Tiffany.Co

Chapter 15

((medya= bajhat hometown smile))

Ağızımdaki maskeyi yüzüme geri taktıp onu kucağıma aldım

Jimin:artık gidebiliriz bebeğim

Rosé: sen cidden delisin

Dudağına küçük bir öpücük kondurdum ((maske jimin'in çenesinde))

Jimin: sen yenimi anladın bunu?

Hızlıca aşağı inip çıkış işlemlerini halledip tekrar taksiye bindik

Jimin: hannam'a

Rosé: senin evine diye gidiyoruz Jimin?

Jimin: arabayı alıcam bebeğim

Rosé: tamam

(...)

Jin: Jimin gerçekten gidiyor musunuz siz?

Hoseok: yok sahte'den gidiyorlar şu köşe'ye kadar gidecekler sonra geri gelicekler değil mi Jimin?

Jimin: ben birkaç gün sonra geri gelicem Hyung ama rosé temelli

Rm: ne diyelim sen yine kendi kendine karar vermişsin

Yoongi: bari kızlara söyleseydin

Jimin: vaktimiz yok

Taehyung: evlenicek misiniz?

Jimin: busanda bu şeyler pek hoş karşılanmaz herhalde evleniriz

Rm: kıza istemediği şeyleri yaptırma

Jimin: tamam Hyung hadi ben gidiyorum

Range Rover'a ilerlerken arkamdan ses duydum

Hoseok: ne zaman geliceksin?

Jimin: bilmiyorum

Arabaya bindim

Rosé: kızdılar mı?

Jimin: hayır tabiki bebeğim istersen sen biraz uyu yolumuz uzun çünkü

Kaffasını salladı zaten arka koltuktaydı rahat olması için

Rosé: seni çok seviyorum Jimin-shii

Jimin: bende bebeğim

(...)

Rosé: Jimin burası neresi?

Jimin: burası benim Busandaki evim artık burda kalıcaksın

Rosé: iyide neden?

Jimin: bunları sonra konuşalım hadi git eşyalarını yerleştir

Rosé: neden? Seul'e dönmeyecek miyiz?

Jimin: ben dönücem ama sen bir süre burda duracaksın

Rosé: peki

Jimin: sen burda bekle

Diyerek valizleri aldı ve merdivenlerden çıkmaya başladı bir süre sonra geri geldi beni kucağına aldı ve tekrar yukarı çıkmaya başladı

Beni yatağa bırakıp valizleri açtı

Jimin: elbiselerini buraya koyuyorum
Ayakkabılarını buraya , makyaj malzemelerini buraya , çantalarını buraya , iç çama-

Rosé:tamam

Dediğimde sırıtarak bana döndü

Jimin: neden utanıyorsun? Sonuçta bunların hepsini otel odasında üstünde gördüm

Cevap vermeden yorganı kafama kadar çektim

Jimin: cidden mi? Off

Rosé: utanıyorum konuşma

Jimin: neden utanıyorsun? Sonuçta "ahh Jimin daha hızlı" diye bağıran sendin?

Hala gülerek konuştuğunu anlayabiliyorum

Rosé: tamam sus artık

Jimin: ah yoksa karıştırıyor muyum? "Ahh Jimin ben-"

Hızla lafını keserek

Rosé: eğer susmazsan bir daha benim ağzımdan böyle bir kelime duyamazsın

Jimin: tamam tamam uzatmayalım
Ama eğlenceli-

Rosé: Jimin

Jimin: sustum bebeğim bu arada evi beğendin mi?

Rosé: güzel ama sonsuza kadar burda kalmıycam herhalde ?

Jimin: belkide kalabilirsin Bebeğim ama bir kaç ay sonra hiçbir haber sitesi bizden bahsetmez

Rosé: kızlar peki?

Jimin: ararsın aradada gelirler

Telefonun çalmasıyla konuşmamız bölünmüştü elime alıp aramayı onayladım Lisa arıyordu

Rosé: hm?

Lisa: nerdesin sen?

Rosé: Busan'dayım

Lisa: orada ne işin var?

Rosé: Jimin getirdi

Lisa: yanına gelmemi ister misin?

Rosé: gerek yok Jimin yanımda

Lisa: ah canım arkadaşım sen istersinde ben gelmez miyim? Yarın ordayız

Diyerek telefonu kapattı

Gerizekalı

~bölüm sonu~