────────┱♱┲────────
────────┱♱┲────────
"Baba! Lütfen yavaşla! Canımı acıtıyorsun!" Bileğini sımsıkı kavramış babasına direnmeğe çalışıyordu küçük çocuk. Saatlerdir şiddetli yağmur yağmasına rağmen çamurlu yollarda çocuğu sürüklüyordu adam. Bileğinde oluşan kırmızılık canını yaktığı için göz pınarlarında yaşlar oluşmaya başlamıştı.
"Baba! Neden bana cevap vermiyorsun? Nereye gidiyoruz? Neden annem de gelmiyor?!" Olmuyordu. Duymuyordu babası. Sanki yağan yağmur duymasını engelliyordu.
Hem boğazı ağrıdığı hem de babasının bu davranışları onu korkuttuğu için sustu çocuk. Belkide bu da onun yaşı küçük olduğundan bilmediği diğer kont işlerinden biriydi.
Sonunda bir yerde durdunuz. Dikkatle baktığında buranın giriş olduğunu anlamıştın. Karanlık yerlere uzanan koridorun girişi. Başını hafif kaldırdığında üzerinde bir şeyler yazdığını görmüştün. Hangi dilde ve ne anlama geldiğini bilmediğin bir yazıydı.
"Arrete, c'est ici l'empire de la mort."
Bir kaç saniye durmanızın ardından yine hareket etmeğe başlamıştınız. Bu sefer yol karanlık olduğundan duvardaki meşalelerden birini almıştı baban.
Gittikçe daha da karanlıklaşan bu yerde bir raddeden sonra babandaki meşale bile burayı aydınlatmakta aciz kalmıştı. Ara-sıra duvarda yanan meşaleler olsa da, hâlâ karanlıktı mekan. Sanki meşaleler burayı aydınlatmıyor, karanlığın içinde kayboluyordu.
İçinde nedensiz korku oluşmaya başlamıştı. Siz derinlere indikçe ortam garipleşiyordu. Hiç bir şey göremesen de bunu hücrelerine kadar hissediyordun. Özellikle de duvarlar korkutuyordu seni. Duvarlar normalmiş gibi durmuyordu.
"Grisha!" Babanın sağıredici bağırışıyla dikkatini ona yönlendirdin. İlk defa duyduğun bu ismi garipsemiştin. Yalnız olduğunuzu düşünmüştün ancak önünüze baktığında karşınızda duran bir çocuk ve bir adam vardı. Aynı sizin gibi.
Onlara ulaştığınızda durdunuz. Yakından bakma fırsatın olduğunda çocuğun büyük yeşil gözlerini farketmiştin. Korku karışık yüzlerce duygu vardı o gözlerde.
"Buna emin misin? Bu gerçekten işe yarayacak mı Grisha!? Değecek mi hayatlarına!" Babanın sinirli bağırışı tekrar yankılanmıştı koridorlarda. Önündeki adamsa gergince elini babanın omzuna koydu sakinleştirmek amacıyla.
"Sakin ol lütfen. Tek çaremiz bu. Yapmak zorundayız. Hadi." Kafasıyla başından beri farketmediğin, tam yanınızda duran odayı gösterdi size. Önce onlar sonraysa siz girdiniz içeri.