2. Bölüm

2.8K 98 40
                                    

YouTube: Ailurophile Minho

Bts Mafya Abilerim'e uzun bir aradan sonra devam ediyoruuuuz. Beklettiğim için üzgünüm.

Şu anda kendi kendime konuşuyormuş gibi hissettim ahahhahaahhs. Çünkü wattpad üzerinden değil de YouTube üzerinden çok okundu bu hikayem.
Sizleri çoooook seviyorum.

O zaman küçük bir hatırlatma ile yeni bölümümüze başlayalım...




Hatırlatma
Jin: YOONGİ!
(çok uzun bir hatırlatma oldu, ellerim yoruldu ya(!))

Silah sesi duymamız ile aklımızdan geçen tekrar şey Yoongi abimdi. Çok kısa bir süreliğine aklımdan milyonlarca kötü senaryo geçti ve bu kısa zaman diliminde Namjoon abim hiç tereddüt etmeden kapıdan dışarıya attı kendini. Silah sesleri peş peşe yükselirken diğer abilerim de dışarıya çıktı.

Jungkook: Anna sen güvenliğin için burada kalıyorsun.

Panik halindeydim, ne yapacağımı bilemedim ve hızlı bir şekilde başımı salladım. Jungkook abim onu onayladığımı görünce koşarak dışarı çıktı ve kavga seslerinden başka bir şey duyamıyordum.

Eski bir zamandan...

G.A. (Gizli Adam olarak aklınızda tutun. Eski bir zaman olduğu için Anna adamı hatırlamıyor.)

G.A: Pamuk şeker ister misin küçük hanım?

Anna: Abimler yabancıların verdiği şeyleri kabul etmememi söylerdi.

G.A: çocukları hep kandırıyorlar.

Anna: Nasıl yani?

G.A: Sana zarar vermek isteyen pamuk şekerle vermez ki!

Anna: Ne yapar peki?

G.A: Cebimdeki bu silahı görüyor musun? *Anna'nın gözlerindeki korkuyu görür*

G.A: Korkmana gerek yok küçük hanım. İlerde elinden silah düşmeyecek.

Anna: O ne işe yarıyor?

G.A: Abilerin sana göstermedi mi?

Anna: Hayır, bana çok küçüksün dediler.

G.A: Bu abilerin ve benim için bir güç göstergesi. Bu silah çok can yakıyor.

Anna: Çok mu acıtıyor?

G.A: Çok acıtıyor.

*G.A oturduğu yerden kalkar.*

G.A: Abilerini koru küçük hanım. Canları bu silah yüzünden çok yanacak...











Şimdiki zaman
(İngilizce dersinde 100 kez işlenen zaman konuları geldi aklıma ahahahhahs)

Abilerimin canı bu silah yüzünden çok yanacaktı...

Onları koru Anna...

Abilerini koru...

Çok can yakıyor...

Yapabilir miyim?

Yaparsın.

Ama silah daha önce kullanmadım.

"Korkmana gerek yok Anna. İlerde elinden silah düşmeyecek."

Daha fazla düşünmeden Jimin abimin silahları aldığı yeri bulup ben de elime bir silah aldım. Neresine basılıyor, içi dolu mu hiçbir fikrim yoktu. Aklımdan tek bir şey geçiyordu. Abilerini koru Anna...

Kendimi hızlıca bahçeye attım. Silahları atmıştılar ve yumruk yumruğa kavga ediyordular. Yoongi abimin vurulmamış olması ve bir adamın üstüne çıkıp onu büyük bir zevkle yumruklaması beni mutlu etmişti.

Namjoon abim kendinden pek emin bir şekilde karşısındaki 3 kişilik grubu dövüyordu ve bunda çok başarılıydı.

Kenarda duran siyah takım elbiseli bir adam bana doğru yaklaştı. Elindeki silahı kaldırıp bana tutunca ben de kendi elimdeki silaha baktım ve ters tuttuğumu fark ettim. Ben daha silahtan gözlerimi ayırmamışken adam arkama geçip beni kollarımdan tuttu ve hareket etmemi engelledi. Gecenin karanlığını yaran çığlıklarım abimlerin dikkatini çekmiş olacak ki hemen bana baktılar.

Taehyung:Onu bırak!

Jungkook: Saçının teline bile zarar gelirse sen bitersin!

Abimler dikkatini vermişken arkadan bir araba daha geldi ve içinden siyah takım elbiseli adamlar peş peşe indi. Direk koşarak abimlere hareket ettiklerinden anladığım üzere bu adamların hepsi biri tarafından yönetiliyordu.

Anna: Bırak beni!

Arkamdaki adama ne kadar bağırsam ve çırpınsam da işe yaramadı, daha da sıkı tuttu beni. Canım artık yanmaya başlayınca ve arkamdaki adam soğuk namluyu alnıma daha sıkı bastırınca kapattım gözlerimi. Sessizlik ve içimde tuttuğum çığlığım...

Her şeyin benim için bittiğine kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki arkamdaki adamın beni bırakmasını bile birkaç dakika sonra fark etmiştim. Dönüp hızlıca arkama baktığımda adamın yer de yattığını gördüm. Maskeli ve yüzünün bir kısmını şapkası ile kapatan bir adam gelmiş ve beni kurtarmıştı. Yerdeki adamı yumrukladı ve en sonunda cebinden çıkardığı iğne ile adamı bayılttı ya da uyuttu.

Düşman topluluk kalabalıklaşınca
ve hâlâ üzerime birileri gelmeye başlayınca az önce beni kurtaran adam elimi tutarak bana silahı doğru bir şekilde tutturdu. Bize doğru yaklaşan adama doğru silahı yöneltti ve benim parmağımın üstüne bastırarak sıktı. Kurşundan dolayı yere düşen adamı görünce ve bunu benim yaptığımı anlayınca kendime ne kadar kızgın ama abimlere bakınca da o kadar çaresiz olduğumu fark ettim.

Abimlerin üstüne beşer beşer geliyordular ve abilerim bu adamları idare edebiliyordu. Beni kurtaran adam bir kaç silah atışı daha yaptıktan sonra gözden kayboldu. Ortalık sakinleşince yerde yatan adamlara dik dik baktım. Daha sonra gözlerim dövüşmekten yorulan abilerime döndü. Hepsi nefes nefese kalmıştı.
Namjoon abim cebinden telefonunu çıkardı.

Namjoon: Hemen evin önüne gelin. Bugün depo baya dolacak.

Namjoon abim bir adamına bu adamları alıp depoya götürmesini emretmişti. Adam gelene kadar dışarıda bekledik ve daha sonra kalan işlere karışmayıp içeri girdik.

Jungkook: Ben sana burada kalmanı söylemiştim!

Eveeeet, sorguya başlıyorduk.

Anna: Sizin için endişelendim.

Jimin: Yine de burada kalmalıydın.

Anna: Siz dışarıda büyük bir tehlike atlatırken mi?

J-Hope: Sen buna tehlike mi diyorsun? Küçük kardeşim bu bizim için sadece bir atıştırmalık!

Anna: O adam gelmeseydi halledemeyecektiniz ama.

Jin: Hangi adam?

Anna: Görmediniz mi? Şu beni kurtaran, maskeli ve büyük şapkalı adam...

Suga: Neden bahsediyorsun Anna!

















Eveeeeet. Bölümümüz burada sona erdi. Kusura bakmayın, aktiflik olsun diye atmak zorunda kaldım yoksa daha da uzatacaktım bölümü ama yapmam gereken bir sürü işim var.
YouTube üzerinden sınırı geçince yeni bölümü atacağım hatta bu bölüm kısa oldu diye sınırı da az koyacağım.
Tekrardan hepinize teşekkür ederim.
Kucak dolusu sevgiler...

BTS (YN) Mafya AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin