0.6

110 1 0
                                    

Parti gecesi gelmişti. Hafiften makyaj yapmıştım. Yuzümde en çok görunen sey bence bordo reng olan ruzujumdu. Elbisemi ve ayakkabımı giydim. Mini siyah çantamıda elime aldım. Saçlarımı maşayla düzleştirdim. En sevdiğim parfümü de sıktıktan sonra evden çıktım.

Evden çıktığım zaman beni büyük ve uzun siyah araba karşıladı. Hiç acele etmeden arabaya yakınlaştım. Şoför arabanın kapısını açarak, benim arabaya geçmeme yardım etti.

10 dakika gibi süre sonra büyük bir yalıya gelmiştim. Dışarıdan çok güzel görünüyordu. Büyük bir havuzu vardı.

Araba durdu. Şoför arabadan indi ve benim kapımı açtı. Arabadan çıktım. Karşımda Anıl vardı. Siyah bir takım giymişti. Çok yakışıklı görünüyordu. Gülümsedi "Çok güzelsin". Kafamı hafif aşağı salarak gülümsedim. "Hadi içeri geçelim, bizi bekliyor her kes" Kafamı aşağı yukarı hareket ettirdim. Birlikte içeriye doğru adımlar atmaya başladım. Kapıya yaklaşmamıza çok az kalmıştı ki, ellerimi tuttu. Şaşırmıştım. Anıl elimi tutmuştu.

Anıl çok kaba birisiydi. Bu güne kadar hiç sevgilisi olmamıştı. Onu ilk kez bu kadar samimi görüyordum. 2 yıldır birlikte çalışıyorduk. İş yerimizdeki kızlar sadece Anılla ilgili konuşuyordu.

İçeriye geçtik. Her kes bize bakıyordu. Kızların bana nasıl baktığını görmeniz gerekirdi. Resmen beni yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Gazeteciler bizi görür görmez yanımıza geldiler

"Anıl bey, hanım efendi sevgiliniz'mi?" Anıl bana baktı ve gülümsedi.

"Evet sevgilim" gülümsedim. Bir kaç daha saçma soru sorduktan sonra Anılın isteğiyle bizden uzaklaştılar. Anılın arkadaş Burağın yanına gittik. Burak bizi beni görür görmez elini uzattı, elimi tutmak istermiş gibi. Elimi tuttu ve boynunu eğerek öptü. Anıl Burağa sinirli bir bakış attı. Ne yani en yakın arkadaşından beni mi kıskanmıştı?

"Demek sevgilin?" Anıla bakarak sormuştu

"Yani tam öyle değil, sahte sevgili diyelim" şarkının sesinden insanların bizi duyması imkansızdı. Ama yine de Anıl yavaş bir ses tonunda söylemişti. Burak şaşkınlıkla hem bana hem de Anıla baktı. Sanki bizden bir açıklama bekliyor gibi. "Tamam.. anlatıcam, sakin. Hadi dışarı çıkalım" Burak kafasını salladı. Dışarıya çıkıcakken bir kız Burağı yanına çağırdı. "Siz gidin, ben gelicem bir az dan" Anıl kafasını salladı.

Merdivenlerden inerek evin tam önündeki sahile doğru yürüdük. Anıl hala elimi tutuyordu. Kumsala doğru yakınlaştık. Bir çok küçük bank vardı. Onlardan birine oturduk. Elimi bıraktı. Derin bir nefes aldım.

"Ne zaman biticek?" Anıl şaşırmış bir şekilde bana baktı.

"Ne, ne zaman biticek?"

"Sevgili şeysi" sağımı sokumu kontrol ederek söylemiştim bunu. Birisinin bizi duymasını istemezdim. Anıl bana döndü ve ellerimi tuttu.

"Bak.." dedi. Derin bir nefes verdi.

"Ben zaten seni seviyorum Berfin. Sana aşığım. Kabullenmeye bilirsin, senin kararın, saygı duyarım. Ama bu gerçek. Zaten bu yüzden seninle sevgili olmak istedim. Sahtede olsa sevgiliyiz biz. Evet bir az da ben ailem yüzünden zorunda kaldım. Ama ben tüm benliğimle seni seviyorum" Ne diyeceğimi bilmiyordum. Bunu bana Anıl mı söylüyordu gerçekten? Ona inanmıyacaktım tabi ki. Bu güne kadar sevgilisi olmaya bilir evet ama, çok fazla umut verdiği kız oldu. Çapkın bir kişiliği var. Hatta iş yerinde bir çok kişi, onun evine kız attığını düşünüyor. Ellerimi ellerinden çektim. Yüzünde hayal kırıklığını vardı.

"Anıl buna inanmamı sakın bekleme benden." Şaşırmıştı. Yere bakmaya başladı. Cevap yoktu.

"Tamam.." üzüldüğu o kadar belliydi ki. Ama yapıcak bir şey yoktu. Hem ona karşı hislerim bile yoktu. Yeniden bana döndü.

"Neden Berfin? Söylede bileyim" dedi. Derin nefes aldım.

"Bu güne kadar o kadar kıza umut verdin ki. Gözümün önünde öpüştüğün kızlar bile oldu. Ama sonradan o kızları umursamadın. Sen 1 günlük ilişki adamısın Anıl. Lütfen o saçma sözlerini kanacağımı sanma. Hem sana karşı his diye bir şey yok bende. Arkadaşım olarak bile görmüyorum seni." Gözleri dolmuştu. Bir damla yaş süzüldü gözlerinden. Elimin tersiyle göz yaşını sildim. Elimi geri çekmek istediğim zaman Anıl bileğimi tuttu. Ve elimi kalbine götürdü. Zorla da olsa gülümsedi.

"Bak! Bu kalb sadece seni görünce böyle atıyor. Bana inanmıyorsan, bu kalb'e inan" elimi geri çekmeye çalıştım. Ama her seferinde başarısız oldum. Anıl bir anda beni belimden tutup kendine çekti. Nefeslerimiz bir birine değmeye başladı. Derin nefesler alıp, veriyorduk. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Gözlerim açık kalmıştı. Galiba ilk gözü açık öpüşen insandım...










Yanlış Anlaşılma『Texting』『18+』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin