Herkes ona aptal gözüyle baktı.
İnsanların gözünde kısa, sinirli, alkolik bir turunçtan başka bir şey değildi.
Ama o çok daha fazlasıydı
Gerçi onlar nasıl bilsinler ki bu turunç onlara herşey iyiymiş gibi davranıyordu
Sanki gerçekten iyiymişcesine....
--------------------------------------------------------------
Yazarın anlatımı
--------------------------------------------------------------
Turuncu saçlı genç salak değildi. Sadece etrafındakilere güvenmek istiyordu videoyu izledikten sonra herşeyi hatırlamıştı.Küçükken dışlanırdı hep, herkes onun fazla zeki olduğu için herşeyi sinire vurduğunu söylerdi dalga geçerlerdi. Bu 15 yaşına kadar sürmüştü, ailesi ise sadece felaketti.
Babası askerdi hiç görmemişti onu sadece fotoğraflarından tanıyordu. Bunların yanında bir keresinde telefonda konuşmuşlardı gerçi pek konuşma sayılmazdı bu hatta başlı başına travmaydı.
Cephedeydi babası o gün başarılı bir askerdi ve komutanının gözdesiydi. Bunların yanında yeteneği vardı aynı Chuuya gibi. Pek bi işe yaramazdı ama cephede işe yarıyordu ani yaralar için etrafındaki rastgele bir çiçeği merheme dönüştürebiliyordu.
Yeteneğinden dolayı endişesi olmadan bi yandan savaşırken bir yandan da Chuuya ile konuşuyordu. İyi anlaşmışlardı ilk defa sevildiğini hissetmişti turuncu saçlı genç.
Ta ki o ana kadar ani gelen bir kurşun sesi geldi. Telefona isabet etmişti kurşun, telefonun diğer ucundaki Chuuya ise ne yapacağını bilemeyerek kalmıştı öylece. Ertesi gün ise babasının ölüm haberi gelmişti bir mektup ile.
Mektubun yanında ise bir defter vardı anlaşılan o ki adam Chuuya'yı hep görmek istemişti hiç tanışmasa da annesiyle olan son konuşmalarda Chuuya'nın aynı kendisi gibi farklı renk gözlere ve turuncu renge sahip saçları olması zaten kalpten sevdiği oğluna hayranlık duymasını sağlıyordu.
Ayrıca Chuuya'nın çizimlerini yapmıştı kafasına göre, gerçekten güzel ve birebir çiziyordu. Aynı oğlu gibi babasıda aşırı zekiydi ki Chuuya'nın çillerinin azlığına kadar doğru çiziyordu.
Peki bu turuncu kafalı oğlanın annesi nasıl biriydi?
İşte gerçek felaket annesiydi. Ne oğlunu ne babasını severdi, Chuuya'nın sadece gençliğini alan bir velet olduğunu düşünür ve zeki olduğuna inanmazdı, ona göre Chuuya para kazanmasını sağlayan bir eşyaydı.
Annesi bir barda şarkıcı olarak çalışırdı ama bunla kalmaz her gece eve bir kaç erkek atar ve işin sonunda iyi para kırardı.
Bazenleri maalesef ki bu işe Chuuyayı da sürüklerdi. Chuuya'nın saçları uzundu vüdudu da narin ve küçüktü ayrıca annesinin bile kıskandığı güzelliği vardı.
Chuuya'nın ilk zorla para karşılığında cinsel ilişkiye girmesi sadece 7 yaşındayken olmuştu bunun sonrasında annesi gene iyi para verdikleri gördüğünde ve o herşeyinden nefret ettiği çocuğun acı çektiğini gördüğünde mutlu olmuş ve bunu her 5 günde bir yapmaya devam etmişti.
Chuuya 15 yaşına geldiğinde yine böyle bir gecenin ardından annesi tarafından sokağa atılmıştı. Başta ufak işlerde çalışıp geçinmeye çalıştı fakat beceremeyince daha fazla dayanamamış ve bir uçurumun kenarından kendini atmıştı.
Öldüğünde sadece 17 yaşında olan genç ölmeden önce yanında taşıdığı günlükte herşeyi anlatmış ve annesi denen kadının hapse atılmasını sağlamıştı ama onun için herşey çok geçti.
Herşey öldükten sonra başlamıştı Ougai
Mori denen bilim insanı onu mezarından çıkarıp pis deneylerine tabi tutmuştu ve yeniden hayata geri döndürmüştü.O zamandan bu yana yüzyıllar geçti ve turuncu kafalı oğlan binlerce kere tekrar doğdu her şeye o lanet yerde yeniden başlayıp durdu her seferinde anıları silindi her seferinde olayları yeniden hatırlamaya çalıştı ama nafile hiçbir zaman işe yaramamıştı ta ki sonuncu evreye kadar...
..
.
.
.
Yazarken içim bi kötü oldu...
504 kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖙𝖍𝖊 𝖔𝖓𝖑𝖞 𝖗𝖊𝖆𝖘𝖔𝖓 𝖙𝖔 𝖑𝖎𝖛𝖊//𝖘𝖔𝖚𝖐𝖔𝖐𝖚
FanficDöngü kadar acımasız bir şey yoktur Peki 2 gencin bir döngüye girmesi Ve bu döngünün sonunun asla iyi bitmemesi Tam evini bulmuşken kaybetmek Tam yaşama amacını bulmuşken kaybetmek İşte bu sonsuz bir acı ...