Son Özgürlük

64 13 112
                                    

Yasmin odaya girdiğinde babasının öfkeli bakışlarını ve odanın gerginliğini iliklerine kadar hissetmişti. Ne diyeceğini bilmiyordu o kadar çok şey olmuştu ki.

"Aklından ne geçiyordu?" kaşlarını çatmış ona bakıyordu. Yasmin ellerini beceriksizce önünde birleştirdi ve kafasını eğdi. "Öylece gidip kaçacağını ve hiçbir şey öğrenmeyeceğimi mi sandın?" doğruldu hafiften.

Babasının sözlerini bitmesini beklerken babasının ondan cevap beklediğini anlayınca kafasını kaldırdı ama babası onun cevap vermesini beklemeden devam etti

"Bir polise rüşvet vermek başıboş sokaklarda dolaşmak. Sen yakın zamanda evleneceksin böyle davranışlar hiç sana uygun değil. Özellikle de benim kızıma hiç uygun değil" sözlerinde samimiyeti hissetmemişti.

Babasının tek düşündüğünün kendi ismine gelecek olan leke olmasıydı.

"Bunlar affedilecek şeyler değil. Bu yaptıklarından sonra düğünü bir an önce yapma kararı aldım. Sen istediğin kadar kaç. Mustafa olmazsa başkasını bulurum. Senin yaşın geldi ve artık bu evde benim boyunduruğum altında yaşamayacaksın. Kendi evinin kadını olacaksın. Sana istediğin eğitimide verdim ama sen bunların karşılığını veremedin. Hep kendi başına buyruk biri oldun" bu sözler Yasmin'in tahmin ettikleriydi bu yüzden şaşıramamıştı.

Yavaşça yutkundu "Benim kararımı almadan, bu evliliğe onay verip hayatımı bir kez daha yönetiyorsun hiç düşünmeden" babası bunları duyunca kaşlarını çattı ama Yasmin umursamadan sözlerine devam etti.

"Seninle tartışmak istemiyorum çünkü beni dinlemeyeceksin. Benim sözlerim senin için anlamsız. Konuşmak için küçük ve dik kafalı evlenmek ve kadın olmak için ise büyüğüm" güldü sinirleri bozulduğu için.

"Laflarına dikkat et Yasmin" Yasmin kafasını olumsuz bir şekilde salladı istemsizce "Senden tek bir şey isteyeceğim. Bana bir günlük özgür olabileceğim bir gün ver. Korumasız ya da korumalı. Yeter ki bir günümü özgürce geçirebileyim.

Babası iç çekti ve burun kemiğini ovuşturdu. "Cevabım hayır Yasmin. Onca yaptığından sonra hayır" bastırarak söylemişti. "Yarın eşinin kardeşi gelecek onunla bir gün geçireceksin bahsettiğin özgürlük buysa eğer" açık açık Yasmin ile alay ediyordu.

Yasmin eteklerinden tutup sıktı parmaklarını. Bir şey diyememişti bir süre sonra babası sessizlikten rahatsız olup onu çıkardı odasından. Yasmin odanın dışında bir süre sessizce durdu. Sinirleri bozulmuştu kimseyi görmek istemiyordu.

Odasına çıktı üzerini değiştirdi ve hazırlanmış olan sıcak su dolu küvetin içine girdi.

Banyoya her zaman alışkanlık olarak kitap alırdı. Banyo yaparken kitap okumaktan keyif alırdı. Bu sefer yanına aldığı kitap Adil'in ona verdiği kitaptı.

Küvete girdiğinde kitap ıslanmasın diye büyük bir özenle vücudunu hafiften dışarıya doğru sarkıtıp kitabı yere doğru tutmuştu. Sıcak su bedeni ısıtmaya başlamıştı. O ise büyük bir zevkle kitabı okumaya başlamıştı sanki bütün sorunları ortadan kalkmıştı. Sıcak suyun altında mayıştığını fark edince kitabı kenara kaldırıp köşedeki havlusunu bedenine sararak çıktı banyodan. Üzerini giyinip girdi yatağa ve yarın olacak olan buluşmayı düşünürken uyuya kalmıştı.

Sabah burnuna gelen kokular ve penceresinden gelen rüzgarın esintisiyle gözlerini açtı. Biraz yatakta debelendi uyanmamak için. Ardından Leila içeriye girdi hiç sormadan sonra uyanmasına şaşırmış gibi durdu olduğu yerde "Uyandınız ve gittiniz sanmıştım"

Yavaşça doğruldu gözlerini ovalayıp bundan ne ara haberi olmuştu ki onun diye düşündü. Leila halen kapıda bir şey demesini bekliyordu. Yasmin örtüyü kaldırdı "Hayır daha heni uyandım" kalktı yataktan "İndiğimde görürsünüz" imalı bir şekilde söyleyip Leila'nın odadan çıkmasını izledi.

