chapter seven

218 17 43
                                    

selaam,oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayınn iyi okumalarr

🤍

berk uyandığında başı çatlıyordu,büyük ihtimalle önceki gece yine çok içmişti

saate bakmak için baş ucundaki telefona iki kere tıklayıp telefon ekranı açılmayınca şarjı olmadığını anlamıştı. hemen yere eğilip telefonunu şarja takıp ayağa kalktı.

üzerine yerdeki tişörtünü alıp giydikten sonra salona geçtiğinde üzeri örtülü kıvırcık saçlı kadını görmesiyle onun aybike oluşunu anlaması zor olmadı.

salonda televizyon ünitesinin üstündeki dijital saate bakınca saatin on iki buçuk olduğunu anlamıştı

aybike'nin yattığı koltuğun ordaki orta sehpadaki kadehleri ve şişeleri toplamak için gittiğinde peçete parçasına yazılmış şarkı sözlerini gördü. büyük ihtimalle kendi şarkılarından birini not ettiğini sandı ama yanılıyordu,başlık vardı. "ay gibi güzel kadın"

o an hatırladı,aybike uyurken başucunda oturup yazmıştı bunu.

gece,üç buçuk

berk koltukta katlı olan örtüyü sızmış olan aybike'nin üzerine örtüp yüzünü inceledi,"iyi uykular,ay gibi güzel kadın"

gerçekten de öyleydi ama pürüzsüz ay gibi beyaz teni,geceye benzeyen koyu saçları tıpkı ay gibi güzeldi.

eline sehpanın üzerindeki peçete ve kalemi aldı,"ay gibi güzel kadın"

sarhoşlukla aşırı saçmaladığı ve aybike uyanmadan yok etmesi gerektiği o sözleri yazmıştı,"tenin beyazlığını aydan almış,saçlarının rengini de geceden bu yüzden geceleri daha güzel. yoksa geceleri mi daha güzel sen mi? bilemedim"

berk utançla kendi kendine güldü,"allah kahretsin,nasıl kötü saçmalamışım"

peçeteyi buruşturup evin bir köşesine attığında o sözleri toparlasa çok iyi bi şarkı olabileceğinin farkında değildi.

aldığı kadeh ve şişelerle mutfağa geçip kahve makinesine kapsülü koydu ve çalıştırdı. kahvaltıdan neftet ederdi,sürekli kahvaltısını kahveyle geçiştirirdi.

yine çok içmesinin sebebiyet olduğu baş ağrısını geçirmenin tek yolunun duşa girmek olduğunu bilsede aybike'nin evde olmasıyla vazgeçiyordu.

kahvesi olunca fincanını alıp yavaş adımlarla bahçeye çıktı.

bahçesini gözleyip kahvesini içerken aniden bahçe kapısının açılmasıyla arkasını döndü,aybike uyanmıştı.

"günaydın"
"bi şoka uğradım burda uyanınca da"

"günaydın" güldü "bende koltukta seni görünce şoka uğradım aynı şekilde"

"başın ağrıyor mu?" berk'in anlamayacağını düşünüp toparladı,"yani şey demiştin ya,çok içtiğim zaman başım ağrır"

gözleriyle onayladı,"ağrıyor da,çok önemli değil"
"ha ben sormadım bu arada ya,kahve ister misin?"

"kahvaltı etmeden kahve içemem ben"

dinle beni bi || ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin