Sesi normalden daha da rahatsız edici olan alarmı kapattım. Yataktan kalktığımda önce yatağımı toparladım; banyoya gittim, yüz temizleme jeliyle yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı düzeltmek için ellerimle biraz ıslattım. Daha sonra mutfağa gidip kendime kahve yaptım, içimde kahvaltı yapma isteği genelde olmazdı. Saat henüz 7.40tı bugün alarmı olduğundan daha erken kurmuştum çünkü okula Bartu'yla beraber gidecektim. Kahvem bitince odama geçip gün içinde giyeceğim kıyafetleri seçmeye başladım. Üstüme siyah gri çizgili bir kazak ve altıma da siyah bir pantolon giydim. Son olarak deri ceketimi giydim ve dışarı çıkmak için zamanın gelmesini bekledim. Telefona gelen bildirimle irkildim.
(Bartu: Aşağıdayım)
Telefon numarası değişmemişti. Çantamı alıp evden dışarı çıktım ve merdivenlerden garip bir heyecan duygusuyla indim. Bartu siyah eşofman üstüne siyah bir sweat giymişti.
"Günaydın."
"Günaydın."
5 saniyelik bir sessizlik olmuştu bu bana kötü hissettirdi. Sessizliği Bartu bozdu.
"Hadi gel" Bartu arkasındaki motoru işaret etmişti. Onun okula her gün motorla geldiğini biliyordum. Ama bu kısa mesafe için yürüyerek gideceğimizi düşünmüştüm.
"Tamam." Bartu motora atlayıp kontağı çalıştırdı. Motorun sesi kalın ve güçlüydü. Ben de temkinli bir şekilde arkasına geçtim.
"Hazır mısın?"
"Evet" Bartu motoru çalıştırdı yavaşça köşeyi döndükten sonra caddede hızını artırdı. Soğuk havayı Bartunun sırtı engelliyordu. Bartu hızlandıkça düşmemek için hafifçe beline tutunuyordum. Kısa bir süre sonra okula gelmiştik. Okulun önünde duran Meral bize şaşkınlıkla bakıyordu. Ama muhtemelen baktığını bize çaktırmadığını sanıyordu. Motordan indim, Bartu'nun motoru park etmesini izledim. "Getirdiğin için teşekkürler"
"Önemli değil" hafifçe gülümsedi.
"Bundan sonra da beraber geliriz yakın oturuyoruz sonuçta."
"Evet."
Bartu garipti. Bana göz kırpıp sınıflarımızın olduğu bloka doğru gitti. Alaycı bir tavır seziyordum. Ben bunun hakkında düşünürken arkamdan Meral geldi. "Lan bu ne amına?"
"Ne"
"Siz küs değil miydiniz?"
"Bartu bizim mahalleye geri taşınmış, dün karşılaştık ve okula beraber gidelim mi diye sordu. Ayrıca özel olarak aramızda bir küslük yoktu."
"Neden taşınmış ve neden senle okula gelmek istemiş?"
"Bilmiyorum Meral sabah sabah sorguya çekme beni"
"Seninle konuşmayı özlemiştir belki sonuçta eskiden yakındınız."
Hafif bir şekilde yüzüm kızarmıştı. Bunu şimdi düşünmek istemiyordum. Bartu tamamen çelişkili biriydi.
"Sanmıyorum ya." Meral'le okul binasının içine girdik. O alt kattaki sınıfına giderken. Ben de üst kata çıktım. Sınıfın olduğu kata geldiğimde Kerim de ordaydı. Bana bakarak sinir bozucu bir şekilde sırttı. Acelesi varmış gibi yürüyerek yanımdan geçti bunu yaparken de sertçe bana çarptı. Kerim'in çarpmasıyla olduğum yerden ufak bir geri adım attım. Bunu düne ithafen yapmıştı. Bir insan ne kadar aptal olabilirdi. Kendi çarpması yetmezmiş gibi üste çıkmaya çalışıyordu. "Dikkat etsene oğlum."
"Sen bana çar-"
"Asıl sen dikkat at amk sen çarptın çocuğa"
Bartu arkadaki sınıftan çıkıp yanımıza doğru yürüdü. "Bilerek olmadı."
"Boş yapma Kerim sabah sabah millete sataşma amına koyayım." Kerim kızarmıştı arkadaşının bu çıkışı yapmasını beklemiyordu anlaşılan. Ben de beklemiyordum.
"Neyse yanlışlıkla çarptım. Kusura bakma Anıl"
Açıkcası yaşadığımız bu münakaşa benin umrumda değildi ama Bartu'nun beni savunmasını garip bulmuştum. Daha önce de insanlar bana sataşmıştı ama Bartu tepkisiz kalmıştı. Kerim hızla sınıfa giderken Bartu arkasından sinirli bir şekilde bakıyordu.
"Bu çocuk tam bir gereksiz."
"Arkadaşın değil miydi?"
"Hayır sadece arkadaş gruplarımız aynı."
"Anladım."
"Dersin ne?"
"Edebiyat. Neden?"
"Hiç öyle sordum." Bartu nedensiz yere benimle muhabbet kurmaya mı çalışıyordu yoksa ben mi kafamda kuruyordum? Şimdilik bunu düşünmeyi es geçiyorum. "Senin dersin ne?"
"Matematik"
"Nefret ederim matematikten." Bunu neden ona söyledim bilmiyorum.
"Evet biliyorum eskiden de hiç sevmezdin."
"Eski zamanlarımızı hatırlamana şaşırdım." Bunu istemeden sitem ederek söylemiştim. Bartu acı bir şekilde gülümsedi. "Her şeyi hatırlıyorum." Ben cevap vermek için ağzımı açarken omzuma konan elle başımı çevirdim.
"Günaydın Anıl."
"Günaydın" Burak hafif şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Bir sorun mu var."
"Hayır" Bartu'yla konuşmama Burak da şaşırmıştı.
"Neden bir sorun olsun?" Bartu bunu söylerken öne doğru bir adım atmıştı.
"Sana mı sorduk kardeşim atlamasana ordan."
"Az önce konuşmamızın içine eden sen mi diyorsun bunu?"
Ortam gerildiği için müdahale etme gereği duydum. "Herneyse zil çaldı Burak sizin hoca da gitti sanırım. Ben de sınıfa gidiyorum. Görüşürüz." Cevap vermelerini beklemeden arkamı dönüp sınıfa gittim. Benden sonra onların da tek kelime etmeden sınıflarına dağılacağını biliyordum.
Okul yine aynı şekilde geçmişti teneffüslerde Ece'nin sınıfına gidip Bartu'yla olan olayımızı anlatmıştım. O diğerlerine kıyasla daha az şaşırmıştı. Bana " Onu özeldin mi?" Diye sormuştu. Ona net bir cevap vermesemde cevap belliydi Bartu'yu özlemiştim. Son dersin bitiş zili çaldı ve ben bahçeye indim, Bartu karşımda motorunu park ettiği yerde bekliyordu, beni görünce hafifçe el salladı. Bunun üzerine yanına gittim.
"İşin var mı?"
"Hayır"
"Atla o zaman bir yere gideceğiz."
"Neden? Bir şey mi oldu?" Gerilmiştim
"Hayır sadece konuşmak istiyorum"
İçimde kötü bir his oluşmuştu. Bunca zaman sonra özel olarak söyleyeceği ne vardı? Merak ediyordum.
"Tamam." Rahatlarmış gibi gülümsedi. Motora atladı ve benim de binmem için biraz yaklaştırdı, arkasına geçtim, sabah olduğu gibi hafifçe belini tuttum. "Biraz hızlı süreceğim, senin için sorun olur mu?" Sorun olsa bile muhtemelen bunu dile getirmezdim.
"Hayır sorun yok." Motorla okulun bahçesinden çıktığımızda kademeli olarak hızlandı ve sonra birden daha hızlı bir şekilde gaza bastı. Daha önce pek fazla motora binmemiştim. Gittikçe hızlanıyorduk, bu kalbimin daha hızlı atmasına ve onun belini daha sıkı kavramama sebep oluyordu. Rüzgar saçlarımı arkaya doğru tarıyordu. Rüzgardan korunmak için kafamı sırtına gömdüm gözlerim sulanmıştı. Kısa bir süre sonra motor durdu. Nereye geldiğimize bakmamıştım, şehir merkezinin biraz uzağında kalan dağa çıkmıştık. Pek yüksek değildi ama şehirin kuşbakışı görünümünü önümüze seriyordu. Yerlerdeki çimler yeşildi, buraya fazla insan gelmiyordu sanırım, karşıda yalnız görünen tek bir bank vardı. Ben çevreyi incelerken o motoru park etti. "Oturalım mı?"
"Olur." Banka gittik ve oturduk.
"Seni buraya geçmiş hakkında konuşmak için çağırdım."
"Geçmiş hakkında neyi konuşmak istiyorsun Bartu?"
"O yaz mahalleden taşınmam hakkında, sana bir açıklama yapmadan soğuk yapmam ve arkadaşlığımızı hiçe sayarak konuşmayı kesmem hakkında konuşmak istiyorum."
Bu kadar net olmasını beklemiyordum. Kafamı seyrettiğim şehirden ona döndüm.
"O yaz annem ve babam boşanmıştı, babam bize karşı her zaman soğuk ve ilgisizdi ama o yaz anneme vurması bardağı taşıran son damla olmuştu. Bunu benim önümde yapmıştı. O an onu öldürmek istemiştim. Neyse annemle kötü hatıralara sahip olduğumuz bu evden biraz uzaklaşmak istedik bu yüzden tüm yazı başka bir yerde geçirdik. Geri dönünce de taşındık zaten. Berbat bir ruh halindeydim babamı her ne kadar çok sevmesem de ailemin dağıldığını kabullenmek o zamanlar benim için zor olmuştu. Sinirliydim bunu başkalarından çıkarmak istedim."
"Neden bana tüm bunları o zaman anlatmadın?"
"Anlatmamak, unutmaya çalışmak daha kolaydı. Senle bir kere aramızı açtıktan sonra tekrar konuşmaya çalışmak yüzsüzlük gibi gelmişti. Tüm senin için bir şey ifade etmiyordur muhtemelen, seni lisede ilk gördüğümde konuşmak istedim. Ama bu kadar süreden sonra keyfime göre seninle yine konuşmaya başlamak bencilce geldi."
Bartu şu an kendini ifade etmekte zorlanıyordu çünkü geçmiş hakkında söylemeye çekindiği bir şey vardı bunu seziyordum. Tüm bu anlattıklarını anlıyordum ama söylediği hiçbir şey benimle konuşmayı kesmek için yeterli bir sebep değildi yakın olduğumuzu düşünüyordum, bana anlatsaydı her şekilde yanında olacağımı bilmesi gerekiyordu ya da en azından bu açıklamayı o zamanlar da hak ettiğimi düşünüp bana anlatmalıydı. Biz arkadaştık.
"Şimdi ne değişti Bartu."
"Nasıl yani."
"Şimdi ne değişti de benimle tekrar konuşuyorsun, neden bana bunları anlatma gereği duyuyorsun?"
"Seninle tekrar konuşmak istiyorum bunun için de bunları anlatmam, en azından bir kısmını bilmen gerekiyordu."
"Neden benimle tekrar konuşmak istiyorsun?"
"Hoşuma gidiyorsun çünkü."🌑
Neler yazacağımı hâlâ tam olarak kafamda oturtmadım belli bir olay örgüsüne bağlı kalmadan doğaçlama yazıyorum umarım becerebiliyorumdur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sıkı Tut(bxb)
Teen FictionUzun süredir konuşmuyorduk varlığımın farkında olmasına rağmen bunca zamandır bana karşı kayıtsız kalmıştı. Neden şimdi benimle konuşmaya çalışıyordu? "Hoşuma gidiyorsun çünkü."