4

10.7K 532 293
                                    

9 gün sonra doğum günüm ve o gün matematik sınavı var :(

Jisung ne kadar sinirlense de o kıyafetleri giymek zorunda kalmıştı.

Jisung ne kadar sinirlense de o kıyafetleri giymek zorunda kalmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu ne ya! Gören 3 yaşında sanacak."

Daha sonra ise odadan çıkmıştı. Çıktığında ise aşağı kata inen bir merdiven ve yan tarafta düz giden bir koridor vardı.

"Evi biliyormuşum gibi tek bıraktı. Çıldıracağım!"

Jisung merdivenlerden indikten sonra birsürü koridor ile karşılaşmıştı. İçlerini gezerken durduğu zaman Minho baş parmağı ile Jisung'u dürtmüştü. Jisung panik yaparak arkasına baktığında geriye doğru kaçmıştı.

"Hey yüzüm o kadar da korkunç değil!"
"Aniden öyle çıkılır mı?!"
"Gelmesem kaybolacaktın."
"Gelmeseydin kaybolmaya bile razıyım."
"Neyse kırıcı olmak istemem. Gel kahvaltı yapalım."
"Bak sana dedim ki; telefonumu ver. Başka bir şey istemiyorum. Anlıyor musun? Sorunların varsa söyle beraber çözelim."
"Ben de sana dedim ki; kahvaltıdan sonra vereceğim."
"E neden şimdi vermiyorsun?"
"Telefonu almadan gitmezsin çünkü."
"Bal gibi de giderim!"

Minho öylece durup Jisung'a bakıyordu. Jisung'da sinirli sinirli koridordan yürüyordu. Biraz ilerledikten sonra soluklanıp,

"Şu telefonu verir misin? Bak rica ediyorum. Lütfen."
"Biraz daha ağlarsan bakarız."
"Lan lütfen dedik versene!"
"Hadi gel kahvaltıya gidelim!"

Jisung ağlamaya benzer sesler çıkartıp koluyla yüzün gizlemişti. Minho arkasına dönüp,

"Cidden ağlıyor musun?"

Bunu dedikten sonra Jisung daha fazla ses çıkartmaya başlamıştı. Minho yanında gidip Jisung'un kolunu indirmişti.

"Hani nerde? Ağlıyordun en son."
"Bayılacağım sinirden. Tamam bak kahvaltı yaptıktan sonra telefonu vereceksin. Anlaştık mı?"
"Hıhmm..."
"İyi."

Jisung önden ilerlemişti Minho'da onun arkasından geliyordu.

"Bekle! Yine kaybolmanı istemem."

Daha sonra ikisi de kahvaltı için masaya oturmuşlardı. Sadece ikisi vardı.

"Sen hergün tek başına mı kahvaltı yapıyorsun?"
"Evet, bundan da memnunum."
"O zaman benim burda işim ne?"
"Senden hoşlandım."
"Ama burada kalmak istemiyorum."
"Ama ben istiyorum."
"Kim şu zamana kadar benim adıma karar vermiş ki?"
"İşte ben veriyorum."
"Ben de veremezsin diyorum."
"Hadi Jisung kahvaltını yap."
"Pf. Sıkıcısın."
"Sağol."

İkisi de sohbet etmeden kahvaltılarını yapmışlardı. Minho sadece Jisung'un kahvaltısını bitirmesini beklemişti.

"Aslında telefonun bende değil."
"Ne?"
"Duydun."
"Şaka mı yapıyorsun?"
"Hayır ciddiyim."
"Şu bıçağı alır yemin ederim götüne sokarım."
"Gitmeni istemiyorum. Sen de beni anlamıyorsun."
"Lan sadece seks yaptık! Bu benim hergün yaptığım bir şey."
"Hergün?"
"Ben bara ne için geliyorum sanıyorsun? Bak gerçekten gitmek istiyorum. Hatta şuanda gideceğim."
"Oysa sana bir şans tanımıştım. Gitmek istiyorsan kapı orada."
"Şansına ihtiyacım yok."

Jisung sinirli bir şekilde ayağa kalkıp kapıdan çıkmıştı. Çıkış kapısını ararken sonunda bulmuştu. Etrafta çalışanlar vardı.

"Bayım! Nereye gidiyorsunuz?"
"Kendi evime."
"Lee Know bey burada kalmanızı istemişti."
"Lee Know?"

Jisung bunun üstünde fazla durmayarak,

"Eve gideceğim."
"Sormam gerekiyor."

Koruma ve Jisung yan yanaydılar. Koruma telefonunu çıkarttığında Jisung aniden elinden kapıp koşmaya başlamıştı.

"Hey bayım!"
"O Lee Know Beyine söyle bidaha bok gelirim!"

Diyip çıkış kapısından kaçmıştı.

Cold Hands / Minsung SmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin