Otobüse bindik tabikide yani biz öğrenciyiz nasıl
Taksiye binelim? Neyse.Tam eve girecektik ki ayla benden gözlerimi kapamamı istedi söylediğine göre bir süprizi varmış .
-tabi canım ben buna kanmam sürekli bu şakayı yapıyorsun böyle diyip enseme vuruyorsun .
-yaa ama bu sefer gerçekten söylüyorum bir süprizim var sana ...
-hıh
-yaa cidden bak bu sefer şakam yok .
-Of tamam
İçeri geçerken her yere çarptım ama bu aylanın umrunda bile değildi,Sadece çekiştirmeye devam etti ve ayakkabılarımı bile çıkarmam için gözümü açmamaİzin vermedi .Nede olsa beni tanıyor gözümü açsam Heryere bakarım .Tuttuğumuz daireye girerken bir Ses duydum ve gözlerimi açtım .
"İki doğdun Efra iki doğdun Efra İki doğdun iki varsın Efra"
Bildiğimiz o eski doğum günü şarkısı çalıyordu .
Azım açık kaldı gelen herkese teşekkür ederim demeyi ihmal etmedim çok mutluydum keşke ailemi de gördüğümü söyleyebilseydim... Geçensene on dokuz yaşındayken annem ve babam istediğim üniversiteye gitmeme izin vermemişti daha düşük puanlı bir üniversiteye gitmemi istiyorlardı. Neymiş efendim kızlar o kadar akıllı olmamalıymış yoksa hiç kimseyi bulamazmışım.Bende bunu kabul etmeyince beni evden atmışlardı. Bende benden iki yaş büyük en yakın arkadaşımın yanına İstanbul'a gitmeye karar vermiştim umursamıyorlardı beni artık zaten.Okulum da İstanbul'da olduğu için de biraz sevinmiştim. Zaten aile içi ilişkimiz hiç iyi değildi annem beni sürekli döverdi...
İlk okul arkadaşlarımdan tut da hiç tanımadıklarıma kadar herkes gelmişti. Her türlü yemek vardı duvarda "iyiki doğudun Efra " yazıyordu her yerde beyaz ve turkuaz renkli tüller vardı en sevdiğim renk . Böyle birkaç saat eylendik ve saat akşam sekiz
Olduğuda herkes gitmişti ben ve ayla da paketleri açmaya başladık bisürü kıyafet ve çanta almışlardı
En sonunda sıra aylanın hediyesine geliyordu çok heyecanlıydım.Hemen açtım içinden çok güzel kapaklı bir kitap çıktı çok sevindim çünkü
Hediyeler arasında ençok almak istediğim şeylerden biri yeni bir kitaptı ama sanki bu kitap biraz eskiydi bu yüzden nerden aldığını çok merak ettmiştim bunu ayla'ya söyleyince yüzü kızardı .
-Şey ben o kitabı kitapçıdan aldım...
-Eee
-Ne e si?
-bunun yeteceğini mi sanıyorsun?detayları anlat.
- Belki yeteceğini düşünüyorum ...
-Ayla!!
- Tamam tamam!
- ben aslında o kitabı kitapların arkasına düşmüş şekilde buldum hikayesi değil de kendisi daha çok ilgimi çekmişti onu aldım ve başka kitaplar da buldum ama hiç biri bunun gibi hissettirmiyordu
O yüzden o kitabı almaya karar verdim.
Ama kasiyer bunu almama izin vermedi ve hemen
Geri vermemi istedi bende geri bırakacağımı söyledim ve gizlice çantama attım ...
-cık cık
-Ama başiş kutusuna para bıraktım! Dedi kızararak
Kitaba baktım adı Antasia idi ve değişik bir kitaba benziyordu.Üstünde elmasa benzeyen zümrüt rengi
Bir taş vardı.Kitabın arkasına baktığımda hiçbir yazı
Yoktu.Kitabı açtım ve başlıklara baktım çok değişik başlıklar vardı: ışıktan güç alan büyüler ,büyüler nasıl yapılır , büyük büyü ustaları ,büyülü sözler,Etyopya hakkında ...
-bu kitabı neden bana hediye olarak seçtin ayla?
-Bilyorum bi kızın lise hayatı o kadar ilgi çekici değil ama nedense çok hoşuma gitti.
-Ayla neden bahsediyorsun ?
-kitaptan (uzatarak).
-Ayla benimle dalga mı geçiyorsun bu kitabı aslında beni korkutmak için aldın dimi ?!
-Asıl sen benimle dalga mı geçiyorsun bu kadar beyenmediysen geri veririm (ağlamaklı bir ses tonuyla) !
-Hayır öyle demek istemedim çok beğendim özür dilerim...
-önemli değil (sıkkın bir ses tonuyla ).
Ayla gittikten sonra kitabı okumaya başladım çok değişik bir dil kulanılmıştı kitapta.Türkçem üzerinde çalışmam gerektiğini hatırladın ve büyüler bölümüne baktım.Kitabın yarısından fazlasını bu bölüm kaplıyordu ve önüme çıkan ilk kelimeyi okumaya çalıştım ama okuyamadım çünkü söylemesi çok zordu ve sesli okudun. perfekto
Bütün ışıklar söndü ayla bağırmamı duymasıyla yanıma geldi .
-cidden karanlıktan mı korkuyorsun ?
Dedi ulkala bi edayla
-Hayır o yüzden bağırmadım... sanırım bunu ben yaptım.
