1$

880 55 11
                                    

gofretseverim  'e ithafen;

"Alfam..."

"Sadece senin Alfan, bebeğim."

Minho cümlesini bitirdi ve Seungmin'in dudaklarına doğru atıldı. Önce yumuşak bir şekilde öpüşüyorlardı. Ama Seungmin buna bir son verdi ve Minho'yu arkasındaki tekli koltuğa ittirdi.

Kucağına oturdu ve çok sert bir şekilde öpmeye başladı. Seungmin ellerini Minho'nun omuzlarına yerleştirmişti. Minho ise bir eli ile sevgilisinin yanağını okşuyordu, diğer eli de kucağındaki bedenin belindeydi ve tahrik edecek şekilde okşuyordu.

Seungmin bu okşama yüzünde oldukça mayışmıştı ama yine de sevgilisini sertçe öpüyordu.

Minho bir anda Seungmin'in dudağını sert bir şekilde ısırdı ve çekiştirdi. Bunun sonucunda küçük olan acı ve zevk ile inledi ve öpücüğü sonlandırdı.

"Sesini duymak istiyorum. Sonsuza kadar konuş, seni dinleyeceğim. Ya da, benim adımla inle; hiç fark etmez."

Minho'nun dedikleri üzerine Seungmin donup kalmıştı. Bir kaç dakika alfasına bön bön baktı ve kendine geldiğinde konuşmaya başladı.

"Beni çıldırtma Minho."

"Çıldırtırsam ne olur bebeğim?"

Minho iki elini de Seungmin'in beline ardında da kalçalarını indirdi. İkisi arasında ellerini gezdiriyor ve yavaşça okşuyordu.

Seungmin sevgilisinin kucağında hafifçe havalandı ve Minho'nun yüzüne daha çok yaklaştı. Ama Minho Seungmin'e aşağıdan baktığı için yüzleri pek yakın değildi.

Seungmin Minho'ya yukarıdan bakıyordu ve yavaşça kulağına eğilip sevgilisine doğru fısıldadı.

Aslında sadece kıkırdamıştı. Ve tabii, Minho Seungmin'in ne demek istediğini anladı.

Minho bozuntuya vermedi ve,

"Nasıl istersen," dedi. Biraz bekledi ve tekrar dudaklarını araladı. "Lavinya."

**

Seungmin, Minho'yu uyurken izliyordu.

"Çok güzel görünüyor..."

dedi hafif sesli bir şekilde. Sol elini Minho'nun saçlarına götürdü ve okşamaya başladı.

Her bir kısa tutamını nazikçe seviyordu. Elleri saçlarından burnuna kaydı, burnundan yanağına, oradan da dududağına.

Elini çekti ve dudaklarını yavaşça onunkilere değdirdi. Karşılıklı olmayan bir öpüşme başlamıştı. Üst dudağını yavaşça öpüyordu, uyanmaması için.

Bir kaç dakika sonra dudağından ayrıldı ve yatakta doğruldu. Uyanır zannediyordu ama, dün gecenin onun için cidden yorucu geçtiğini anlamıştı. 

Yataktan kalkacağı sırada arkasından kendi beline dolanan kollar ile ürpermişti. 

Seungmin ne olduğunu kavrayamadan açıkta kalan boynu ve omzuna küçük öpücükler kondurmaya başlamıştı Minho.

"Aahahah, hadi ama Min! Gıdıklanıyoru-hahaydhshahya"

Minho gülerek öpücüklerini hızlandırmıştı. Sevgilisinin gıdıklandığını çok iyi biliyordu.

"Çok güzel kokuyorsun, bayılıyorum sana."

Minho öpmeyi bırakmış, dudaklarını sevgilisinin kulağına doğru yöneltmişti.

Seungmin tepki vermeyince, kulağının arkasına küçük bir buse kondurmuştu; Seungmin'in hassas noktasına.

"Minho, ya-yapma."

Seungmin küçük bir inleme bırakmıştı odaya.

Minho öpmeyi bırakıp emmeye başlamıştı, dün gece de orası morarmıştı ve şimdi...

Seungmin kafasını yavaşça Minho'nun boynuna doğru bıraktı, çok zevk alıyordu. Daha doğrusu rahatlatıyordu.

Seungmin ellerini iki yanına koymuştu ve çarşafı sıkıyor, çekiştirip duruyordu.

Minho yaklaşık beş dakika sonra ayrıldı Seungmin'den.

"Bütün gün bunu yapabilirim. Ama sosyal hayatımız var bebeğim. Ben duşa giriyorum."

Konuşmasını bitirdi ve Seungmin'in saçlarını öptü.

Seungmin hala duruyordu öyle. Nefes nefese kalmıştı. Dengesini sağlayıp ayağa kalktı ve üstünü değiştiridi.

Duvar saatine baktı ve işe daha vakit olduğunu gördü.

Eline telefonunu aldı ve aşağıya doğru inen merdivenlerin yolunu tuttu.

**

ours/minminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin