~Yeonjun~
Kafamı sıraya yaslamış nerdeyse uyumak üzereyken zil sesiyle birlikte kendime gelmiştim.Uyuşuk uyuşuk eşyalarımı toparlarken yanımda oturan Changbin'in bir anda bağırmasıyla yerimde zıplamıştım.
"Yeonjun! Hadisene oğlum. Kurt gibi açım. İnelim bi an önce."
Söylediklerinden sonra göz ucuyla Soobin'e baktım. Hiçbir şey yapmadan sadece oturuyordu. İnsanların sınıfı boşaltmalarını beklediğini biliyordum.
Baktığımı hissetmiş miydi bilmem ama bir anda o da bana bakmıştı. Bakışlarımı hızlıca ondan çekip Changbin'e döndüm. "Sen git. Ben gelirim birazdan." "Neden olduğunu merak ediyorum ama sorgulamaya vakit harcamayacağım. Bi an önce yemeğimi yemek istiyorum. Ama aşağı geldiğinde konuşacağız." Başımla onu onayladığımda hızlıca yanımdan kalktı ve sınıftan çıktı.
Kısa süre sonra birkaç kişi de birlikte çıktığında sınıfta sadece ikimiz kalmıştık.
Sırasından kalkıp pencerenin önüne oturduğunda bakışları direk beni buldu. Gülümseyip yanına gelmem için yanındaki boş yere birkaç kez hafifçe vurduğunda kalkıp yanına oturdum.
Aramızdaki ufak boşluğu bana iyice yanaşarak sıfıra indirmişti. "Eee hadi..."
Yüzümü ona döndüğümde yanağını bana doğru yaklaştırmıştı. Gözleri kapalı öpmemi bekliyordu. Bu halinin tatlılığına karşı koyamayıp güldüğümde bana baktı. "Gülmesene. Ben öpücüğümü istiyorum."
Yüzümü onunkine yaklaştırıp yanağına bi' öpücük kondurdum. Hemen sonra geri çekildiğimde gamzesini gördüm. Her gördüğümde nasıl da kayboluyordum içinde..
Gülümseyerek tekrar yaklaştırdı yanağını. "Bi' daha istiyorum."
~Soobin~
Tekrar gözlerimi kapatıp yüzümü iyice ona yaklaştırdım. İstediğim ikinci öpücüğümü bekliyordum."Hadisene Yeonjun..." Sabırsızlıkla yanağıma değecek dudakları beklerken bir anda dudağıma değen dudaklarla irkildim. Kapalı olan gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.
Dudağımda yumuşak dudaklarını hissediyordum. Ne kadar da hafif, zarif öpüyordu. Dudaklarının bu narin dokunuşu kalbimi hiç atmadığı kadar hızlı atmasını sağlıyordu.
Çok kısa bir süre öyle kalıp geri çekilmişti. Ben gözlerimi ondan ayıramazken o yüzüme bakmıyordu.
"Yeonjun..." "Hmmm..." Gözlerim yanaklarına takıldığında kızardığını gördüm. O kadar güzeldi ki o an...
Kızaran yanakları ve benden kaçırdığı bakışlarıyla utandığını açıkça belli ediyordu. O neredeyse yaptığı hiçbir şeyden utanmazdı. Yeonjun'u utanırken görmek tuhaftı ama hoştu. Bu halini izlerken ben farketmeden bir gülümseme yerleşti yüzüme.
Yeonjun'un dizlerine doğru eğilip beni görmesini sağladım. Bakışlarımız buluştuğunda hemen çevirdi kafasını.
Birkaç kez daha gözlerine bakmayı denedim ama çok inatçıydı. Son çare yüzünü ellerimin arasına alıp bana dönmesini sağladım.
Çok yakındık. Tüm güzelliğiyle önümdeydi. Parlayan gözleri, tatlı yanakları ve o dudakları... Kalbim tekrar hızlanmaya başladığında gözlerim istemsizce dudaklarına kaymıştı.
Yetmemişti bana. Dahasını istiyordum.
Yavaşça yüzümü onunkine daha da fazla yaklaştırdım. Dudaklarımın onunkilerle buluşmasına az kalmıştı.
Birden nefesi dudaklarıma çarptığında bütün tüylerim diken diken olmuştu. Bir an kalbimin durduğunu sanmıştım.
Beni mahvediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You and I × Yeonbin <Texting>
FanfictionSen ve Ben × ^"Seninle çok kavga ettik, birbirimizi çok kızdırdık. İlk tanıştığımız günden beri bu böyle ve bunların hepsine alışmıştım. Ama daha önce hiç sensiz kalmadım. Sensiz kalmaya alışık değilim. Beni sensiz bırakma Choi Soobin." ^"Birbirimiz...