Kırık kapı

0 0 0
                                    

En sonunda onca uğraşım için o tabağı ona vermeye karar verdim. Ama hiç istemiyordum çünkü bildiğim her şeyi yalanlayan oydu. O var olmasaydı her şeyin inanilabilir daha içe sinen bir hissi olurdu şu an. Ama onun varlığı bunu yalanlıyor du .

Ayağa kalktım ve tabağı aldım. Kilerin kapısına kadar geldim. Sonra durdum . Benim peşimde o iğrenç yaratıkların olmasının sebebi oydu . Onun yüzden doğru düzgün yemek yiyememiştim .
Ginede kapıyı açtım. Ve tam bana bakıyordu ruhsuz bir şekilde . Sonra elimdeki tabağa baktı gözleri parladı ama sonra yine ruhsuz bakmaya devam etti
Gülümsedim .

Yere çöktüm ve tabağı yere koydum . Şimdi ona yedirmem gerekiyordu ama bu iğrenç şeyi yapmak istemiyordum.

Bir kaşık pilav aldım. Ve azına yaklaştırdım .Azını açtı aşalayıcı bir şekilde hafif gülüyordu  bende çok sert bir şekilde onun boğazına tıktım . Boğulacak gibi  oldu. Ama ginede pilavı yuttu . Bir kaşık daha aldım. Bu sefer yavaşça onun azını açmasını bekledim. Yuttu "bu da ne ?" dedi . Pilav dedim bir kaşık daha aldım . Biraz kızardım ona bir kaşık daha verdim. Yuttu gülerek "çoook güzelll !" Dedi .

-Uzun zamandır yemek yememiştim çok güzel bir hismiş...

-Nasıl yani sen yemek yemeden mi yaşıyorsun?

- Bir prens olmam sevilen bir prens olduğum anlamına gelimiyor.işkence ne herkes iyi bilmiyor .
Senin bu yaptıkların yaşadıklarım yanında hiç kalır.

Bunu duyunca onun için biraz üzülmüştüm. Ama sadece bir atom tanesi kadar! Tamam bir üzüm kadar ... uh tamam çok üzülmüştüm . Ama bu önemli değil o büyük ihtimalle bir çok yaratığın canını almıştır !

Sonra bir kaşık daha verdim.

Neden bana böyle nazik davranıyorsun benden bir şeyler öğrenmek istemiyor muydun?

Ben bunu duyunca biraz daha canım sıkıldı  çünkü anlatmamış olmama rağmen ona eziyet etmemiş değildim . Belki o kadar kötü şeyler yapmamıştım (kulaklara büyük derecede zarar vericek seste müzik açmak, bir saat boyunca ters bir şekilde asılı tutmak , Oda kokusu bitene kadar sıkmak , gözüne limon sıkmak... Çok az şey yapmışın Efra :D ) ama ginede can yakıcı şeylerdi
Ve o bunu naziklik olarak görüyordu.

On birinci kaşıkta çok fazla kızarmıştım kalkıp odama gittim .

Biraz utanmıştım ama nedenini hiç bilmiyordum
ne hissediyorum özelikle bunu biliyordum

Ama biraz daha iyi hissediyordum çünkü sonunda konuşmaya başlamıştı ve büyük ihtimalle yakında ondan kurtulacaktık

Derken Ayla odama girdi . Beni düşüncelerimden kurtardı . "Ben çok sıkıldım hadi bi hava almaya çıkalım evde durmak istemiyorum "dedi . Bende çok kötü hissettiğim için kabul ettim .

Kitabı çantama sıkıştırdım çok zor girdi içine büyük ihtimalle çıkarması da zor olacakdı ...

Sonra Ayla ile kapıdan çıktık.  Ayla kapıyı kilitledi ve merdivenlerden aşağı indik .

Bir kafeye gittik . Yeni açılmıştı hem fiyatları ucuzdu hemde evin tam altındaydı . Ben bir latte istedim beni utandırmak için de süper kankam Ayla Türk kahvesi söyledi .

Ve şöyle dedim:

-Ayla sence şimdi ne yapmalıyız ?

-Ne hakında ne yapmalıyız ?

-Ayla benimle dalga geçmenin sırası değil Li-
Derken Ayla sözümü kesti ve kulağıma fısıldadı

-Sence bunu konuşucak iyi bir yermi burası Efra!?

Bende onun kulağına fısıldadım

-Neden ki yani burdaki insanlar duysa bir filimden bahsediyoruz sanarlar değil mi ?

-Evet ama burda kılık değiştiren o yaratıklardan olmadığını nerden biliyorsun. Onların hakında hiç birşey bilmiyoruz .

-Oh doğru pardon .

-Özür dilemene hiç gerek yok aptal olman senin hatan değil . Deyip sırıttı . Bende kafasına bir tane çaktım .

Biraz daha oturup kahvelerimizi bitirdikten sonra
Kalktık ve eve geldik.

Ve ikimizin de ağızı açık kalmıştı . Evin kapısı zorlanarak açılmıştı yerde bir çekiç vardı tamir etindeki çekiç... Bu tamir setini Amcam almıştı . Tek başıma arkadaşımla kalacağım için miş. O zaman hiç işime yaramayacağını düşünüyordum . Haklıymışım çünkü o çekiç sayesinde o prens elimizden kaçmıştı ve büyük ihtimalle daha hazırlıklı bir şekilde bize saldıracaktı...

AntasiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin