Şafak yatağında mışıl mışıl uyurken,annesi büyük bir gerginlik ile yataktan kalktı. Yerin sallanması onun yürümesini engellerken zar zor kızının odasına geldi. "Kızım kalk! Uyan çabuk!" Şafak aniden gözlerini açtı ve annesine baktı. "Ne oludor anne?" Diye sorduğunda annesi onu kucağına aldı ve ". Bir şey yok güzel kızım." Dedi ama buna ne kendisi ne de Şafak inanmıştı. Yanağından hızla yaşlar akıyordu.
Kapıya geldiğinde sürgüyü açmaya çalıştı ama kapının kilidi açılmadı, sıkışmıştı. Korktu ve daha sert çektiğinde kapı açıldı. Anahtarı çekti ve dışarı çıktı. Şafak da annesi ile beraber ağlama başlamıştı. Annesi evden uzaklaştı ve bahçe de beklemeye başladı. Herkes dışarı çıkmış, korku içinde bekliyorlardı.
"Anne, ne oluyor? Neden herkes dışarıda?"
Kadın ne diyeceğini bilemez halde kızına baktı. Ne diyecekti 'Dünyamızın sonu geliyor. Kimse bunun sebebini bilmiyor. Ama bunu yapan biziz.' mi diyecekti. Kadın sustu.Kızına cevap vermedi. Kadın dizleri üzerine çöktü ve kızına sarılı bir şekilde kaldı bir süre. Yer büyük bir güçle tekrar sarsıldığında kadın sakinleşmesi gerektiğini anladı. Ama ne yapsa sakın kalamıyordu.
Şafak annesine daha sıkı sarıldı ve "Anne korkuyorum. Lütfen yer sallanmasın." dediğinde bu cümle kadının kalbine saplandı. Sakin kalması lazımdı. Ve bunu kızı için yaptı. Şafak başını annesinin omzundan kaldırdı ve etrafına bakındı. Etrafına bakınırken, evlerinin arka taraftaki ormanlık alanda bir şey dikkatini çekti. Oraya daha dikkatli bakınca bir anda kırmızı gözler çıktı.
Karanlıktaki kırmızı gözler kızın gözlerine delermişçisine bakıyordu. Kız korku içinde titremeye başladığında büyük bir yıldırım evin arka tarafında bir yerlere düştü.
Yer bir daha sallandı. Ama bu sallantı diğerlerinden daha güçlü ve büyüktü. Annesi anladı.
Bu sarsıntının sebebi kendisi değil kızıydı. Ağlayarak kızı ile konuşmaya başladı.
"Şafak annecim bana bak. Bana bak ve sakin kal. Lütfen bunu yapmalısın."Şafak annesine döndü ve gözlerine baktı. Sakin kalamıyordu. Bu yaşta bu şeyleri görmesi ve yaşaması çok ağır gelmişti.
Gözünden akan yaşlar bu sefer daha hızlı akmaya başladı. "Anne arka tarafta bir şey gördüm. Kırmızı gözleri vardı. Bana bakıyordu. Çok korktum."
Annesi evinin arka tarafına baktı ama bir şey göremedi. Ama kızına inanıyordu. Çünkü aynısını kendisi de görmüştü. Gittiğini sanmıştı ama hayır. Orda kalmıştı. Şafağı test etmişlerdi. Herkes evlerine yavaş yavaş girerken 'Bizde içeri girelim artık' diye düşündü.
"Kızım gel hadi içeri girelim." dediğinde kızı başını salladı ve içeri girdiler. Kadın kapıyı sadece kilitledi. Bir daha olursa aynı durumu yaşamayı istemiyordu.
Kızını koltuğa oturtdu ve televizyonu açtı. Bir haber kanalında durdu ve kumandayı bırakarak mutfağa doğru ilerledi. Sürahi den bardağa biraz su doldurarak içti. Bir bardak daha doldurup içeri kızına götürdü.
İçeri girdi ve kızının yanına oturdu. "Al iç bakalım." dedi ve bardağı kızına uzattı. Şafak suyu içerken kadın haberlere döndü. Gördüğü haber ile gözleri açıldı. Kumandayı alarak sesi biraz daha açtı.
