2.5

2.4K 128 17
                                    

Arabanın motorunu okulun bahçesine park ettikten sonra durdu Eylem. Siyah botlarının üzerine basarak okulun arka bahçesine, onun sigara köşesine doğru yürüdü. Üzerine giydiği siyah grup tişörtü ve kot şortu yüzünden üşüyordu, ama üşümek ona kendini canlı hissettiriyordu. 

Rüzgarın savurduğu sarı saçlarını düzeltme zahmetine girmeden köşeyi döndü. Bankta oturan çocuğu gördüğü anda sabahtan beri hissetmediği kalbini hissetmeye başladı. Çocuğun bakışları ona döndü, eylem onun yanına oturmak yerine sırtını duvara yasladı.

"Bok gibi görünüyorsun." dedi sigarasını yakarken.

"Çok güzelsin."

Kız onun sesini duymaya alışkın değildi, onun sesinden böyle bir şey duymaya hiç alışkın değildi. Çocuk gerçekten kötü görünüyordu, saçları hiç olmadığı kadar uzamıştı, sakalları vardı, göz altları kararmıştı, hala kocaman olsa da kilo vermiş gibiydi. Eylem'in kalbi sızladı bu görüntü karşısında.

"Kendini toplaman gerekiyor." dedi dumanı içine çekerken. "Kardeşini korkutuyorsun."

Çocuk hiç de neşeli olmayan bir şekilde güldü. Sırtını banka yasladığın da yüzünün yorgunluğu daha belirgin hale gelmişti. "Kardeşimi ben değil, o adam korkutuyor."

Eylem pişmanlık mı hissediyordu yoksa hayal kırıklığı mı bilmiyordu. Annesi öldüğünden beri hep karşısında ki çocuğu suçlamıştı, onun bir tanecik annesinin katili olduğunu düşünmüştü, ama o çocuğun neler yaşadığını hiç düşünmemişti.

"Hep mi böyleydi?"

Çocuk derin bir nefes aldı, deri ceketinin iç cebinden içki matarasını çıkardı, daha sonra ceketi tamamen çıkardı. Ayağa kalkıp birkaç sersem adım attı, ceketi Eylem'in omuzlarına bırakırken kızın yüzüne bakmadı, bakamadı. Kendini tekrar banka bıraktı, mataradan uzunca biğr yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Para Eylem, para. Para öyle bir sik ki, yokluğu da varlığı da insanı deliliğe sürüklüyor. Öyle bir güç ki siktiğimin zımbırtısı, insana kendini ilah sandırıyor. Her şeyi yapabileceğine inandırıyor, günahsız, sevapsız olduğuna, yenilmez olduğuna. O piç de öyle işte, kendini ilah sanıyor. Banka hesabında ki rakamlar oynadıkça karakteri de oynuyor."

Eylem omuzlarında ki cekete daha da sarındı, hissettiği duygular onu üşütüyordu. 

"Kendine gelmen gerekiyor."

Çocuğun geldiğinden beri üzerinde olan sakinlik bir anda yok oldu. Hızla ayağa kalktığında sinirle kıza baktı. "Söylesene nasıl yapacağım? Söyle hadi." adımları kızın önüne durdu.

"Üç yıldır sikik haldesin, üç yılın her günü kendi kendini öldürüyorsun. Şimdi dönmüş bana kendini topla mı diyorsun Eylem? Söylesene bana nasıl yapacağım? Babam denen piç her siktiğimin günü annemi öldüresiye döverken, küçücük kardeşim bu yaşında onu durdurmaya çalışırken." Sinirle arkasını döndü, elleri saçlarını çekiştirdi. Sesi artık bağırıyordu. "Söylesene amına koyayım, aşık olduğum kız kendini öldürürken, bana katil gibi bakarken." gözleri kızarmış ve ıslanmıştı. Eylem'in önünde dizlerinin önüne çöktü. "Söyle bana Eylem, nasıl toplanırım ben?"

Kız da onun gibi diz çöktü, ıslanmış yanaklarını kavradı, sigara kokan dudakları alkol kokan dudaklarla birleştirdi. Bu öylesine bir öpücük değildi. Özür diliyordu, kendinden de ondan da özür diliyordu. Bütün bu yaşananlar için özür diliyordu. Bütün nefreti için, bütün öfkesi için özür diliyordu.

Dudakları birbirinden koptuğunda saçları çocuğun uzamış saçlarında gezindi.

"Bilmiyorum.", fısıldadı. "Ama buluruz, birlikte."






Selamlar, umarım hoşunuza giitmiştir. 

Sigaranın bölümlerini çok aralıklı atıyorum o yüzden bölüm beklerken diğer kitaplarıma göz atabilirsiniz<3

Beğendiyseniz yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayın lütfen.


SİGARA// TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin