pinhani - hele bi gel
bununla okumazsaniz onlari goremiyormussunuz benden soylemesi ilk once gidip acin sonra gelin <3🏖️
*köfte salata gecesi*
"kim o?"
"jennie."
büyük kapı ipek beyaz geceliği içinde kuğu gibi görünen zayıf bir kadın tarafından açıldığında ayaklarımdaki bakışlarımı kaldırıp ona çevirmiştim. sarı saçları kulaklarının altında biten, ince dudaklı, çekik gözlü güzel bir kadındı, bayan kim. ilk kez görüyor değildim ancak kendilerine ilk kez böyle dikkatli bakıyordum. aynı ortamda bulunup okuldan, derslerden, yazlığa yeni taşınan birkaç aileden bahseder, yaz boyu haftanın 3 akşamı sahildeki balıkçılarda yaptığımız komşu davetlerinde denk gelirdik. yine de o beni gördüğüne şaşırmıştı.
"ah-" dedi meraklı ve şaşkın bakışlarıyla kapıyı sonuna kadar aralayıp kollarını önünde bağlarken, "jennie?" beni görmeyi beklemiyordu. "sen iyi misin? bir sorun mu var?"
gülümseyip, "bir sorun yok iyiyim, bayan kim. siz nasılsınız?" derken ellerimi pembe eteğimin uçlarına götürmüştüm. "saat için üzgünüm ben sandım ki kapıyı tae-"
"anne,"
sakin, uslu, tok ve kalın bir sesti bu. bayan kim'e ve bana ait olmayacak kadar erkeksi, bay kim'in olmayacak kadar da dinamikti. gençti.
"hey taehyung, bak jennie burada!" diyen bayan kim kenara çekilip kapıya yaslanmış ve muhtemelen merdivenlerden iniyor olan oğluna dönmüştü. tekrar bana çevirirken bakışlarını, "ben de iyiyim jennie. seni görmek beni mutlu etti, görmeyeli büyümüş ve tabii ki güzelleşmişsin." dedi. gerçekten de beni burada görmek onu mutlu etmiş gibiydi.
aynı içtenlikle karşılık verdim. "teşekkür ederim."
gri, belinden düşecek gibi duran geniş bir eşofman üzerine giydiği beyaz, yazısız ve baskısız sade bir t-shirt geçirmiş, duş aldığını belli eden saçlarını ıslak ve dağınık bırakmış taehyung kapının önüne geldiğinde tam olarak böyleydi. "jennie," dedi tüm ağırbaşlılığıyla. "ben davet ettim, anne. kapıya yetişemedim, üzgünüm."
"sorun değil bebeğim. ben odaya geçiyorum, dilediğiniz gibi takılın." elini taehyung'un omzuna atıp bana gülümsedikten sonra, "görüşmek üzere, jennie." dedi ve hiç vakit kaybetmeden oradan ayrıldı.
taehyung ile tek kaldığımızda gözlerime bakan ona döndüm ve çok uzun gelen kısa bir sessizliğin ardından sağ elimi havaya kaldırıp küçük bir selam verdim. "köfte salata teklifin hâlâ geçerliyse, ben geldim?"
ilk önce elime sonra tekrar yüzüme baktıktan sonra sakinlikle gülümseyip başını salladı. "elbette- elbette geçerli, jennie." içeri geçmem için elini uzattığında hareket etmiştim. "seni bekliyordum."
"saat kapıyı çalmam için epey geç sanırım, annen-" duş jeli keskin bir mentol ile vanilya karışımı gibi kokuyordu. bir erkeğin vanilya kokması bugüne kadar aklıma gelebilecek en saçma şey gibi geliyordu ancak tertemiz bir kokuydu, sanki bu onun kokusu gibiydi. yanından geçerken belli belirsiz kapanan gözlerime engel olamadığımda cümlemi tamamlayamamıştım. "annen, çok şaşırdı."
kapıyı ardımdan kapatıp büyük adımlarla bir tık önümde yürürken dışarda olduğundan daha net ve daha kendinde olduğunu gördüm. sanki burası onun alanıydı, güvende hissediyordu. dikti, emindi. "geldiğimde annemle denk gelemediğimizden haber veremedim, kusura bakma." beni eliyle mutfağa doğru yönlendirdiğini anlamıştım. "ilk kez bir kız arkadaşım eve geldiğinden de şaşırmış olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beach baby | taennie
Fanfiction18 yaş, baba problemleri, yazlık, deniz, kum, sahil, partiler, harvard ve friends to lovers