🕸️PENÇE 1.BÖLÜM🕸️

39 3 0
                                    

Soğuk bir geceydi,katilin yüzünü
görmek için adımlarını durdurup kapının açık bıraktığı boşlukta katili görmek istiyordu, katilin yüzünü gördü ve korkunç bir yaratık olduğunu görmüştü küçük kız, aklı almıyordu aklı hipnoz etmişti, esir almıştı küçük kızın bedenini, titriyordu çıplak ayakları, korku bedenini sarmıştı küçük kız ağzını kapattı, kaçmaya başladı bir yandan ağlıyordu Hıçkırıkları tutsak etmişti zavallı kızı.

-"İmdat" diye bağırdı kalbi hızla inip kalkıyordu Hıçkırıkları boğazına dizilmişti.

-"İmdat, Yardım edin Lütfen"
Sesi yankılanıyordu ormanın derinliklerinde çıkmaz bir yol olduğunu biliyordu, koşarken ayağı taşa takılıp tökezleyerek düştü küçük kız, son kez "imdat"diye bağırdı Ensesinde soğuk bir nefes hissetti dönüp bakamadı arkasındaki kişiye, gözleri yavaş yavaş kapanıyordu ki kulaklarında çınlayan bir ses, kafasında canlanan canlı bir Cinayet, arkasındaki yaratığın hırıltısı pençeleriyle boğmaya başladı küçük kızı, küçük kız kısık kısık nefes alıp vermeye çalışıyordu, yaratığın pençeleri izin vermiyordu küçük kız ismini duyduğunda ablasının sesi olduğunu anladı.

-"Açelya Neredesin" küçük kız içinden dua ediyordu "Lütfen duymamış olsun ablamı, Tanrım Yardım et" diyordu, yaratık sesi duyduğunda etrafı duman kaplamıştı, küçük kız arkasına baktığında yoktu, tanrı duasını gerçekleştirmişti, küçük kız ayağa kalkamıyordu, ablası koşarak gelmişti yanına nefes nefese kalmıştı ablası "İyi misin Birtanem" diyordu küçük kız titriyordu.

Ablası ayağa kaldırdı küçük kızı,
Küçük kız;
-"Abla iyi değilim " geldiği yönü gösterip konuştu küçük kız
-"Orada,orada kulübe var içinde ise ölü bir beden ve Yaratık "
Ablası anlamamıştı küçük kızı, küçük kızın bedenine sarılmıştı.
-"Korkma ben buradayım "diye teselli ediyordu küçük kızı
-"Gösterebilirim sana" ablası başıyla onayladı küçük kızı;
-"Tamam,o zaman gidip bakalım şu yaratığa" ellerini tutmuştu küçük kızın, kız korkunun kollarıyla kulübeye ilerliyor, bu sefer tek başına değil ablasıyla,kulübenin önünde durduklarında ablası;
-"Söylediğin kulübe bu mu Açelya "
Küçük kız başıyla onaylamıştı ablasını, gözleri titriyordu, dudakları aralandı;
-"Bu"dedi.

Kapının kapısını ittirdiklerinde gıcırtılı bir ses karşıladı küçük kızı ve ablasını, karşılarında ölü bir ceset,koku sarmıştı kulübeyi bu koku midelerini bulandırmıştı, ablası cesedin yanına yaklaştı ölüyü kontrol ediyordu nasıl ölmüş olabildiğini aklında ölçüyordu ki ölünün boğazın da pençe izi ve diş izlerini gördüğün de korkuyla ayağa kalktı.

-"Bu nasıl olabilir"diyordu, küçük kız gözlerini tüm dikkatiyle ölü bedene çevirmişti.

Kız konuşamıyordu sanki Lâl olmuştu, Ablası küçük kızın yanına ilerlemeye başlamıştı ki ablasının boğazını sıkan Yaratığı gördü,simsiyah bir pelerin kanla dolmuştu gözleri,hırlıyordu yaratık Küçük kız çığlık atmıştı ama bu bir kâbustu,nefes nefese çığlık atıp "Abla"diye bağırmıştı.
🕸️🕸️🕸️
Odaya hızlı bir şekilde Annesi ve Ablası girmişti.
-"Açelya ne oldu kızım" küçük kız ürpermişti gözlerini aralamıştı.
Ablası;
-"Açelyam ne oldu neden çığlık attın" küçük kız ablasını tanıyamadı.
-"Bırak beni" diyordu küçük kız ablası dayanamadı sarıldı.
-"Geçti"diyordu ablası "Ben senin yanındayım"
Küçük kız kendine gelmişti, ablasını karşısında gördüğünde Sarıldı.
-"Abla beni bırakma"
-"Bırakmam"diyordu, Açelya sımsıkı sarıldı ablasına.
-"Asla bırakma" dedi küçük kız
Ablası;
-"Ölene kadar seninleyim birt.." küçük kız ölüm kelimesini duyduğun da elliyle ablasının dudağını kapattı.

-"ölüm yok abla kabusum da gördüğüm konu ise buydu"ağladı, ağlayarak kâbusundan arınacağını zannetti ama karanlık perde de yine o ablasının ölümü,kâbusta bile ablasını kurtaramadığına üzülüyordu, içinde bir yerde çaresizlik yer alıyordu, nasıl dindirebileceğini bile bilmiyordu.

Ablası yatıştırmak için;
-"Açelya bu bir kâbus,imkansızın ötesi boş bir kâbus,bak karşındayım ben senin ablan Zara Alpoğluyum, üzülme ve boşver ben senin yanındayım"
-"Söz mü abla"
-"Söz" söz kelimesi kocaman bir yemin gibiydi,ant içmişlerdi ayrılmayacaklarına ve bırakmayacaklarına dair,ama herşey kaderle bağlantılıydı,ya hüzün kaplayacaktı her yeri yada bir sevinç ışığı.

Ellini tuttu Ablası küçük kızın, kız her ağladığında gözlerinin halkalarındaki morluklar ortaya çıkıyordu küçük kızın nefesi kesildi ellini kalbinin üstüne koydu,kalp atışının hızlandığını fark etti, ablası sakinleştirmeye başladı küçük kardeşini;
-"korkma Açelya,bak bi hangimiz ölüyüz"
-"Söyleme abla o kelimeyi"
-"Bak yanındayız ama,kâbus bu bende ara-sıra görürüm ama kafama takmam,ne kadar takarsan o kâbusları görmeye başlarsın tekrar"
-"Abla dinlenmek istiyorum"
-"Tamam birtanem yanındayım" ablası Zara Alpoğlu 21 yaşında bir ajandı ama dedektifte sayılırdı, sarı saçlı, mavi gözlü güzel bir kız ve cesaretini sayarsak hiç kimsede olmayan bir cesaretliğin kraliçesiydi.

Küçük kız uyumuştu ama bu sefer aynı kâbus yaratık konuşmuştu küçük kızla;
-"Beni asla bulamayacaksın küçük kız,ben seni buldum ama sen beni bulamayacaksın"görünüşü gibi sesi bile korkunçtu yaratığın, ürpererek uyandı bu sefer küçük kız, ablası ürperdiğini görmüştü ama kendisi gözlemlemeye başladı kardeşini,terlemişti küçük kız ellini ensesine koydu terlediği halde buz kesildiğini fark etti,elleri titriyordu su istedi;
-"biraz su alabilir miyim Abla"
-"Tabiki Canım" deyip ayağa kalktı masanın üzerindeki sürahiyi alıp bardağa doldurup kardeşinin ellerine tutuşturdu.

-"Ellerim titriyor abla,sen içir lütfen"
Başını salladı ablası, bardağı eline alıp kardeşinin dudağına götürüp içirdi.

Küçük kız belki bu yaratığın pençeleri arasında boğulacaktı ama çözemediği tek soru o yaratığın kim olduğu bu imkansızdı ama küçük kız o perdeyi aralayıp bulacaktı bu sefer küçük kız av değil avcı olacaktı,en büyük silahı cesaretin duygusuydu.

İşte Açelya Alpoğlu başarının adımlarına yaklaşacak mıydı yoksa pes edip bırakacak mı?

KURALSIZ GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin