bu bölümü fazla uzun tutmadım. sadece Jeongguk'un düşüncelerini, yer yer karamsar olan ve bazen de karışan duygularını ele almak istedim.
Taehyung'un derinliği Jeongguk'un uyuşmuş duygularına nasıl erişmiş ve onları etkilenmiş bir de Taehyung'un gönül çiçeğinden dinleyelim.
Keyifle okuyun.
-
radiohead, 2+2=5
radiohead, i promisetemmuzun yirmi sekizi,
jeon jeongguk.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
"Anlamadım ne?!"
Aniden yerinde sıçradı. Elindeki sıcak kahve şortuna döküldüğünde bu sefer tamamen oturduğu yerden kalkmıştı. "Yandım!"
İçi gerçekten dolu bir kahkaha attım. Elimde tuttuğum kupayı yana bırakırken şortunun tenine değen kısmını havaya kaldırmış ve olduğu yerde zıplamaya başlamıştı. Diğer elinde hâlâ bırakmadığı kupası vardı ve çalkalandığı için şortu gibi bu sefer parmaklarına dökülüyordu azar azar.
Ağrıyan yanaklarımı ve ciğerlerimi frenlemeye çalışırken kamp sandalyesinden kalkmış ve elindeki fincanı alıp uzağa bir yere koyarak Taehyung'a yardım ettim.
Suratında şapşal bir ifade vardı. Kaşları havalanmış, gözleri şaşkınca açılmış ve ağzı iki metre ayrılmıştı. "Ne yani şimdi kendi evin mi olacak? Taşınacak mısın?"
Hâlâ tek eliyle şortunu havada tutarken diğer eliyle de yüzündeki mimiklere ekleme yapıyordu. Kocaman sırıtmaya devam ederken Taehyung'a katıldım. "Evet. Artık kışın her şehre gelişinde günlerce hatta haftalarca yanımda kalabileceksin."
Elini şortundan çekmiş ve yüzüne ciddi bir ifade takınarak beni omuzlarımdan tutup hafifçe sallamıştı. "Şaka yapmıyorsun değil mi Jeongguk?"
Dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırmış ve kafamı sağa sola sallamaya başlamıştım, sonra birden ayaklarım yerden kesildi. Beni kucağına almış ve deli gibi etrafında dönüyordu!
"Taehyung ne yapıyorsun!"
"Mutluluğumu dışarı yansıtıyorum!"
Omuzlarına hafifçe vurdum. "Dereye düşeceğiz manyak." Kıkırdamalarımız biterken durmuş ve beni yere bırakmıştı. Sağ kolunun altına aldı beni, sıkıca sarıldım ve o da aynını yaptı. Başımı tamamen bedenine gömmüş ve ona saklamıştım kendimi.
Ormanın iç tarafında, derenin kenarındaydık. Yavaş yavaş hava kararıyordu. Beni erkenden karşıdan kendi almış ve direkt buraya gelmiştik. Önce sevişmiş, sonra uyuyup uyanmış ve yine sevişmiştik. Sonra kısa bir yemek molası verip tekrar sevişmiştik.
Şimdiyse kahvelerimizle sakince otururken bu hafta aldığım bir kararı paylaşmıştım Taehyung ile ve sevinci ortadaydı.
Kararım her ne kadar bütün hayatımı yokuşa soksa da yanımda başımı yasladığım göğsü olduktan sonra hiçbir duygu olumsuz anlamda yer edinemezdi göğsümde. Taehyung sayesinde.
Kollarını bedenimden çekip yanaklarımı sardı ve başımı yukarı kaldırdı. Büyük bir içtenlikle bakıyordu bana. Temiz yüzü, sevgi dolu gözleri, bir yarım saat öncesine kadar çekiştirdiğim yumuşak saçları ve titreyen kalbiyle karşımdaydı.
"Seninle gurur duyuyorum gönül çiçeğim." Ve emin olmamı istercesine ekledi, "Yanındayım." Parmak uçlarımda hafif yükselip dudaklarından öptüm. "Seni seviyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
friday kisses and jeon jeongguk
FanficCuma günleri Tanrı beni azad eder; Radiohead dinleyerek ruhsal sancılarını körükleyen arsız sevgilimin kasıklarında ki yangın, göğsünde biriken huzur olayım diye. ; angst değil // düzyazı // ¡minific! başlangıç, 7 Ağustos bitiş, 7 Ağustos ©2023, 202...