Gardrobunun başına geçip elini kıyafetlerinin kumaşında gezdirdi. Kahverengi gür saçlarını hafiften toplamıştı ve henüz ne giyeceğini bilememişti. En sonunda bir şeyler bulup çıktı odadan. Zuleika onu görünce gülümsedi "Günaydın Yasmin" Yasmin de gülümsedi ona "Günaydın Zuleika" sanki dün evde babasıyla o konuşmayı yapmamış gibiydi.

Babasının yine ortalıkta olmamasıda bunun sebeplerinden biriydi. "Bugün Mustafa'nın kardeşi gelecek" Yasmin kafasıyla onayladı "Biliyorum." Zuleika kahvesini yudumladı "Bir kaç dakikaya burada olurlar dikkat et lütfen" burukça gülümsedi. Sanki gitmesine tek üzülen oydu.

Çok geçmeden dediği gibi araba gelmişti. Yasmin çıktı dışarıya ve arabanın içinden çıkan Amira'ya baktı. Selamlaştıktan sonra ikiside arabaya bindi.

Amira gidecekleri yeri söylüyordu bir yandan "Çok güzel bir kafe buldum ve buraya seninle gitmek istedim" gülümsedi ona. Yasmin dışarıyı izliyordu ki onu duyunca ona döndü "Ha evet olur" diyerek geçiştirdi ve devam etti yolu izlemeye.

İndiklerinde çarşının içine girmişlerdi beraber. Korumanın geride kaldığını görünce şaşırdı Yasmin. Amira'ya dönüp "Koruma neden bizimle gelmiyor?" babası yüzünden böyle şeylere alışkındı ve garipsemişti durumu. "Çünkü baş başa vakit geçirelim istiyorum" koluna girdi kızın

"Önce sana hediye almak istiyorum" onu görkemli kuyumculardan birine soktu. İçeri girdiklerinde kuyumcu Amira'yı tanır tanımaz önlerine tüm altınları sermeye başlamıştı. Yasmin çekingen bi tavırla yaklaşıp bakınmaya başladı önündekilere.

Amira ona bakıyordu "Lütfen çekinme ve içinden geleni seç" biraz düşündükten sonra altın kaplama bir el şahmeranı seçmişti. Yavaşça takmıştı eline ve çok yakışmıştı ona. Gülümsedi hafiften sonra onunla çıktı oradan satın aldıktan sonra. Sonunda kafeye geldiklerinde masalara geçtiler.

Amira direkt konuya geçti. "Anladığım kadarıyla seni evlilik korkutuyor" Yasmin önünde ki bardağıyla oynuyordu omuz silkti sadece

"Normal değil mi?" Amira güldü hafiften "Evet çok normal" ona bakıyordu "Bende boşanmış bir kadınım" bir anda söylemişti.

Yasmin şaşırmıştı bu dediğine. Sonuçta bu sık rastlanan bir şey değildi bu topraklarda. "Gerçekten mi?" Amira gülümsedi ve çayını yudumladı.

"Evet öyle. Ayrıca seni temin ederim ki annemle aynı kişi değiliz çok farklıyız. Onun kadar zalim olamam kimseye" Yasmin onu dikkatlice dinliyordu.

"Kardeşimin iyiliği için kimsenin hayatını dar edemem. Ona ve sana tüm içtenliğimle yardım etmek istiyorum" masadaki elinin üstüne koydu elini. Yasmin duraksadı biraz karşısında ki kadının itirafı çok samimi gelmişti. Geri gülümsedi ona "Sana inanmak ve seninle arkadaş olmak istiyorum" Amira elini çekip kısa süreli sevinçle ellerini çırptı.

"Düşüncelerini benimle paylaşmaktan çekinme olur mu" doğruldu hafiften "Ama şimdi benim kısa süreli bir işim var" çantasını aldı "Koruma hemen orada bir şey olursa oraya git. Çok geçmeden geleceğim" ayrıldı oradan.

Yasmin biraz orada kaldıktan sonra gezmek için ayrıldı. Çarşının dışında insanlar geziniyordu ve hoş bir melodi yankılanıyordu. Davullar eşliğinde halk müziği çalıyordu. İnsanlar davul çalanları izliyordu. Yasmin melodiyi takip ederek kalabalığın içinden geçti. Karşısında bir kaç bedevi vardı.

Yerde oturmuş davullarını kucaklarına almış çalıyorlardı.İçlerinden biri onun için tanıdıktı ve bu Adil'in ta kendisiydi. Onu görünce gülümsedi, kulakları ağzındaydı resmen. Onu dinlemek için yaklaştı, Adil'e doğru.

evet ilham falan zor geliyo çünkü orijinal hikaye ile aynı gitsin istemiyorum olabildiğince değiştirmeye çalışıyorum ve bazen cümlelerim çok saçma geliyo bu bölümü zorluklarla yazdım ve asıl olay bozulmasın diye burada bıraktım :pp
iyi okumalar!!

Çöl GülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin