2.Bölüm:NİKAH

137 2 0
                                    

Benim varlığım yanlışken benden nasıl kusursuz olamamı istiyorlardı...


"Bu sadece seni mahvetmez Su yengeni de mahveder" derken neyden bahsettiğini anladım abimle beni tehdit ediyordu ve evlenmek zorundaydım ama daha kimle nişanlanacığımı bile bilmiyordum ve bize doğru yaklaşan 1.90 civarlarında bir adam ve sanırım anne ile babası olan iki kişi bize yaklaşıyorlardı adam geldi ve belime elini koydu 

"Merhaba" ona sahte bir tebbesüm gösterdim ve iğrenmede yüzümdeydi o ise beni daha fazla kavradı ve kulağıma fısıldadı

"Hadi karıcım bana kendini tanıtmayacak mısın?" ben temastan hoşlanmadığım için izin aldım

"çok affadersiniz benim bir yere gitmem lazım" herkes bana soru soran bakışlar atıyorlardı ben ise evin içine girdiğimde koşarak odaya koştum bir el çantası aldım ve içine gerekli kazak tayt sweet gibi şeyler koydum son olarak babamın çalışma odasına girdim ve kasanın şifresini girip içinden nakit aldım ve babamın ruhsatlı silahınıda unutmadım ateş etmekten korkmuyordum koşarak tekrar odama girdim üstümdeki elbiseyi çıkardım ve üstüm sırf siyah bir şekilde giyindim kumbaramıda çekmeceden çıkarttım passaport, kimlik,bilgisayarım iş tabletimi, telefonumu yedek sim kartını taktım en son kulaklığımı çantaya sıkıştırdım  son olarak siyah bir maske ve şapka aldım. 

Planımı uygulamaya başladım banyomun ışığını açık bıraktım ve kitledim anahtarı döşeğimin altına sıkıştırdım ve son olarak odamın kapısınıda kitledim ışıkları kapatmadım. Aşağıya inerken zaten dışarda bir içki masası vardı. Evin hizmetlileri müştemilata gitmişlerdi, bu yüzden mutfak en sakin yerdi sürgülü kapıdan çıktım etrafa baktım korumalar şu anda ön bahçeye odaklanmışlardı. duvar yüksekti ama bu benim 29. kaçma denemem olduğu için artık kolay geliyordu çıkıntıların yerini ezberlemiştim.

Bahçeden tamamen çıkınca ormanlık alana gizlediğim motobisikleti çıkardım zaten Holding e gidip geliyordum ve kendi paramı kazandığım zaman makul bir şekilde sanki o parayı alışverişe harcamışım gibi duran para miktarındaydı. Motobisiklet sürmeyi biliyordum 1 yıl önce abimin motorunu alıp kaçmaya çalıştığımda artık tek başıma araba bile kullanmıyordum. yokluğum fark edilmiş olunmalı çünkü el fenerleri havayı aydınlatır şekilde yansıyordu ama evden 5 metre kadar uzaktım motorun sesini duymazlar diye düşündüm ve harekete geçerek yol aldım sim kartımı ormanın derinlerine doğru attım sonuçta zekiydim.

Evlendirmeye çalıştıkları adamı son anda hatırladım. Şirketin anlaşma yapacağı bir şirketti. Türkiyenin en büyük şirketiydi neydi ismi hah KARAN Holding. Onların oğluyla evlenmemi istiyorlardı ama ben özgür biri olmak istiyordum her şeyi abimi bile tek kalemde silmeye hazırdım. Annem zaten benden nefret ediyor babam yine aynı bu yükün altından kalkamazdım sevmediğim biriyle evlenemezdim.

Nereye gideceğimi bilmiyordum ama bu gece şehir değiştirmem gerekiyordu en yakın yer Edirneydi ama ilk önce bir araba kiralamam gerekiyordu bildiğim bir yer vardı ora zaten küçük bir işletmeydi hadi bakalım oyun başlasın.

Çok uğraşlar sonunda arabayla motoru takas ettik. Kafamda bir plan vardı, eğer onu yapabilirsem yarın sabah Kalifonya ya uçabilirdi lüks bir otelden bir geceliğine oda kiraladım 15. kat 2302. numaraydı benim planım şimdi başlıyordu araba kapının önündeydi yeni simden hemen babamın numarasını çevirdim şaşırtıcı bir şekilde hemen açtı

"SELİN, çabuk eve gel!" bir kahkaha attım 

"Baba sadece ortamdan uzaklaşmaya çalışıyordum lütfen" derken gülerek yüzüne kapattım. Hemen asansörü çağırdım o gelene kadar kapıyı kitledim sim kartını odanın ortasına bıraktım ve koşarak asansöre bindim kapı açılır açılmaz koşarak arabaya doğru ilerledim hızla kapıyı açtım son sim kartını telefona taktım hızlıca ana yola çıktım saat geç olduğu için trafik sakindi. Edirne yoluna çıkmıştım artık çok geçti ben artık özgürdüm benle beraber ruhumda özgürdü.

SİYAH ÇİÇEĞİN BEYAZ HAYALİWhere stories live. Discover now