1

1.4K 69 178
                                    

Selamlar! Bu beş bölümlük mini kurguya başlamadan önce ufak bir gevezelik etmek isterim canımlar.

Tumblrdan ve ao3ten denk geldiğim bu formatı hep yapmak istemiştim ama beni bilirsiniz ben üşengeç bir insan olduğumdan yapmadım falan

Sonra kütüphanedeyken tekrardan aklıma geldi ve dedim neden en sevdiğim shiplerden birisine yapmayayım? Fluff bir içerik olduğundan karakterler canon dışına çıkmış olabilir uyarayım.

Neyse benden bu kadar iyi okumalar. Oydan çok yorumlarınızı belirtirseniz çook mutlu olurmuşum kuşlar öyle söyledi.

...

1- Kenara çek bir süreliğine arabayı sürmeme izin ver

İsagi, deli gibi yanan gözlerini açık tutmaya çalışırken yolun kenarındaki tabelaya baktı. Kamp alanına varmalarına yüz kilometre kalmıştı. Pekala biraz daha dayanabilirdi. Geceden beri araba kullandığı düşünülürse iyi iş çıkarmıştı. Ve de iş çıkarmaya devam edebilirdi.

"Gevşek herif inat etmeyi bırak yorgunsun işte."

Erkek arkadaşı bu konuda onunla aynı fikirde değildi. Yaklaşık bir saattir İsagi'nin kolunu tutup bu cümleyi söyleyip duruyordu.

"Rin sana yorgun değilim dediysem değilim tamam mı?"

Kıpkırmızı olmuş gözleri ve sarkık göz kapakları İsagi'yi ele veriyordu ne anlatıyordu bu çocuk?

Rin, elini İsagi'nin sol elinin üzerine yerleştirdi ve önceki ses tonuna nazaran oldukça sakin bir sesle konuştu.
"Tamam değil. Kenara çek ve bir süreliğine arabayı sürmeme izin ver."

"Rin-"

"Sana itiraz ya da seçme hakkı tanımadım Yoichi. Ilık davranışlarda bulunmayı kes."

İsagi, kendisinde erkek arkadaşının inadıyla daha fazla uğraşacak gücü bulamadığından sinyal vererek şerit değiştirdi ve arabayı yavaşça durdurdu. Emniyet kemerini çıkarıp "Bir saat sonra değişeceğiz bak." dedi.

"Sana bunu da sormadım gevşek herif."

Rin'in kelimeleri kulağa kaba gelse de göz kapaklarına öpücük konduran dudaklar bunun aksini kanıtlar nitelikteydi

2- Bana seni hatırlattı

Rin, kalçasını duvara iyice yaslayıp kolundaki saate bakarken sabırsızlıktan dudaklarını yolma derecesine gelmişti. Şu ılık erkek arkadaşı öğle arasında geleceğini söylemişti ama hala ortalarda yoktu. İsagi onu sabırsızlandırıp öylece ortada bırakırsa eğer kendisine bir mezar kazsa iyi ederdi.

"Ben geldim!" İsagi elinde küçük bir hediye paketiyle ona doğru koştuğunda Rin öfkesini yuttu, içinde harlanan merak duygusuyla tek kaşını kaldırdı. İsagi ona hediye almaktan bahsetmemişti.

"Bu da ne?"

İsagi, paketi Rin'e uzatıp geniş bir gülümsemeyle "Açmadan bilemezsin " dedi. Rin, kafasında gitgide artan soru işaretlerini dindirmek için hediye paketinin parlak yeşil kağıdını yırttı. Ortaya çıkan kahverengi karton kutunun kapağını da çok geçmeden araladığında bir peluşla göz göze geldi.

Bu, beyaz renginde bir baykuş peluşuydu.

Rin peluşu kutudan çıkardığında baykuşun gözlerinin kendi göz rengine benzediğini fark etti.

"Ne için bu ?"

İsagi, Rin'in mimik oynamayan yüzünden dolayı biraz gerildi. Durumu açıklarken işaret parmaklarıyla oynadığının farkında değildi.

yüz cümlede seni sevmek | rinsagiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin