her neyse şimdi hiç toplayasım yoktu. Telefonumu yatağımın yanındaki komidinin üstüne koyup sarja taktım. Hayattaki tüm şansımı yatağın yanında priz olmasında kullandım sanırım. Uyumak için gözlerimi kapattım ama yok. Aklim hala o arabada, acaba gerçekten biri yok muydu yoksa Efe endiselenmiyim diye yalan mi söyledi? Efe'de görmüş müydü? Aman neyse ya simdi kafamı bunlara yormamaliyim. Önümde geleceğim vardı sonuçta.
Uyandığımda saat 20.04 tü. Yatakta doğrulup kendime geldiğimde burnuma nefis kokular geliyordu. Ben yemek yapmamıştım, kim yapmıştı ki? Merakima yenik düşüp aşağı indim. Annemi bir yandan ağlarken bir yandan da menemen yaparken buldum. Neden bu kadar erken gelmişti ki? Sessizce asagi inip annemi izlemeye koyuldum. Annem kendi kendine birisine söyleniyordu.
"Anne?"
Seslendigimde irkilip gözlerini hızlıca sildi.
"Günaydın kuşum"
"Günaydın? Anne neden ağlıyordun? Ve kime sövüyordun?"
Sanki görmemişim gibi:
"Ağlamıyorum ki"
"Anne, gördüm. Kime söyleniyordun ve seni KIM AĞLATTI?" sesim fazla çıkmıştı. Annemin tekrar gözlerinin dolduğunu gördüm. Koşarak yanına gidip sarıldım.
"Anne bağırdığım icin özür dilerim. Ama seni kimin ağlattığını merak ediyorum, anlatır mısın?"Kısa bir sessizlik oldu ve devam etti.
"Bugün iş yerine baban geldi" dedi ve sustu..
"Ne? Babamın senin yanında ne isi var anne?"
Konuşmadı, sustu.
"Anne neden geldi o adam senin yanına?"
Hala konuşmuyor.
"Anne?"
Susmaya devam ediyor.
"Şimdi delireceğim anne. Söylemezsen ben gidip öğrenirim" Susmaya devam ettiği için hızlıca montumu alıp çıktım. Sinirliydim. Ama nereye gidecektim ki? Bilmiyorum, gerçekten bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum. Ayaklarım gidiyor ama ben nereye gittiğimi bilmiyordum.
Evden çıktığımda saat 20.20'di. Yaklaşık 2 saat dolandiktan sonra telefonumun ışığının yandığını fark ettim. Annem arıyordu açmalı miydim? Bir sure sonra açtım.
"Alo?"
"Kızım."
"Anne?"
"Kızım ben ba-" ve telefon kesildi!
"Lanet olsun kimdi o? Ve neden annemin telefonundan "beni" arıyordu? Bir dakika, ya anneme bir şey yaptıysa?" Diye kendi kendime soylenirken annemi tekrar aramaya koyuldum. Yok. Acmiyordu. Nasil koşmaya başladığımı bilemezsiniz. Turnuvaya katılsam 1.likle bitirirdim.Eve geldiğimde gördüğüm manzara beni soka ugratmisti...
DEVAM EDECEK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Lanet
ParanormalKız arkadaşınız lanetlenseydi ne yapardınız? Bu hikayede, Efe'nin biricik sevgilisi olan Ece'nin lanetlenmesini okuyacaksiniz.Acaba Efe Ece'yi bu durumdan kurtarabilecek mi? "Seni ellerimle ittigim bu cukurdan kurtaracagim. Ece, seni çok seviyorum s...