Islak gözlerle hastane duvarına yaslanmış onun için dua ediyordum elimden başka hiçbirşey gelmiyordu. Nasıl olur.. nasıl düştün merdivenlerden sevgilim? Tam 1 saat olmuştu, 1 saattir yaşamıyordum bağıra çağıra ağlamıştım hemşireler sakinleştirmeye çalıştı beni lakin nasıl sakin olabilirdim ki? Kendi canımdan değer verdiğim insan o benim. onun saç teline zarar gelse dünyaları yakacak ben, o odada bilinci kapalı bir şekilde uyuyorken hiç birşey yapamıyordum nefret ediyordum bu yüzden kendimden neden koruyamadım onu neden?
Sürekli gözümün önünden film şeridi gibi geçiyordu yaşadığımız tüm anlar biriktirdiğimiz güzel anılar. O uyanacaktı uyanmak zorundaydı lütfen uyansın... uyanır değilmi? Açarmı tekrardan o güzel gözlerini? Benim lixim güçlüdür eminim ki ben burda güçsüzcene ağlayıp yakınırken o orda savaşıyordur uyanmak için benim bebeğim çok güçlüydü çok.
Artık dayanamıyordum bilincimi kapatmak herşeyi unutmak istiyordum her saniye onu düşünüyorum. Ben felixsiz yapamazdım biliyorum o da bensiz yapamaz bu yüzden uyanmalıydı bizim için.
Kafamda tüm düşünceler karışmışken sonunda çıktı felixin doktoru hemen yanına koştum. "Nasıl o iyimi? Lütfen güzel şeyler söyleyin doktor bey lütfen."
Derin bir nefes aldı doktor. "O iyi yaşıyor." Bunu duyduğum an yaşamaya başladım bende. Mutluluk göz yaşlarım akıyordu bu sefer bir an yere bıraktım kendimi, ayaklarım bedenimi taşıyamaz olmuştu tir tir titriyordum. İçimde öyle bir his vardı ki bağırmak haykıra haykıra ağlamak istiyordum.
"Bakın evet o yaşıyor şuan durumu stabil. Ama yinede hazırlıklı olmanız gereken bazı konular var."
"N-ne demek istiyorsunuz?"
"Beyni çok fazla hasar almış, bir hafıza kaybı meydana gelebilir bu çok yüksek ihtimal yani buna hazır olun. Fakat bunun boyutunun ne olacağını bilemeyiz hastamız uyanınca öğreneceğiz herşeyi, geçmiş olsun tekrardan."
Bu belkide en acısıydı, yaşayan bedenin ruhunun ölmesi gibi. Yerde öylece oturuyordum gözlerimden akan yaşlar durmak bilmiyordu ya unutursa beni? Hayatım alt üst olmuştu resmen onunla yaşadığım tüm şeyler teker teker yakılmıştı, geriye kalan tek şey küllerdi hiçbir işe yaramayacak o küller. Hemen doktorun önlüğünün ucunu tuttum arkasından. O kadar çaresizdim ki... "o-onu gö-görebilir miyim?"
"Birazdan onu görmeniz için hemşire göndereceğim." Kafamı salladım, hiç kendimde değildim o kadar duyguyla tek başımaydım ve gerçekten bunun üstesinden gelemiyordum.
• • •
"Hyunjin bey, hastamız felixi görebilirsiniz buyrun."Gelen hemşirenin sesiyle ayağa kalktım hafif sendeleyerek yavaş adımlarla odanın içine girdim yüreğim sızlıyordu şimdiden birkaç hıçkırık kaçmıştı ağzımdan, ordaydı benim benim meleğim. Başı sargılıydı yüzü solmuştu rengi gitmişti bebeğimin.
"Monptit?" Dedim kısık ve ağlamaklı bir sesle. Yanına yaklaştım ellerimi solgun yüzünde gezdirdim hafifçe yanaklarını ellerimin içine aldım.
"Unutmıyacaksın beni dimi?"
Sessiz odada yalnızca ekg cihazından gelen kalp ritim sesi vardı felixin. Bir süre kalbinin, kalbimin ritmini dinledim şükrediyordum yaşadığına ya yaşamasaydı ya düz çizgiler geçseydi bu cihazdan ya o zaman ne yapardım ben?
"Unutma beni felix." Dedim hıçkırarak ve daha sesli ağlamaya başladım engel olamıyordum göz yaşlarıma daha kısık bir sesle düzelttim kendimi.
"Unutama beni..."
"Herşeyi unut birtanem, ama beni unutma. Geçmişte yaşadığımız ne varsa unutsan hiç problem değil söz veriyorum sana hepsini, her birini yaşarız tekrardan yeter ki unutama beni."
"Rengin solmuş Felix, keşke atölyemde olsaydık şuan. İşaret parmağımla boyalar sürerdim burnuna, yanaklarına, alnına tıpkı senin brovni yaparken bana unla yaptığın gibi? Hadi be güzelim hadi.. bana "portrem bitti mi mahperi'm?' De uyanır uyanmaz hım olmaz mı? Yine kitap okuyayım sana birlikte replikler tamamlayalım. Bırak da Portuga'n olayım hep kalbinde yaşayayım." Ne gözyaşlarıma engel olabiliyordum nede paramparça olan kalbime.
"Belkide beni ne kadar sevdiğini, benim seni ne kadar sevdiğimi unutacaksın ama..."
Burnumdan güldüm dolu gözyaşlarım yüzünden felixi bulanık görmeye başlamıştım bulanıklaşıyordu gittikçe belkide bende onun zihninde böyle oldum bulanıklaştım gittikçe?
"Aması bile yokmuş felix. Nasıl tamamlayayım cümlemi hım? O kadar çaresizim ki bize ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok."
"Çok bencilim belkide çok şey istiyorum önce yaşamanı şimdi unutmamanı. Ölürsen ölürüm, unutursan..."
"Unutmam. Hayır felix unutamam neden unutayım neden atayım aklımdan herşeyi daha düne kadar-" sustum bir anda doğru ya dün zamanı durdurmayı dilemiştim o kadar hiçbirşeyi unutmamayı. Herşey düne kadar ne güzelmiş keşke hep dünde kalsaymışız.
"Sahi Felix... dün ne güzel gündü. Tabi sen şimdi onu da hatırlamazsın değil mi?" Kafamı salladım cevabı almıştım kendimle.
"Doktorlarda yanılabilir değil mi monptit? Lütfen sadece bir kereliğine yanılmış olsunlar. Peki ya büyükler, büyükler tek bir kereliğine nasıl güneşi uyandırabilir?" Bir anda aklıma birkaç satır daha geldi o kitaptan, felixle birlikte altını çizdiğimiz o satırlar...
"Sende ölmek istemiyorum beni öldürme sevgilim, beni unutarak öldürme."
Yanına kıvrıldım kafamı boynuna yaklaştırdım hemen mayıştırmıştı bu koku beni umarım ki hep mayıştırır da, onun zaafım olduğu kokuya hasret kalmam. Kokusu ve verdiği güvenilirlik hissi beni iyice içine çekmişti bana iyi gelecek tek şey oydu. Ve ben yine ona sığınmıştım evet, bu halde bile...
Biraz ağlamış olabilirim yazarken 🥺
Umarım beğenmişsinizdir bölümüü hoşçakalıın 🌼🤧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutama Beni -Hyunlix-
Fanfiction"Bir gün tekrar yolda çarpışıp karşılaşmak dileğiyle sevgilim.." Angst