" Evet sayın seyirciler. Hepinize iyi akşamlar. Bugün az önce meydana gelen depremle başlamak istiyoruz habere. Her yerde hissedilen bu deprem karşısında herkes şaşkın. Önceden böyle bir şey haber verilmemişti. Bu olayı Sismologlar'a sorsak da onların da haberi olmadığı söyleniyor. Ayrıca depremi araştırdıkları halde nerde meydana geldiği bilinmiyor. Sismologlar bunun bir deprem olmadığını söylüyor. Ve bazı kişiler de 'Bu sallantı da neydi o zaman?' gibi şeyler söylüyorlar ama şuan bunun hakkında hiç bir haber yok. Gelen haberlere göre yıkım var ama ölen kişi yok. Amerika' nın başkenti olan Washington da Beyaz Saray zarar görmüştür. Hatta her yerde,ülkelerde ve bölgelerde ki başkent de olan saray ve ya başkanların toplandığı yerlerin çoğu zarar gördü. Ayrıca şimdi gelen haberle şunu söylemek isteriz ki bu deprem sonucunda sel,heyelan,tsunami vb. olaylar olsa da bir ülkede en fazla 30 binanın zarar gördüğü söylenmekte. Ölü sayısı sıfır olmasına rağmen yaralı sayısı 1. Bu kişi de herkesin tanıdığı ünlü Demir Yılmaz. Durumunun iyi olduğu belirtildi. Şimdi de sizden gelen bazı yorumları okuyalım.
'Bu bir deprem değilse ne? Buna vericek bir cevapları yok ve bize bunun deprem olmadığını söyleyemezler."
"O kadar kişinin arasında sadece Demir Yılmaz'ın yaralanması çok saçma geliyor."
"Demir Yılmaz mı yaralanmış? Adamın tırnağına bir şey olsa felaket. Bir de zarar mı görmüş."
Yorumların çoğunda Demir Yılmaz'ın durmunu soranlar olmuş. Söylediğimiz gibi durumu iyi. Bize söylenen bu. Şimdi diğer haberlerle devam edelim..."
Kadın duydukları karşısında kalmıştı. O kadar kişi arasından kızının o adama zarar vermesi şaşırtıcıydı. Şafağa baktı. Kafasını yastığa yaslamış uyumuştu. Çok masumdu. Hiç bir kötülüğü yoktu.
Kızının elindeki gücü kötü olsa bile hiç bir insana zarar vermemiş sadece o adama zarar vermişti. Kadın düşündü. 'Kızım eğer büyüdüğünde yaşanılanları öğrenirse tek Demir Yılmaz değil bu dünyadaki tüm insanlar tehlikeye girer. Umarım ileride onu birisi tutabilecek bir güce sahip olur. Yoksa olacakları ben bile durduramam. Tabi o zamana kadar yaşarsam' diye geçirdi içinden.
Şafağı kucağına aldı ve yatağına bıraktı. Perdenin orda gölge görünce kızının gördüğü kırmızı gözler geldi aklına. Oraya doğru gitti ve perdeyi açtı. Kimse yoktu ama camın önünde bir mektup vardı. Camı açıp mektubu aldı ve koltuğa oturdu.
'Öyle bir sallantı ki bu herkes konuşuyor.
Lakin bilmiyorlar ki
Ülkeleri yok olacak
Mahkum'u olucaklar bu Dünya'nın
O gelicek kurtulduk diyecekler
Nasıl olsa o bir melek gibi
Ama gerçek onları
Yalanları ile gözlerini boyayacak
Ama bir kişi çıkacak
Kızını bulacak
Işte o zaman bu sallantı duracak
Neslinin soyu kuruyacak.'Kadın okuduklarını ile dondu kaldı.'Ölüm ona yakın...' dedi fısıldayarak. Ama biliyordu. Okuduğu mektupta ne diyordu 'Gerçek onları yalanları ile gözlerini boyayacak.' Kızı yaşayacak tı. Kendileri yazmıştı. Bunu biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl İblis
VampireKüçük kızın karanlıkta gördüğü o kırmızı gözler ile başladı herşey. Her yer sallandı. Yıkım geldi....