2. bölüm

26 4 2
                                    

"Soğuk, tekin ve kararsız bir yerdeyim.
Buz gibi bir asfaltta, betonla toprak arasındayım. Tutuk ve donuk bakışlarım, sürekli titreyen ellerim ve kalbimde ki nazide sızı, mutluyken bile bırakamaz beni. Yaşamın arzusu ölümün ümitsizliğine bu kadar bağlıyken...
İnsan nasıl kendi acısına bu kadar tutkulu olabilir bilmiyorum.
Yaram derin, fakat açık. Ama sadece bana. Kimsenin görmesine gerek duymadım, duymayacağım da...
Ruhumun acısı bedenimin sızısıyla soluklanmaya çalışıyor. Ama burası fazla soğuk, aldığım nefes beni ısıtamıyor. Bir toprak edasıyla, betonda bedenimi dindirmeye çalışıyorum. Ama burası yeterince karanlık değil. Işıklar gözümü alıyor, zihnim kalbimi acıtıyor...
Burası çok tekin, çok sessiz, fakat duvarlar çığlık atıyor. Zihnimin yorgunluğunu hissedip haykırıyorlar. Fakat bu yankı sadece dört duvar arasında, toprak içinde ses duymaya çalışmaktan farkı yok...
Ben hep merak etmişimdir ölüm sonrası yaşamı, şu an neredeyim onu bile bilmiyorum. Bundan sonra nasıl bir insan olacağım hiçbir fikrim yok, şu an yaptığım tek şey renkleri dökülmüş bir tavanı izlemek. Ev üstüme yıkılsa ne olur? Neden hala düşünebiliyorum? Sırf düşünmemek için yapmıştım ya ben her şeyi...
İzlediğim tavan beni dışarıdan korumak yerine üstüme gelmekle yükümlü. Beynimde ki seslerin son bulması umuduyla dağıttığım kafam yerinde, sesler artık daha da baskın.

Yankılar, bir melodiyse benim ritmim neden artık duyulmuyor. Yoksa artık her şey için çok mu geç?"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Telefonumun alarm sesiyle uyandım. Hiç uykumu almamış gibiydim, hemen üstümü giyinip çıkmam lazımdı yoksa yine otobüsü kaçıracaktım.

"Kızım bari birkaç şey yeseyd-"

Hemen çantamı alıp çıktım sonda annemin sesi geldi gibi ama kesin yine kahvaltı yapmadığım için kızmıştır.
Hava her zamanki gibi buz gibiydi. Koştura koştura durağa yetişmeye çalışırken önümdeki taşı görmeyip tökezledim, ilk işim etrafa bakıp rezil olup olmadığımdı. Her sabah illaki başıma bişey gelir lanet olsun bı kere de bir yere yetişirken başıma birşey gelmediğini görmedim galiba bu sakarlığımdan kaynaklı, boşuna babam beni sakar kızım diye büyütmedi.
Durağa geldiğimde otobüsün beş dakikası vardı, hemen sıraya geçip gelmesini bekledim.
Mart ayında olmamıza rağmen hava sanki kar yağmış gibi soğuktu. Soğuktan bacaklarım tutmuyor, ellerim hareket edemeyecek durumda umarım bir an önce gelir.
Yanımda bir çocuk duruyordu ve sürekli durup durmadan bana bakıyor, mal gibi sırıtıyordu üstüne atlamamak için kendimi zor tutuyordum sanki ayı oynatıyorum burda. Ama önce taş bulmam lazım ne de olsa üstüne saldırdığım an kafasını taşla ezebilirdim bittin oğlum sen... Tam planımı uygulayacaktım ki otobüs gelmişti buda hep yanlış zaman da geliyordu çıldıracam, neyse hemen binmeye bakmalıydım çünkü biraz daha bu soğukta beklersem donarım...

"Öğrenci"

Of ya yine ağzına kadar dolu, hadi helin yine ter kokusuyla baş edebilirsin nerdeyse günlük rutinim oldu. Ben bunları çekicek kızmıydım be, millet rahat rahat evinin önünden servisle gitsin ben de burda teyzelerin dedikodusunu dinleyeyim lanet gelsin.

"Bir adım daha atalım"

Abicim yer var da biz mi gitmiyoruz anlamadımki nerdeyse önümde ki dayının ağzına girecektim, tutunacak yerim de yok bir frenle yere yapışacaktım yeminlen.
Ya yanımdaki de beni deli etti zaten ikide bir çantasını bana vuruyor of nefes alamıyorum...

"Aaa kolum ya düzgün dursa-"

Nasıl, tabi ya anlamalıydım yine o mal çocuk bundan başka kim özürlü gibi durabilirdi acabaa. Keşke az önceki taşı cebime koysaydım şuracıkta ezerdim onu. Acaba yanımdaki teyzenin terliğinimi alsam ama oda yumuşak tabandır kesin işlemez. Onun beyninin suyunu akıtmam lazım.
Of çok bunaldım kusucam galiba. Zaten dengede duramıyorum. Umarım kaptan fren yapmaz. Aman şom ağzımı açmayayım dicektim ki şoförün fren yapması bir oldu tam gözümü kapatıp yere kapaklanmayı beklerken, bi dakika ben neden düşmedim. Yavaşça gözümü açtım ve karşımda yere düşen teyzeleri görünce kendimi tutamayıp kıkırdadım, çok komik duruyorlardı.
Yanımda beni tutan birini hissettim. Tabi ya biri beni tutmuştu o yüzden düşmedim. Hemen arkama dönüp beni tutan kişiye bakayım dememle şaşırmam bir oldu.

" Yine mi sen"

evet şuan çok sinirli olabilirdim ama en azından düşüp bir yerlerime birşey olmadı. Bide sabahtan beridir şunun arkasından olmadık şeyler diyordum. Acaba teşekkür etsem mi bilemedim ki.

"Teşekküre gerek yok"

" Pardon? Etmicektim de zaten."

Ben az önce yanlışlıkla sesli mi düşündüm ya bu nerden anladı. Aman neyse bunun yerinde kim olsa tutardı, yani tutabilirdi tutardı ya yok bence tutardı.

"Peki."

Allahım hala sırıtıyor, bu çocuk beni çıldırtıcak galiba. Acaba bir sıkıntısı mı var, ay yazık özürlü galiba aman neyse banane ondan bir daha karşılaşmam zaten.

"Abi bu durakta ön kapıyı açar mısın"

Oh be Sonunda okula varabildim ya
başka birşey istemem. Şuan tek istediğim sağlam bir şekilde sınıfa girebilmek.
Vay kızlar erkenden gelip gıybet masasını kurmuş bile.

" Helin niye geç kaldın?"

"Ya hiç sormayın kızlar, uzun hikaye."

Hemen montumu asıp yerleştim. Arkamda nida oturuyordu ve yüzünden düşen bin parçaydı yine üzgün bir şekilde düşüncelere dalmıştı.

"Nida bir sorun mu var? Lütfen yine eren deme."

Nida da bizim sınıftan çok tatlış samimi bir kız ama tek sorun biraz alıngan aslında onu anlayabiliyorum. Ve okuldan bir platoniği var eren. Ona orotoryadan aşık oldu bence nida daha iyilerine layık ama yinede kendi bilir. Ne de olsa aşk bu kim demeksizin tutulur bir anda.

"Yok ya ne takıcam onu."

İşte benim arkadaşım be. En azından edalar gibi gidenin arkasından bir paket sigara içmedi. Ne demişler biri giderken biri gelir. Ben öyle değilim ya bir erkek yüzünden oturup saatlerce arkasından ağlamam, umarım değilimdir yani büyük konuşmayayım da. Kolay kolay da aşık olmam zaten...
'
'
'
'
'
'
Son derslerin sonuna doğru geldik ve ben de tükenmiş vaziyetteyim. Daha eve gitcem, ders çalışcam, proje ödevimi bitirmem lazım of of çok işim var.

"5. Ünitenin tamamı ödev"

Bide bu çıktı başıma, ya sayısal öğrencisinin edebiyat görmesi kadar saçma bişey yok hadi onu geçtim Almancayı ne yapcam acaba ben. Gelecekte pötiböğe gitcek halim yok heralde. Aman tanrım sen bana yardım et de şu okuldan tıp öğrencisi olarak çıkayım , yoksa daha fazla dayanamıyacağım...




safın kuramıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin