Yöre halkı büyük bir telaşın içerisindeydi cadılığın önü temizleniyor yayık ayranlar hazırlanıyor en değerli kilimler çadırların orta yerine seriliyordu
Bu telaşın sebebinin adının İstanbul olduğu duyduğu kocaman bir şehrin ve karınca sürüsü kadar çok insanın barınabileceği yerden gelen padişah tarafından gönderilen Soylu adamlar olduğu aşikardı
Yıllar önce kendi ülkeleri Ruslar tarafından işgal edilmeye başlandığında çareyi Osmanlı Devleti'ne sığınarak bulmuşlardı genç kız o dönemlerde dünyada olmadığı için bu anıları yaşlı dedelerinden dinliyor bu anıların bir acı ve yaşanmışlık öyküsü olarak ve sizden nesle geçeceğine inanıyordu
Şimdi kendine bakan ve onu yargılayan görsel bunu kınıklıyordu nazik Ama yırtıcı bir çeta yürüyüşü ile genç kıza ölüm gibi gelen bir sürede ilerledi genç adam avını kendine hazırlıyor onu kemiklerini titreterek ettiğini yumuşamasını sağlıyordu Seher tam karşısına dikilen Heybetli Dağları ve kızgın lavları andıran bu adama bakarken titrememek için kendini zor tutuyordu
Yaman: Kimsin sen kimlerdensin
Dışarıdaki İnsanlar kendi yöresindeki insanlar kadar sabırlı değildi babasını söylediğine göre onların genç kızın anlaşıla gelmemiş Saçlarına ve Yüzünü görünce onu gözlerini kırpmadan diri diri gömebileceklerini söylemişti Bu da tüm yabancı gözleri tehdit İçerisi demekti genç kız cevap vermeyecek hiddeti yağmuru buhar eden adam ses tonu olunca sakinliğinde tutarak devam etti
Yaman: duyabiliyor musun beni
Seher kafasını salladı
Yaman: Peki konuşabiliyor musun
Seher cevap vermedi
Yaman: konuşamıyorsun demek
Sonra eline genç kızın ufak omuzlarına yerleştirip Babacan Bir tavırla gülümsedi
Yaman: sanki kalpli bir delikanlısın hayatımı kurtardım ve bunu karşılığını alacaksın çocuk
( Seher burada yüzünü kapatmış ve saçlarını gözükmemesi istiyor Çünkü bu bir Çerkez kızı)
Yaman; bu çocuk kimlerden öğrenin ve gitmeden hemen önce hayatımı kurtarmasını bedelini ödeyin
Geri geri yürürken genç adamı Kaşlarını çatışın aldırmadan hızlı arkasını döndü olabildiğince gücüyle koşup taşlarının üzerine sekerken adam arkasından bağırdı
Yaman: delikanlı
Seher içinden ben delikanlı değilim Ne bir erkeğim ne de bir çocuk Ben sadece Lanetli bir genç kızım
Asla ağlayamazdı Seher ama o gün ağlamak istedi
Aradan 1 gün geçtive yaman istediği yere vardı
Yöre halkı: Hoş geldiniz beyim
Yaman: Hoş bulduk Çerkez Bey padişahın emri üzerine buradayız Ben padişahın Sadık askeri Yaman sizin bildiğiniz adımla Kara padişahımın emriyle barış adına bir evlilik gerçekleştirmeye geldim
Yöre beyi: Bunlar at üzerinde konuşulacak mevzular değil Beyim içeri Buyurun ikramlarımızı kabul edin hele gerisini konuşuruz
Yaman ve askerleri içeri girdi
seher:nadire anne ne olur Meraktan öleceğim söz veriyorum Bu sefer ufak bir dala tırmanacağım
Nadire: dala falan tırmanmayacaksın seni artık genç kızsın Üstelik bir Bey kızı
Seher: Kim bana bel kızı gözüyle bakıyor Sanki hem Meraktan öleceğim bir kere bakayım Nadire anne hem kimler gelmiş bilmiyorum Tanıyor muyuz gelen askerleri gerçekten barış için mi gelmişler
Nadire: Emin ol bunları yakın zamanda öğreneceksin ben sana söylediğimde misafir çadırına gir birazdan yaşlıların konuşması bitecek ve Hanımlar ikrama başlayacak
Seher: ama ya babam kızarsa
Nadire: sadece benim dediğimi yap Ben bugüne kadar senin için kötülük istedim mi Sen benim kıymetlimsin annenin bana mirasısın senin eline Kıymık bassa benim kalbim kanar güzel gözlüm Senin bahtın anneninkine benzemeyecek Sana hak ettiğin yerde değerini bilen ellerde olmalısın senin inatçı burnun gururlu çehren hak ettiği gibi gerçek bir erkeğin himayesi altında olmalı Bu yüz toprağa ve korumaya saklanamayacak kadar güzel
Seher: Ben güzel falan değilim Nadire anne
Nadire; Sen farkında olmasan da perileri ve melekleri kıskandıracak bir güzelliğe sahipsin kusurlu bulduğun yüzün öylesine farklı öylesine büyüleyici bir güzelliğe sahip ki bu yörenin insanlarını köreltip ürkütüyor
Nadiren anne bu güzellik edecek ellerin olmasını umdu Bu cesareti kaldırabilecek bir yürek diledi
Bunu ancak gördüğü ürkütücü Ama kendine hakim gözler yapabilirdi bu Cesur ve gözü pek kızı ancak dünyaları ayaklarının altına alabilecek adı gibi Yaman Yiğit bir savaşçı kaldırabilir ona göğüsteki çirkin Ellerden koruyabilirdi
Şimdi tek sorun o gözü pek savaşçıyı ikna etmekti planı kendi doğrultusunda ilerlerse bu işin içinden huzura çıkabilirdi ya da yörenin beyi Nadire yani dinlemez kellesini Koltuğunun altına verirdi
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBE MAHKUM
ChickLitEvet arkadaşlar Kalbe mahkum hikayesinin yeni konusu Aslında ben öteki şeyi beğenmemiştim konuyu o yüzden yenisini yapıyorum inşallah beğenirsiniz bu hikâyenin konusunu