Mesai saatim bitmişti ve eve doğru yürüyordum.Kış ayındaydık ve hava yavaştan soğumaya başladığından üstümde boğazlı siyah kazak,siyah deri ceket,siyah pantolon ve bileğimden 5-6 parmak uzun siyah botlarımla eve vardım.İçeri girip kapıyı açtığım anda annemin telaş çığlığını işittim.En son annemin bu şekilde çığlık attığını babamın öldüğü gün duyduyum için aniden içim ürperdi ve salona annemin yanına koştum.Annem telefonda birisiyle konuşuyordu artık konuştuğu kişi ne dediyse annem korkudan dilini yutmuştu tek kelime dahi edemeden sadece adamı dinliyordu.Annemi bir sürü kez sarstım, neler olduğunu sordum ama hiçbirine cevap veremeden gözlerlerinden yaşlar akarken sıkıca telefonu tutarak telefondaki kişiyi dinliyordu.En sonunda kendine gelebilip telefondaki kişiye hangi hastane dediği zaman içimi korku kapladı.Annem cevabını aldıktan sonra hemen telefonu kapattı ve bana dönerek:"Nehir ablan...Ablan'a araba çarpmış.Hemen hastaneye gidelim." dediği zaman elim ayağım birbirine dolanmıştı.Hemen annemin kolundan tutup dışarı çıkardım ve bir taksiye atlayarak annemin bahsettiği hastaneye geldik.Koşarak danışmanlığa ablamın ismini verdik ve istediğimiz cevabı alınca vakit kaybetmeden ablamın olduğu ameliyathanenin kapısına geldik.
Ablamın olduğu ameliyathaneden tonlarca doktor girip çıkıyordu ve biz hepsine ablamın durumunu soruyorduk ama hepsi bize aynı cevabı veriyordu "Belli değil.".Bu durum iyice canımı sıkmaya başlamıştı bir an önce ablamın iyi olduğunu öğrenmek istiyordum.En sonunda hemen hemen ablamın yaşlarında gibi duran beyaz tenli askerden gelmiş gibi kazılı kahverengi saçı olan ela gözlü bir doktor çıktı ameliyathaneden.Yanımıza gelerek Irmak Aygün'ün yakınları olup olmadığımızı sordu.Evet dediğimizde derin bir iç çekerek hayatımın dönüm noktası olmasını sağlayan o sözcükler ağzından dökülmeye başladı.
"Hasta aslında hastaneye gelmeden önce durumu gayet iyiymiş ancak geç aranan ambulans ve yaşanan çok kan kaybı nedeniyle hastamızı kaybettik.Başınız sağ olsun."Yıkılmıştım.Ailem gözümün önünde kayboluyor.Önce babam şimdi ablam.Geriye sadece annem kalmıştı.O gün annemi asla yalnız bırakmıcağıma yemin ettim.Evet,ablamın ölümü beni sankin kalbimin tam ortasindan meemi yemişim gibi hissettirmişti ama kendimden önce hayatımdaki tek yaşama sebebim olan annemi toparlamalıydım.
Doktor haberi verdikten sonra yanımızdan gitmişti.Annem haberi duyduğu an yere yıkılmıştı.Hemen onun kolundan tuttum ve yer esert bir şekilde düşmesini engelledim.Birlikte yere oturduk ve ağladık.Ablamla olan anılarımız için,gerçekleştirdiği veya gerçekleştiremediği hayalleri ve gencecik bir kızın alınan ruhu,hayatı... hepsi için ağladık.
Ablam 27 yaşında yeşil gözlü,dağınık,su dalgalası olan koyu kahve saçlara sahip 4-5 yıllık bir şarkıcıydı.Kısa sürede çok güzel başarılar elde eden bir şarkıcıydı.Bense 25 yaşında özel suçlar biriminde çalışan yeşil gözlü,siyah bukle bukle saçları olan biriydim.Babamızı 2 yıl önce kalp krizinden kaybetmiştik.Biz her zaman mutlu bir aileydik.Babamı kaybettikten sonra daha yeni yeni toparlanabilmişken bir de ablamı kaybetmem beni çok yormuştu ama ayağa kalkmalıyım ve ablamı vurup kaçanın kim olduğunu bulup intikam almalıyım.Bunun içinde elimden gelenin en ve en iyisini yapıcam.
Evett ilk bölün şimdilik bir tık kısa oldu ama merak etmeyin diğer bölümler daha olaylı olacağından daha uzun olucak.İlk kitabım o yüzden hatalarım için kusura bakmayın.Oy verip takip ederek destek olirsanız çok mutlu olurum şimdiden teşekkürler♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISKANÇLIK
ActionÖzel suçlar biriminde çalışan Nehir Aygün ölen ablasının katilini bulmak için ablasının menajerinin evinin kapısını çalmasıyla başlar her şey.Ablasının katilini bulmaya çalıştığı bu yolculukta hayatının aşkıyla da karşılaşınca her şey karmakarışık b...