Keyifli okumalar dilerim. <3
Birkaç gün geçmişti Taehyung'un evime gelmesinin üstünden. O gün çok vakti olmadığından kahvesini bitirip gitmek zorunda olduğunu söylemişti. Bunun yanında özür de dileyip mutlaka telafi edeceğini de eklemişti. Sonrasında ben yüksek lisans kabulüm ile uğraşırken onunla hiç denk gelmemiştik.
Bugünse okula gitmek için evden çıktığım an, tesadüftür ki, aynı anda o da çıkmıştı ve bu da gariptir ki birbirimize günaydın deyip bir süre öylece birbirimizin yüzüne bakmıştık.
Ne o beni hep delirten sözleri ile bana takılmıştı ne de ben onu terslemiştim.
Aynı derse gideceğimizi belirtip beraber gitmeyi teklif etmişti. Kabul etmeyi düşünmüyordum. Çünkü henüz öyle bir samimiyete eriştiğimizi sanmıyordum. O da bunu anlamış olacaktı ki reddetmeme kalmadan onunla gitmezsem kesinlikle geç kalacağımı ve bu sefer beni asla kurtarmak için uğraşmayacağını belirtip üstüne bir de ısrar edince kendimi kabul etmek zorunda hissetmiştim.
Şu an ise evet, eski Jeongguk kahrolmuş gitmişti artık, Taehyung ile beraber, Taehyung'un arabasında okula gidiyorduk. Beraber. Resmen.
"Haberin var mı?" dedi uzun süreli sessizliği bozup.
"Neyden?" dedim ne sorduğunu anlamayarak.
"Bakmadın mı hiç telefonuna?" dedi ne için sorduğunu da anlamayarak.
"Hayır, sabah baktım sadece." dedim, "Neden soruyorsun?"
"Profesör dersi ertelemiş," dedi sinsi bir gülüş yüzüne yerleşirken. "Gerçekten bilmiyor muydun?"
"Sen de bunu biliyordun öyle mi, kandırdın mı beni yani?"
"Hayır Jeongguk," dedi hâlâ gülmeye devam ederken. "Sadece beraber gelmek istedim."
Bir anda tüm sinirim yok olurken şok içinde ona baktım. Gayet ciddiydi. Böyle bir şey istemesi ayrı, bunu itiraf etmesi apayrı bir durumdu benim için. Önceden olsa sırf beni sinir etmek için böyle yaptığını düşünürdüm. Ama artık öyle olmadığını biliyordum. Sahiden, çok garipti.
"Rahatsız mı etti bu durum seni?" Dedi sessizliğime karşı. Anında kafamı sallayarak reddettim.
"Hayır, sadece hâlâ tam alışamadım bu duruma."
Onaylarcasına mırıldandı ve kampüsün girişine yaklaştığımızda sağa saptığını fark edince ister istemez gerildim.
Birkaç dakikanın ardından okula girdiğimizde Taehyung dikkat çekici arabasını park etti ve beraber indik.
Anında birçok bakış üzerimize yönelirken Taehyung'a baktım. Çok aldırıyor gibi değildi. Elini saçlarına atıp karıştırdı ve kolundaki çantayı düzeltip yanıma geldi.
"Herkes bize bakıyormuş gibi." dedim bir anda sözleşmiş gibi yürümeye başlarken.
"Herkes de değil ama çok kişi bakıyor." dedi kısaca etrafa bakıp yeniden önüne dönerken.
"Aramızda bir şey olduğunu düşüneceklerine eminim." dedim can sıkıcı bir tonda.
"Tatlı olurdu," dedi benim aksime. Şaşkınlıkla ona bakarken ne söylediğinin o an farkına varmış gibi duraksadı ve "Yani şey," dedi geveleyip, "Sürpriz bir olay olurdu herkes için."
"En başta da Seolhyun için, değil mi?" dedim içimdeki ses ne zamandır içinde tutuyordun patladın sonunda derken.
"Seolhyun mu," dedi şaşkınlıkla, "Ne alaka?"
"Sevgili olduğnuza dair söylentiler etrafta dört dönüyor ya."
"Sen de öyle mi düşünüyorsun?" dedi cümlem biter bitmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
look what you made me do
Fanficyazan: primulajjk prompt sahibi: ladyoftheseventhsky "jeon jeongguk, kim taehyung'dan haz etmezdi. en az ona olan aşkı kadar üstelik." enemies to lovers highschool!au