Yağmur yağıyodu şimşek çıkıyordu. Sesinden çocukluğumdan beri korkmazdim ama biraz önce yaşadığım korkunç histen sonra tüylerim ürpermişti. Korkuyordum. Bi ses duydum. Kapi kapanmışti. Hırsız mıydı yoksa, bizim gelmemizi mi bekliyodu ne istiyordu ki bizden? Yavaşca kapanan kapıya dogru gittim. Elime bulduğum ilk şeyi aldım. Makas... Kapıyı nefes nefese açtım korkudan terlemistim ateş saçıyodu yanaklarim. Kapiyi açtığımda kendimi tutmayıp güldüm. Pencere açıkti büyük ihtimalle ceyeranda kalmıştı. Uff cok paronayoktim. Biraz ürkmüştum ama korkacak bise yokmuş iste. Annemi aradim " Anne nerdesin?" dedim.
-"Alışveriş yapıyorum gelicem birazdan. Sen nasıl buldun evi bakim ?" dedi.
-"Iyi hoş ama biraz garip. Bide surekli yağmur yağıyo. Alisamam zor olacak."
-"Alışırsin kızım tabiki. Burası Trabzon... Daha çok yağmur göreceksin. Ben kapatıyorum şimdi gelince konusuruz." dedi. Bende eşyalarimi biraz daha toparlayip uzandim yatağa.
...
Gözümü açtığımda çok nefis kokular geliyordu burnuma. Valizden üstüme bi hirka alip kokuyu takip ettim. -"Gunaydinn kizim" dedi. Hava kararmisti. güldüm. -"Oo anne harikasin" dedim. en sevdigim yemekleri yapmışti. O da açıkmiştı anlaşılan bi çırpıda yedik. Masayi topladik ve koltuğun karşısına geçtik bi kac kanal derken bayagi gec olmustu. Annemde bende odamiza ciktik.O kadar uyumama rağmen hala uyuyabilirdim. Esyalarimi biraz daha toparladiktan sonra artık gözlerimin yorgun kapaklarına direnemeyip uyudum.
...
Sabah uyandığımda annemin notunu gördüm işe gitmişti ve kahvaltıyi da hazirlamisti. Kalkip pencereden baktığımda havanin cok iyi olduğunu hatta dünki o kadar yağan yağmurun yerden kalktığıni gördüm. Ne garip bi yer.
Kahvalti yapip odamda ilk günümü not tutuyordum. Perde hafif aralikti. Gözüme gunes vurmasada defterimi altin gibi parlatiyor, kalemimin gölgesi yazdıklarımın üstünden geçiyordu adeta.
Biraz hava almak iyi fikirdi. Dışarı bahceye ciktim. Ormani o kadar merak ediyordum ki. Ne kadar da merakliydim. Ya kaybolursam ya icinde vahşi hayvanlarin saldirisina uğrarsam diye bir sürü şeyler geçiyordu aklimdan. Ama merakima yenik düşüyordum. Ormana dogru ilerledim. Ormana giren yolda bir çok ayak izi vardi ama onlari takip edince geri dönen bi ayak izi görmemiştim. Demekki bu yoldan çıkış yoktu. Korkum giderek artiyodu ama hala ilerliyordum. Iki yol çıktı karşıma biraz sonra . Yollar bayagi uzundu. Bi yolda bir cok ayak izi vardi diger yolsa çamurluydu. Sadece bi sol ayak izi vardı. Sanırım atlamişti.Korkumu kuşların sesi dindiriyordu. Bense direk batakliga benzer yola atladim. Kafayi yemiştim herhalde ama sağlıklı düşündüğüm de pek söylenemez. Başıma geleceklerden habersiz o yola devam ettim. Artik kuşlarin sesi de uzaklasmisti ve derin bi sessizlige bürünmüştü orman ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇALKANTI
Teen FictionBazen monoton hayatın bi anda değişebilir ve kendini çalkantının içinde bulursun... Dayanılmaz aşk tutku ve ilk ask... HER AYRILIK BIR BAŞLANGIÇTIR... KUBRA VE ALP♥