0.2 ghost attack

37 8 32
                                    

29.03.23
07.27

Saat gece yarısına yaklaşmışken şirketteki tüm işlerimi bitirmiş, aşağıya uzanan merdivenleri aheste aheste iniyordum. Sabah gelirken gözlerime kadar indirdiğim şapkayı çantama atıp saçlarımı tepeden topuz yapmıştım. Gün boyu dur durak bilmeden oradan oraya koşturduğum için kan ter içinde kalmıştım ve saçlarım da fazlalık gibi gelmeye başlamıştı, bu kadar uzun olmasına alışık değildim.

"Verena Yang!" Zemin kata ulaştığımda bodrum kata uzanan merdivenlerin başından seslendi birisi. Elinde bir tomar kağıtla soluk soluğa bu tarafa koşturan adam, yapımcılardan biriydi. Birkaç kez şirket yemeklerinde karşılaşıp konuşmuştuk ancak adını bile bilmiyordum.

"Merhaba.." dedim hafifçe başımı eğip selam verdim.

"Seni arıyorduk... Merhaba." dediğinde kaşlarım çatıldı anında, son dakika işlerinden nefret ediyordum. Artık şirketten çıkıp evime gitmek istiyordum. Sıcacık duşumu alıp kahvemle birlikte balkonumda keyif çatmak istiyordum.

"NCT 2023 geri dönüşü için kareografi oluşturmanı istiyoruz." Direkt konuya girdiğinde zaten gerilmeye müsait olan sinirlerim anında uyarılmıştı.

"Ben kareograf değilim. Eğitmenim." Güldü bu dediğime. Kaşlarımı çatmaktan başıma ağrılar girmişken dediğimin komik yanlarını sorguluyordum kendi kendime.

"Hazırladığın kareografilerin kusursuz olduğunu hepimiz biliyoruz. Şimdiye kadar hazırladığın tüm kareografi ve sahneler çok beğenildi. Bu işi kaçırmak istemezsin."

"Kareografi oluşturmakla ilgilenmiyorum, teşekkürler. İyi akşamlar." Diyip arkamı döneceğim sırada tekrar duydum sesini.

"Yarın sabah pratik odana bırakacağım demo kaydını. Sen bir düşün dediklerimi. Daha detaylı konuşuruz sonra." Arkasını dönüp öylece gittiğinde şokla açılmış gözlerimi sırtına diktim.

"İstemiyorum, dedim." Arkasından seslendim ancak bana dönmeden elini kaldırıp salladığında daha da sinirlendim.

Ayaklarımı yere vura vura yürüdüğüm için kalın tabanlı postallarımdan çıkan sesler boş koridorda yankılanıyordu. Adım seslerim haricinde bir ses daha duyduğumda olduğum yerde kaldım. Gelen sese kulak kabarttım ve adımlarım oraya yöneldi bu kez de. Bodrum kattan geliyordu ve yalıtımlı duvarlara rağmen buraya kadar ses geliyorsa birileri fena cozutuyor demekti.

Bu saatte etrafta kimseler olmazdı. Genelde gece geç saatlere kadar şirkette kalırdım ama birkaç yapımcı ve söz yazarı dışında pek kimseyle karşılaşmazdım. Geri dönüş dönemlerinde idoller de olurdu ancak onlar daha çok üst katlarda çalışırlardı. Bodrum kat, stajyerlerindi ve onların da çoğu on sekizden küçük oldukları için erkenden giderlerdi.

Sessizce bodrum kata ulaştığımda koridorun sağ kanadına doğru, sese doğru ilerledim. Ben yaklaştıkça ses de arttı ve sonunda bir odanın önünde buldum kendimi. Koridora bakan penceredeki jaluzi kapalıydı ancak kapının üzerindeki yuvarlak pencere açıktı. Parmaklarım ucunda yükselip oradan içeride kimin olduğuna baktım.

İçerideki çoğu ışık kapalıydı. Yalnızca duvarı kaplayan aynanın tepesindeki spot ışıklar açıktı ve buradan yalnızca bir silüet seçebiliyordum.

Kapıyı açıp içeriye girdim. Dans eden kişi kendini o kadar kaptırmıştı ki beni görmemişti, herhangi bir ses bile duymamıştı çünkü müziğin sesini öyle açmıştı ki duvarlar titriyordu.

Ancak arkasına geçip aynadan göz göze geldiğimizde yüzündeki dehşet ifadesini gördüm. Öyle ki gözleri fal taşı gibi açılırken bana doğru dönüp geriye doğru adımladı ve birbirine dolanan adımları yerle buluşmasını sağladı.

Dancing With Your Ghost | Liu YangyangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin